- 2107 Okunma
- 23 Yorum
- 0 Beğeni
MEMLEKETİN BÜTÜN DERSANELERİNE VE ÖZEL OKULLARINA GİRİLMİŞ OLSA KEŞKE-1-
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Öncellikle dersane ile tersane arasındaki farkı açıklayarak işe başlayalım çünkü hâla pek çok insan Atatürk’ün Gençliğe Hitabında ( Ki bu da hep yanlış ifade edilir..Gençliğe Hitabesi değil efendim..Gençliğe Hitabı ) geçen ’ Bütün Tersanelerine girilmiş...’ Sözlerini hep ’ Bütün dersanelerine girilmiş ’ Olarak okur, yazar ve söylerler.
Dersane: İçinde ders yapılan yerdir. Tersane ise gemi yapılan yer. Yani ikisi çok çok farklı şeylerdir.
Benim lise yıllarımda sadece bir kaç taneydi dersane..Koskoca İstanbulda toplasanız toplasanız sayısı onu ancak bulurdu. İstanbul Üniversitesi çevresinde toplanmışlardı genellikle.
Lisenin son yıllarında rahmetli pedere yalvar yakar oldum ’ Baba beni dersaneye gönder ’ Diye. Rahmetli ’ Ulan dersane de ne? Okulunda öğretmenlerin ders göstermiyor mu sana? Öğretmenlerini dinle, derslerine adam gibi çalış, benim tepemin tasını attırma’ demişti.
Dersane filan görmedim. Liseyi bitirdim. Okulun en geri öğrencilerinden biri olduğum halde ( Üç senelik liseyi beş senede bitirdim. ) girdiğim ilk üniversite sınavında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü kazandım ki okulumda üniversiteyi kazananlar içinde en düşük puanı olan da yine bendim.
O yıl Bakırköy Lisesi mezunlarının %75i üniversiteyi kazandı. Üniversite kazananların ise ancak %2 si dersaneye filan gidiyordu Bakırköy İstanbulun en sosyetik ve zengin ilçelerinden biri olduğu halde. Çünkü okulda verilen eğitim üniversite sınavlarını kazanmamız için yetiyor hatta artıyordu bile.
Üniversite bitti. Öğretmen olarak görev yapmaya başladım. Bu arada pek çok şeyin değiştiğine şahit olmaya da başladım. Dersaneler pıtırak gibi sardı memleketi. Öyle ki nüfusu üçbin- dört bin olan küçücük ilçelerde bile en az iki dersane açılmaya başladı. Artık üniversiteye giden yol dersaneden geçiyordu. Çünkü devlet okullarında verilen eğitim öğretimle öğrencinin üniversiteye girmesi mümkün değildi. Neden mi?
Ben bir tarih öğretmeni olarak Tarih dersinden örnek vererek açıklayayım:
Bizlere her şeyden önce test yazılı sınavı yapmak yasaktı...Genelge gönderilmişti ’Sınavları test şeklinde yapmayacaksınız’ diye...Hem bizim de işimize gelmiyordu doğrusu oturup yirmi- otuz tane test sorusu hazırlamak. Biz alışmıştık: Soru 1- İstanbulun Fethini anlat Soru 2 Karlofça Antlaşmasının maddelerini yaz Soru 3 Sakarya Meydan Muharebesini anlat...Ama üniversite sınavlarında sorular öyle sorulmuyordu: Orada soru şöyle geliyordu mesela : İstanbul’un Fethi öncesinde ’ Ben İstanbul’da Kardinal külahı görmektense Türk sarığı görmeyi tercih ederim diyen ’ Dük Lukas Notaras bu sözü söylerken aşağıdakilerden hangisinden daha çok korktuğunu, bir daha böyle bir olay yaşanmasını istemediğini ifade etmek istemiştir? a) Yüz Yıl Savaşları b) IV. Haçlı Seferi c) Fransız İhtilali d) Niğbolu Savaşı e) Hz Muhammed’in İstanbul’un fethi ile ilgili Hadisi.
