ceylanım.. seke seke
kovaladıkça kaçan nehirleri bile hızla
ve ihtişamla seke seke aşan bir ceylandı,
şırıl şırıl akan bir ırmak kenarında yakaladım
susamıştı ve o kadar güzeldi ki
bir an durup düşündüm, vurmalı miydim?
ama çok açtım vazgeçmek üzereydim kıyamıyordum..
aniden yüreğimin eski paslanmış namlusu ateş aldı
amansız ve acımasız mermiler tam hedefine gitmişti
vurmuştum o dünyalar güzeli ceylanı..
haftalarca aylarca hasta yatmıştı,
yaralarını sardım gece gündüz başında bekledim
sonunda iyileşmişti, uyandığında hiç kızgın ya da kırgın değildi
hayata ve bana kara gözleriyle pırıl pırıl bakıyordu,
oda benim yıllarca süren yaralarımı iğleştirmişti, çok mutluyduk,
bana suların üzerinde koşmayı atlamayı öğretmişti,
dağ tepe durmadan geziyorduk…
zaman akıp giderken aramıza bir kara kedi giriverdi,
oldukça büyük ve yırtıcıydı, nereden geldiğini bilemedik,
pençelerini ve dişlerini defalarca geçiriyordu, kurtulmaya çalışırken
birde sırtlan yetişti ona, ceylanımın masum günahsız hayata toz pembe bakan
bir gelecek arzusuyla dolu bebekleri vardı,
hırçınlaşmıştı onu hiç böyle görmemiştim;
fakat görebiliyordum ki,
yavruları uğruna yapmayacağı hiçbir şey yoktu.
kılıcımı çekip olanca gücümle savaşıyordum,
birlikte çok güçlüydük hatta yenilmez ve kazanmak üzereydik,
ikimizde büyük yaralar almıştık hiç durmadan akan kanlarımıza inat dimdik ayaktaydık,
kaybedeceğini anlayan büyük düşman çocuklarını esir almıştı,
‘ya benimsin ya çocuklar ölür..’ demişti gürleyerek,
ceylanım çaresizdi boynunu bükmüştü ve ben çaresizdim,
çekip almalıydım yavrularını düşmanın elinden,
‘ama o bizim babamız..’ dedi yavruları, inanamadım..
ceylanıma döndüğümde onaylamıştı
‘evet babaları ben de anneleriyim
sen git şimdi..’ dedi ceylanım ‘git’ dedi bana..
korkunçtu bitmiştim bütün gücüm tükendi, kılıcım dahi büküldü,
ve yüreğimi orada o nehir kenarında ona bırakıp gittim..
dediği gibi, gittim..!
nereye vardığını bilmediğim yolda ilerliyordum
hava kararmıştı ve aç kurtların saldırısına uğrayıp öldürüldüm,
gücüm yetmedi kendimi kurtaramadım, aslında bir anlamı da yoktu!
ölüydüm artık fakat yürek acım canımı teslim etmeme izin vermemişti,
arafın arasında kala kalmıştım, yaşayan bir ölü..
her şeyim gitmişti ve önümdeki her yer karanlıktı
rüzgara bıraktım cesedimi oda sürükleyip başka bir kadının önüne attı..
acı içinde yaşamaya çalışıyorum,
bütün ömrüm bu kadar…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.