3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
865
Okunma
Kasım ayının son günleri kuru çınar yapraklarını hayranlıkla seyrederek geçtim yanlarından
bir yaprağı bile ezmemeye çalışarak.Yerden en güzel tonlara bürüneni alsam ve defterimin
arasına koysam diye düşündüm. Neyse anlatmak istediğim bu değildi. Çınar ağaçlarına daha gelmeden tümüyle sararmış iki salkım söğüt etkisi altına aldı beni. Beş dakika onları
seyretmem, aldı götürdü bir yerlere..
Bu ağaçları iki aile olarak düşündüm önce. Baş taraftaki her tarafa salkım saçak ama belli
bir düzenle yere sarkıyor.Bu söğüt ben olmalıyım.Şu iyice uzayan dallar çocuklarım olmalı.
Onları özlediğimi düşündüm. Az ilerisindeki söğüt iki kalın dalla yükselip dökülüyor salkım
saçak dallarıyla sapsarı. O da sevdiğim olmalı diyorum, çoluk çocuğuyla. Sonra kendime
soruyorum: Kim ki sevdiğin diyorum. Hiç varolmamış biri mi?
O, sadece düşlerde gezen biri. İnsan sevdiğinde mükemmellik arıyor. Dokunmadığım
çok hoşuma giden gökyüzündeki en parlak yıldız gibi. Yoksa var mı diye kuşku duyuyorum
bir an.Gelecek diye yollarına bakmış mıydım yoksa. yemyeşil bir çimenlikte düşlemiş miydi
beni. O giderken ağlamış mıydım ardından. Saklanmış mıydım kendimden bile. Özleminden
iğne ipliğe dönmüş, sararıp solmuş muydum?
Bilmiyorum artık adını. Onun bir hayal olduğuna çoktan inandım artık. Gökyüzündeki yıldız
belki daha yakın ondan. Belki insan kılığına girer de yere iner bu yıldız. Çok komik. Yani
yıldız olması. Gökyüzünde bir lâmba gibi asılı kalması. İnsan olmasını yeğler miydim. Aklım
karışıyor. Anneannem aklıma geliyor. Bana gülerek söylediği sözler:
" Kadın, sen yorganının ucunu kımıldatmadan yatardın. Nasıl evlendin."
Gözlüğünün altından muzip muzip gülerdi bunu söylerken.
Nasıl evlendim, ben de bilmiyorum anneanne. Sonuç; söğüt ağaçlarını seyretmek. Onlara
kendimce anlamlar yükleyerek. Yıldızlardan ise, bana ne.. İnsan yıldız olmaya bakmalı.
Yok yok, o var. Yıldızlardan daha yakın.
28. 11.2013 / Nazik Gülünay