Öğrenci bocalıyordu bu hiç alışık olmadığı sınav sistemi karşısında...İşte öğrencinin bu açığını kapatmak için dersaneler devreye girdi ve neredeyse köylere kadar indi bu dersane olayı. [ Haa bu arada yukarıdaki sorunun cevabı b şıkkıdır))))))))))))))) IV. Haçlı seferi esnasında Latinler İstanbul’u yağmalamışlar ve İstanbul’da muazzam bir vahşet sergilemişlerdir..Sene 1204 ]
Oysa yapılması gereken şey çok basitti: Ya üniversite giriş sınavları öğrencilerin devlet okullarındaki sınavları gibi olacaktı ( Bu çok zor tabii ki o kadar çok soru ve hep anlatım...Ciltler dolusu kitap yazması lazım öğrencinin ) Ya da devlet okullarında verilen eğitim dersanelerde verilen eğitim gibi olacaktı . İkinci şık daha mantıklıydı ama sınıf öğrenci sayısı bazen seksene ulaşan bir okulda dersane eğitimi gibi bir eğitimi nasıl verirsiniz?
Aslında devlet bunun da çözümünü bulmuştu: Okullarda öğretmenler cumartesi ve pazar günleri zayıf öğrencilere çok cüz’i bir para karşılığında ders veriyorlar, eksiklerini tamamlıyorlar, halk eğitim merkezleri de özel kurslar açıyordu üniversite sınavlarına hazırlama amaçlı. Ama orada da şöyle bir sorun çıkmaktaydı: Dersanelerde ayda dört-beş bin lira kazanılabilirken okulda ya da halkeğitim kurslarında üç-dört yüz liraya çalışan öğretmen ’ Böyle başa böyle tarak ’ Diyerek çok da sallamıyordu. Oysa dersane öyle değildi. Hele de ciddi bir kurum ise öğretmeni limon gibi sıkıp posasını çıkartana kadar çalıştırıyordu.
Zaman içinde dersaneler çoğaldı...’ Nerede çokluk orada bokluk ’ Derler ya resmen boku çıktı. Bu arada dersaneler konusu siyasi bir mahiyete de büründü. Cemaatlerden, ( En başta Fethullah Gülen cemaati tabii ki) Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneklerine kadar herkes kendi görüş ve kafa yapısına uygun nesiller yetiştirmek amaçlı dersaneler açmaya başladı. Lakin öğrenci velisi bu işten rahatsız oldu. Çünkü onlar sadece ve sadece çocuklarının üniversiteyi kazanmasını istiyorlardı.
Çocuklarını cemaatlere ya da derneklere kaptırmak istemeyenlerin imdadına ise tüccar kafalılar yetişti(!) Onlar da dersane açtılar...Pardon ticerethane. Neredeyse hiç biri eğitim öğretimin içinden gelmiyordu...Müteahhit, Eczacı, Mühendis, Çoğu da aslında ne iş yaptığı hiç bir zaman bilinmeyen iş adamları...
Dersaneler artık eğitim öğretim yuvası olmaktan daha çok ’ Çılgın Dersane ’ Filminde olduğu gibi filinta gibi delikanlılar ile dalyan gibi kızların hoşça vakit geçirdikleri mekanlar haline döndü. Çok çok iyi bildiğim bazılarında öğretmenlerin sadece diplomaları çalıştı...Anlamadınız sanırım: Yani dersane öğretmeni o dersaneye diplomasını bırakıyor, kendisi dersanenin kapısından içeri bile girmiyor.İstanbulda ikamet eden bir öğretmen arkadaşıma taaa Şanlıurfa’dan ’ Diplomanı bize bırak ayda sana 4000 Tl maaş verelim ’ Diye teklif geldiğini biliyorum. ( Hem bir dersaneden, hem de bir başka özel okuldan ) Yani arkadaş İstanbuldan hiç ayrılmadan oturduğu yerde Şanlıurfa’da bir okulun ya da dersanenin öğretmenliğini yapacak.
