İki İyiliksever İnsan
Tokattayız o yıllarda. Uygulamanın adı pembekol, vatandaşa daha yumuşak daha sıcak gelsin diye deneniyor bu yol. Yani karakol yerine pembekol...
Tokat’ın tek ve en işlek caddesinde akşam sonrası hafif karanlıkta farları yakmış ilerliyorum bir yere yetişmek üzere. Birkaç kavşak birkaç ışık geçiyorum bu arada. Kaldırımdan ana caddeye yaklaşan iki polis memuru önümü kesiyor ve bir kenara çekiyor beni.
İn diyorlar ikisi bir ağızdan,arabadan in hemen.
Tereddütsüz, talimata uyarak iniyorum bir çırpıda.
Arkaya doğru yöneliyorlar ve onları takip ediyorum başlıyoruz karşılıklı konuşmaya.
Farlardan biri yanmıyor diye söze giriyor daha deneyimli olduğu belli olan memur.
Peki ne olacak,çözüm nedir diye karşılık veriyorum.
Belki bir temassızlık var ondandır, şöyle bir dokun belki düzelir.
İsteksizce bir iki dokunuyorum ama hayır, yine yanmıyor.
Sert vur,tekmele öyle dokunarak olmaz.
Bakın yine olmuyor, acelem var cezası neyse yazın gönderin beni diyorum.
Olur mu arkadaş ceza ödemeye bu kadar mı heveslisin.
Hayır değilim ama, yapacak bir şey yok.
Var var diyorlar,bir başka çözüm yolu var.
Nasıl yani?
Peki tornavidan var mı?
Hayır yok.
Şöyle bıçak mıçak da mı yok?
Hayır onlar da yok.
Arkadaş beni uğraştırmayın, yazın şu cezamı gideyim diyorum.
Hayır olmaz öyle şey,bırakmayız seni, şu esnafta tornavida olur isteyiver ondan.
Gönülsüz gönülsüz beyazeşyacıya yöneliyorum ama benden önce davranıyor birisi. Tornavida varsa arkadaşın işini çözelim,bize yardımcı olur musun diyor ve aleti alarak dönüyor.
Bana dönerek,aç bakayım şu far kapağını,gevşemiştir sık bakayım şu ampulü.
Ancak yine sonuç yok.
Sen de ne şanssız adammışsın be arkadaş.
Peki, sök şu yanan geri vites lambasını, tak farın yerine diyor.
Söyledikleri gibi yapıyorum.
Tüm bunların sonunda işlem tamamlanıyor ve sorun çözümleniyor.
Bak mesele halledildi. Ceza falan yok yoluna devam edebilirsin diyorlar. Teşekkür ederek ayrılıyorum onlardan ama bir şeyi ıskalayarak.
Acelem neydi bilemiyorum ama bu iki iyiliksever insanın eşkallerini niçin hafızama kaydetmemişim anlayamıyorum. Oysa isimlerini bilmesem de hep o iyiliksever iki insanın yüzünü hatırlamak isterdim.
İşte bunu yanlış yapmışım.Hiç mi dönüp bakmamışım yüzlerine.
Bu olayı kime anlatmışsam inanmakta zorlandılar.
Hiç mübalağasız yazılanların tamamı doğru, hatta eksiği var fazlası yok.
İşte insanımız bu bizim. Tavırlarıyla, davranışıylarıyla yıllar sonra hatırlanabiliyorlar.Ya mesleklerine kattıkları. Mesleklerini ve meslektaşlarını yücelttikleri ise apayrı bir konu.
İşte çözüm burada.Yaklaşmayı bildiğinizde,insanın kalbine ve gönlüne girdiğinizde çözümlenemeyecek hiçbir meselemiz kalmaz sanırım.
Hem de her alanda..
Kemal Gül
02.11.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.