Velhasılıkelam dersaneler içinde eğitim öğretime önem veren neredeyse sadece Fethullah Gülen Cemaatinin dersaneleri olarak kaldı. Diğerlerinin amacı sadece ve sadece para kazanmak iken Fethullah Gülen Cemaati dersanelerinde neredeyse üste para verilecek durumlar yaşandı.Dersaneler yanında bir çok yurtlar ve evler de açıldı. Çünkü onun amacı para kazanmaktan daha çok ileride bu ülkeyi yönetecek kendi kafa yapısında insan kazanmaktı.
Vatandaşın kafası karmakarışık olmuştu. Çocuklarını mutlaka dersaneye göndermeliydiler üniversite sınavında başarılı olabilmesi için ama hangisine: Seçenekler şunlardı: 1- Kapısından içeri adımını attığınız anda müthiş bir tertip, düzen, intizam ve disiplinle karşılaştığınız, aynı zamanda isterseniz size yatacak yer ve yemek imkanları da sunan Cemaat dersaneleri 2- Çağdaş ve modern bir anlayışla ( !) eğitim veren Çılgın Dersaneler 3- Ne idüğü belirsiz ticarethaneler. 4- Çok cüz’i sayıda olan ciddi dersaneler ( Hangileri bilene, bulana aşk olsun..Tamamen şans işi )
Hepsinin kapısında aynı ilanlar..İlanlara baktığınızda sanırsınız ki Türkiye’de dersaneye giden bir tek öğrenci açıkta kalmamış..Uzun uzun, tüm dersane binalarını kaplayan Üniversite kazanmış olanların listeleri ( Ciddi bir kaç dersane dışında o listelerdeki isimlerin hep iki yıllık meslek yüksek okullarını kazandığını farketmesiniz bile..Benim dersane yüzü görmeyen, bir tek ders kitabının kapağını bile kaldırmayan oğullarım da kazanmıştı )
Bu ahval ve şerait içinde siz olsanız hangi dersaneleri tercih edersiniz?
YARIN ÖZEL OKULLARA GİRECEĞİZ İNŞALLAH...ZURNANIN ASIL ZORT DEDİĞİ YERE YANİ.
YORUMLAR
Sami Kardeşim,
Bu gün ne yazık ki öğretmenler günü. Senin bu güzel gününü kutlarım da, ,
hani şu öğretmen oldunuz diye piyasaya salınıp ,bir türlü çocuklarla karşılaşamayan
parasızlıktan yapmadıkları hiç bir iş kalmayan binlerce öğretmene ne diyerek
kutlamalıyım, bana söyler misin?
Veya onların kadrolarını öğretmen olmadıkları halde dolduran , binlerce hak yedinin gününü "Size helal olsun , yakışır abime " diyerek kutlasam ayıp olur mu?
Ben en iyisi maliye bakanını gününü kutlayayım dostum. Hani hem İngilterede bulunmuş ,hem de bizimkilerin dört katı maaş alan öğretmenlerle bizim garipleri bir tutan bakanınkini diyorum
Pazarda öğrencisini görüp başını çeviren veya ders verdiği öğrencisine çaresiz not da veren öğretmenimin gününü de kutlayabilirim.
Neyse Hocam, şimdilik senin oğretmenler günün kutlu olsun.
இܓ BURASI BABİL இܓ
இܓ HAKK 'sızsan yem olursun iftiralara ,yalanlara
இܓ HAKK'lıysan DANYAL olursun aslanlara
இܓ Sevinç eratalay-yürü yağız atım yürü இܓ - YouTube
► 3:31► 3:31
www.youtube.com/watch?v=TGSWe2OfqpE
o Benzer
28 Oca 2011 - amedli21cilgin tarafından yüklendi
1. Amaç Sayısal Üstünlük Değil Paylaştığımız Sevginin Kalitesidir:http://www.facebook.com/pages/AMED-PASUR ...
&இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ
இܓ Yavuz(yürük)at , yemini (yavuz it ününü) kendi artırır…
இܓ Ahmet Şafak - Bu şehirde - YouTube
► 4:58► 4:58
www.youtube.com/watch?v=nCK9wNp39gs
o Benzer
20 Ağu 2011 - duygusalx tarafından yüklendi
Thumbnail 49 videos Thumbnail Play all YouTube Mix - Ahmet Şafak - Bu şehirde • 3:36. Watch Later ...
&இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ
இܓ Perwer'den tokat gibi cevap 16-02-2011 - YouTube
► 4:50► 4:50
www.youtube.com/watch?v=Yz3SyKCucB4
o Benzer
16 Şub 2011 - samanyoluhaberavrupa tarafından yüklendi
BDP Sirri Sakiktan Tokat gibi Cevapby MEDIMPARATORU146,817 views • 6:41. Watch Later SIVAN ...
Sizin gibi ben de objektif bakış açısıyla yazmak istesem de , inandıklarımız ve sevdiklerimiz le birlikte insani yönümüz devreye giriyor… இܓ
MEMLEKETİN BÜTÜN DERSANELERİNE VE ÖZEL OKULLARINA GİRİLMİŞ OLSA KEŞKE-1-
Başlık : ‘’BÜTÜN DERSANELER ‘’
Resim: Filmlerle büyütülen neslin performans ödevi…böl-parçala-yut…
içerik: Dük Lukas Notaras söz (ler )i… ;) Helal olsun ehl-i kalem HAKK kelâmı etmiş (ler)…!!!
Söz: ‘’Ben İstanbul’da Kardinal külahı görmektense Türk sarığı görmeyi tercih ederim’’ Söyleyene
değil, SÖYLETENE VE SÖYLENENE bakınız இܓ …!!!
& இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ
‘’ Bana bir HARF öğretenin kırk yıl kölesi olurum’’ இܓ …!!!
இܓ♥...இܓ♥...இܓ♥...இܓ♥...இܓ♥...இܓ♥...இܓ♥...இܓ♥...
(; இܓ Ettekraru ahsen, velev ki yüzseksen... أنا أحبك இܓ ;)
இܓ♥...இܓ♥...இܓ♥...இܓ♥...இܓ♥...இܓ♥...இܓ♥...இܓ♥...
இܓ En İyi Öğretmen இܓ - YouTube
► 4:26► 4:26
www.youtube.com/watch?v=P6WF155a0HM
20 Eki 2011 - Ahmet Yordam tarafından yüklendi
www.yolyordam.com. ... En İyi Öğretmen. Ahmet Yordam•568 videos ... Next in yolyordam türkçe ...
இܓ ALLAH Peygamberimiz Hz. MUHAMMED MUSTAFA (Sallallahü aleyhi vesellem) Efendimizin ve SAHABE Radiyallahu anh(a) izinden giden, HAKK yolda yürüyen ve yürümeyi öğreten Başta FETHULLAH GÜLEN HOCAMIZ olmak üzere İSLAMİYET’e hizmet edip vefat etmiş olan padişahlarımızdan(FATİH SULTAN MEHMET,YAVUZ SULTAN SELİM, KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN,II. ABDÜLHAMİT HAN…&) ,ağabeylerimizden,ablalarımızdan, kardeşlerimizden ve HAKK YOLDA hizmetlerine devam eden tüm yöneticilerimizden, sanatçılarımızdan, şairlerimizden, yazarlarımızdan, öğretmenlerimizden ALLAH razı olsun.Bizleri de bu kutlu davadan nasiplendirsin …Hatalarımızı, kusurlarımızı ALLAH’a havale ediyoruz…ALLAH cümlemize merhametiyle muamele etsin İnşâALLAH…Amin! இܓ இܓ இܓ,
& இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ இܓ
இܓ sor beni gözyaşı geceleri இܓ - YouTube
► 7:31► 7:31
www.youtube.com/watch?v=epQvDsgOB3I
o Benzer
27 Şub 2008 - Niyaz bağcı tarafından yüklendi
sor beni gözyaşı geceleri - YouTube. Subscribe 188. Changes to YouTube comments. Smarter sorting ...
‘’ Biz, bizden evvelkilerin ekip biçtikleriyiz; bizden sonraki nesiller de bizim gayretimizin semeresi olacaklardır.’’ Fethullah GÜLEN இܓ
HAKK ‘ın rızası dahilinde yaşayan ve yaşamayı öğreten tüm öğretmenlerin
இܓ♥...ÖĞRETMENLER GÜNÜ EBEDEN KUTLU OLSUN…இܓ♥...
Saygı, Sevgi, Selâm ve DUA ile…இܓ
"Çocuklarını cemaatlere ya da derneklere kaptırmak istemeyenlerin imdadına ise tüccar kafalılar yetişti(!) Onlar da dersane açtılar...Pardon ticerethane."
Yahu en büyük dershaneyi cemaatçılar açtı. Bu ne tezatlık! Oralarda neler oluyor herkes biliyor. Aman hocaefendi şöyle buyurdu, böyle buyurdu...
Neden tutuştuklarını görmüyor musunuz?
Bu ülke ne zaman adam olur" diye her sohbette duyarım yıllardır..
biraz biraz kafam almaya başlayınca, 50 yıl sonra, 30 yıl sonra gibi tanımlar yapardım.
30 yıl geçti bakalım kaç yıl daha geçecek..
dünyada her şey para üzerine kurulu olduğu için ne yazık ki ülkemizde had safhada
ilkokuldan sonra çocuğunuz zamanın çarkına kapılıp döne döne en son beyni de dolanıyor bayılıp düşüyor bir yere..
aradan sıyrılanlar ailesinden aldığı terbiye ve yakın ilgiyle, biraz da zekasıyla bir yerlere gelebiliyor..
öğretmen şiiri yazmak üzereydim şatafatlı matafatlı vazgeçtim yazınızı okuduktan sonra..
neden mi?
cinlerim geldi:))
hiciv mi yazsam ne:)
selamlar saygılar
Bir çocuğumu okuttum ikisi de okuyor dersanelere bir servet ödemişimdir. Yıllar önce dersanelerin kapatılması gerektiğini söylüyordum. Çocuklar yarış atı gibi koşturuluyor haftanın 5 günü okul 7 günü dersaneye gidiyorlar. Sabah evden çıkıp akşamın geç saatlerine kadar dışarda yorgun bezgin bir halde eve geliyorlar.
Metroda otobüsde sırtında ağır çantasıyla dersaneden gelen çocukları görünce çantalarını alırdım. Oturuyorlarsa eğer'' Oturun çocuğum siz bütün gün yoruluyorsunuz oysa ben gezmeden geliyorum'' değip kaldırtmadım hiç.
Babam bize geldiğinde saat 8 olmuştu ve kızım daha dersaneden gelmemişti. Babama ''Eskiden sofraya oturmak için baba beklenirdi şimdi yemek yemek için evladı bekliyoruz'' demiştim.
Özel okullarda çözüm değil Ankara da bir özel okulu bitiren öss de kaç puan aldığına bakılmazsızın İstanbul da ki bir üniversiteye %50 burslu başlayabiliyor. Yani sadece diploma veriyorlar okadar. Parana göre diploma notun yükseliyor.
Yıllardır benim söylediğim çözüm. Okullar paralı olsun. dersaneye yılda 5 ila 10 bin arası para veriliyor yol yemek harçlıkla bu 10ila15 bini buluyor. Bunun yerine okula yılda1 bin lira verilsin ve taksitle ödensin. Bunun %35 ini devlet alsın %15 ini okul aile birlikleri %50 sinide ders girme saatlerine göre öğretmenlere verilsin. Okulun başarısı arttıkça oran artsın başarı azaldıkça oran azalsın. Bakın o zaman sadece ben dersi anlatırım dinliyen dinler dilemeyenin keyfi bilir diyen öğretmenler oluyormu. Aillerde az para verdikleri için maddi yönden raHatlamış öğrencilerde dersanede öğretmenleri bilgi yönünden kullandkları gibi nasıl kullanıyorlar. Eğitim ancak böyle çözülür bana göre
Bu parayı vermecek aileler varsa muhtardan fakirlik belgesi getirdiğinde ve araştırıldığında gerçekten maddi durumu çok kötüyle onlardan para alınmasın. Gerçe artık yemeyip içmeyip ne olursa olsun çocuklarımızı dersaneye gönderiyoruz. 1 Den fazla çocuk okutan ailelere çocuk sayısına göre indirim yapılmalı.
Tebrikler yine güzel bir konu seçmişsiniz
MEMLEKETİN BÜTÜN DERSANELERİNE VE ÖZEL OKULLARINA GİRİLMİŞ OLSA KEŞKE-1- Başlıklı yazımı günün seçkisi olarak seçen site yönetimi ve seçki kuruluna, yazımı okuyarak yorumlarıyla ve ve eleştirileriyle hep yanımda olan değerli site arkadaşlarıma ve yazımı okuyan tüm dostlara gönül dolusu teşekkürlerimi, selam ve sevgilerimi yolluyorum. Sağ olun, var olun.
durumu ne güzel anlatmışsınız
peki çözüm...
işte tıkandığımız yer burası
ya da siyasi iktidarın çözmekten yıllarca kaçındığı yer
size ilginç bir şey söyleyeyim
Cemaat okullarına
Cemaat yurtlarına kızını/oğlunu göndermek bu milletin maalesef yazgısı.
Adam 1500_1000 lira maaş alıyor. Kızı/oğlu istanbulda üniversite kazanıyor. nereye gönderecek?
Bu sene ben de çocuğumu kayıt için İstanbul'a gittim. Tüm üniversitelerin yanında cemaat. Müthiş çalışıyorlar. Yurtları pazarlıyorlar ve kendi yurtlarında kalan öğrenciler satışda pardon öğrenci toplamada. Sonra bu yurtlara kızını/oğlunu yerleştiren baba devlete/hükümete Allah razı olsun diyor.
Esasında şunu demesi gerekir
Arkadaş bu devlet nasıl bir devlet ki benim çocuğumu yurda verecek kadar maaş vermiyor, sosyal haklarımı korumuyor. Bir de anayasada yazar sosyal devlet diye. Eminim ülkede ücretler belli bir seviyeye çıksa
cemaate bu kadar öğrenci akımı olmaz
işin kçtüsü şu ki
21nci yüzyılda
sola gönülve oy vermiş biri olarak söylüyorum
şu cemaat_hükümet kavgasını ellerimizi ovuşturarak izliyoruz
halbuki sol olarak buna üzülmeliyiz
bu çağda ülkemde neyi konuşuyruz diye
sonuçta
sağ
daha çok sağ doğurur
günün yazısını ve yazarını kutlarım
Eğitim sistemindeki bozukluk bu güne has bir şey değil. Okullarda yeteri kadar eğitim verilmiyorsa eğitimi veren öğretmenlerin kusurudur. Ben matematik dersinden bir türlü başarılı olamıyordum. Ortalama notla zar zor geçiyordum bu dersten. Lise ikinci sınıfta yeni bir matematik öğretmeni geldi. Anlatımı kuvvetli, anlayışlı, sevecen biriydi ve ben matematik dersinde başarılı oldum. İyi ki o öğretmene rast geldim. İşletmeyi kazanarak, mesleğimi muhasebeci olarak sürdürdüm. Bizim zamanımızda dershaneler çok azdı ve maddi, açıdan gitme şansım yoktu. Benim gibi dershane yüzü göremeyen bir dolu öğrenci var. Beş- on olan üniversite sayısı bu iktidarla ikiyüze ulaştı ancak Yüksek Okulların sayısı öğrenci kapasitesine göre yine de az. Tabiki büyük bir yarış var. Dershaneler öğretmenlerin açığını kapatıyorsa insanlar çocuklarını buralara göndermek isteyebilirler. Tabi ki adına dershane denen ticarethaneler olacak buraları. Cemaat dershanelerinde ise durum gerçekten çok farklı. Öğretmenlerin düşük olan maaşlarını neredeyse kafa kafaya ödüyorlar. Büyük bir özveri içinde eğitim derdindeler. Sapla saman biribirine karışıyor. Okulların düzeleceği yok. Dershaneler kapatılsa da düzelmez, kapatılmasa da. Çünkü idealist öğretmen sayısı yok denecek kadar az. Dershaneler kapatılsa da özel ders vererek para kazanmaya başlasak diye bir çoğu ellerini ovuşturmaya başladı şimdiden. Durum karışık vesselam.
Muhterem hocam.
Cemaatçılık ,dinsel bir tabu haline gelmiş durumda .
Tüm çaba ve hizmetleri için hepsinden Allah razı olsun.
Hoca efendilerde ki eksiklik ,toplumu cemaat algısı ile yönetmek istemeleri.
Genelde bu cemaatlerin tümünde var.
Kendi alanı içinde tamamda.Bu devlt işleri olunca iş değişiyor
İşin önüne çıkar girince renkler grileşiyor.
Çıkarlarını herşeyin üstünde görmeleri en büyük yanılgıları
Bilinmelidir ki devletin oteritesini bozacak çıkarların ,
en ağır zararlarını kendi mensupları görecektir.
Güç odak kaybederse, kaybedenler tüm taraflar olur.
Bu gün başörtüsü sorununa sahip çıkmayanlar,savunacakları ne olursa olsun itibar görmeyecektir
Allah'a emanet olun .Allah yar ve yardımcımız olsun.
Saygılarımla
Amacım yazının ahengini filan bozmak değil ama gözüme çarpınca da söylemeden edemiyorum; kusuruma bakmayın. Tam çevirisiyle: 'Şehrin göbeğinde (Daha uygunu Mese'de demek olurdu) kardinal külahı görmektense, Türk sarığını görmeyi yeğlerim' sözünü patrik Gennadios Scholarios değil, Büyük Dük Loukas Notaras söylemiştir. (Biz de, Kuran'dan alıntı yapmayı sevenler tarzında, Notaras'dan hazetmeyen dönemdaşı Doukas'tan alıntıladığımız orijinalini ekleyelim, : κρειττότερον έστιν ειδέναι εν μέση τη Πόλει φακιόλιον βασιλεύον Τούρκων ή καλύπτραν Λατινικήν) Patrik Gennadios'un sözü (Patrik olmadan önce) 'Ey bathsız Romalılar! Niye gerçeği görmezsiniz? Niye Tanrı yerine İtalyanlara güvenirsiniz? İnancınızı kaybederek şehri de kaybediyorsunuz'dur.- Serbest çeviri bana ait- (Bunun afilli Grekçesini bulamadım, Gibbon'dan aldım: O unhappy Romans [Byzantines], why have you forsaken the truth? Why do you not trust in God, instead of in the Italians? In losing your faith you will lose your city')
Güzel ve keyifle okunan bir yazı olmuş. Saygılarımla.
İlhan Kemal tarafından 11/23/2013 12:40:52 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sami Hocam, yazdıklarınıza katılmamak elde değil. Bizim zamanımızda okullar eğitim verirdi, gerçek eğitim. Dershaneye falan ihtiyacımız yoktu. Şimdi çocuklar yarış atı gibi koşturulurken yuları kimin elinde belli değil.
Dershaneye yollasan onca para ve boşa geçen zaman.
Okula zaten yolluyoruz ama okul öğretmenlerinin velilere söyledikleri; çocuklarınızın üniversiteyi kazanmasını istiyorsanız mutlaka dershaneye yollayın!
Hadi öğretmeni dinledik ve dershaneye yolladık diyelim, önce dershane öğrencileri arasında birkaç sınav zinciri yapıyor ve çalışkan- tembel diye öğrencileri sınıflandırıyor.
Zaten dersinde iyi olmayan öğrenci tembel sınıfına yollanınca bozuk olan morali daha da bozuluyor ve ders mers çalışmak istemiyor.
Öğrenci çok çok çalışkan olsa niye dershaneye yollayalım değil mi?
Burada düşünülen tek şey, öğrenci değil, para(!)
Çalışkan öğrenciyle biraz daha yakından ilgilenir ve sınavı kazandırır. Bu öğrenci iyi bir reklamdır.
Ya kazanmayan; onlar da velinimettir, seneye ve ondan sonraki seneye yine gelecekler.
Ya olacak ya olacak başka çıkar yol yok.
Uzun lafın kısası, bu dershaneler çok mu gerekli? Vatandaşın sırtında onca kambur varken bir kambur da bu dershaneler vuruyor.
Eğer devlet dershaneleri kapatacaksa, eğitim sistemini yeni baştan ele almalı ve öğrenciye öğretmediği soruyu sınavda sormamalı ve bu şekilde ak koyun kara koyun meydana çıkmalı.
Paranın gücü ortadan kalkınca aklın gücü devreye girer mi acaba?
saygılar hocam...
Yazdıklarınızdan konuya hakim olduğunuz belli, gerçekten şu anki devlet kadrosunun hangi cemaatin öğrencileri olduğu malum.
Lise açısından ben de şanslıydım, üniversite sınavında başarı oranı yüksek bir liseden, Konya Gazi lisesinden mezun oldum ve gerçekten de üniversiteyi kazandım ve yine Konyada okudum.
Ama bizim zamanımızda kitaplarda resim az yazı çoktu, şimdi Anadolu lisesi 1.sınıfta okuyan kızımın kitaplarına bakıyorum inanın resimli roman gibi.
Mecburen her dersin yardımcı kitaplarını alıyorsunuz, bu yıl bir de akıllı defter çıktı buyurun bakalım.
Masrafından vazgeçtim ders kitabı, yardımcısı, akıllı defteri, normal defter derken çocuklar hergün sırtlarında on onbeş kg yükle gidiyor okula.
Bir de sayın başbakan övünüyor öğrencilere kitaplarını ücretsiz veriyoruz diye ama bir işe yaradığı yok asıl ders yardımcı kıtaplardan işleniyor.
Ha bi de tablet dağıtıp çocukları kitap yükünden kurtaracağız diyordu ama lafta kaldı sanırım kıyak geçmek için tablet ithal eden bir yandaş bulamadı:))
Neyse velhasıl bomboş bir eğitim sistemiyle gençlerimizi dershaneye mahkum edenler şimdi dershaneleri kısmen kapatmaktan söz ediyor belki özel okula geçiş olacak ve yine birilerine köşe döndürülecek, belki oğlu, dünürü, damadı el atacaktır bu işe kim bilir? :))
Bir de yarın özel okulları okuyalım bakalım eğitim sisteminin içinden gelen ve konuya hakim kalemden.
Selamlar, saygılar öğretmenim.