- 2822 Okunma
- 18 Yorum
- 1 Beğeni
AĞLAYAN AĞLAYANA ANASINI SATAYIM.
Memleketi bir ağlama furyası sardı ki sormayın.
Önüne gelen ağlıyor.
İsteyen istediğine ağlar. Neticede herkesin kendisine göre önem arzeden , üzüntü duyduğu bir olay vardır, göz yaşlarına hakim olamaz ağlar. Hem sadece üzüldüğünden ağlamaz ki insanoğlu. Sevinince ağlayanlar da vardır.
Evet insanoğlu sevinince de ağlamakla birlikte genelde üzülünce ağlar.
Mesela bir vatandaş çıkar ’ Anayasaya evet oyu verin’ diye ağlar önce. ’ Aman zavallı helak olacak ağlamaktan, yazıktır, günahtır ’ dersiniz adamcağız diyar-ı gurbette mahv-ı perişan olmasın diye ’ Tamam lan ağlama, ağlama evet diyeceğim ’ dersiniz. Gerçekten ’ Evet ’ Dersiniz lakin bir bakarsınız aynı vatandaş yıllar sonra yine ağlıyor ve ’ Evet ’ dedirttikleri hakkında veryansın ediyor. Sebep: Dersaneleri kapatılıyor...Vatandaşın iki gözü iki çeşme. Gel de yüreğin delik delik olmasın...Ağlıyor yine garibim. Ay kıyamammmm.
29 Ekimde gidiyorsunuz Kadıköy Meydanına ..Haydaaa..Bu sefer de başkaları ağlıyor: ’ Ula biz doksan senedir şu memlekete sosyalzimi getiremedik ’ diye. Feryat figan- salya sümük ağlıyorlar ’ Yeni bir cumhuriyet- Sosyalist bir Cumhuriyet ’ Diye...
3 Kasımda Yine Kadıköy Meydanı...Yine ağlayan ağlayana: ’ Biji Apo, biji serok’ Diye ağlayan mı dersiniz, ’ Hepimiz Ermeniyiz dedik, hepimiz kürdüz dedik, şimdi de hepimiz aleviyiz diyoruz’ diyerek ağlayanlar mı dersiniz? ’ Hüseyin, Mahir, Ulaş, Kurtuluşa kadar savaş ’ Diye ağlayanlar, ’ Dar ağacında üç fidan’ diye ağlaşanlar, İbrahim Kaypakkaya, Metin Göktepe, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük ve daha isimlerini sayamayacağım pek çokları için ağlayanlar...
Uludere için, Kızıldere için, Rojova için, Reyhanlı için ağlayanlar.
Meydanlara pek çıkmasalar da Doğu Türkistan, Burma, Karabağ, Afganistan, Çeçenistan, Pakistan için ağlayanlar...
Sonra Suriye...Esed için ağlayanlar, muhalifler için ağlayanlar.
Sisi için ağlayanlar, Mursi için ağlayanlar
Mısır için ağlayanlar, buğday için ağlayanlar, samanı bile ithal ettiğimiz için ağlayanlar...Bir ekmek parası için ağlayanlar...
Paşalar için ağlayanlar, gazeteciler için ağlayanlar, Tuncay Özkan için ağlayanlar, Salih Mirzabeyoğlu için ağlayanlar ( Salih Mirzabeyoğlunu bilemediniz değil mi? )
Hepsini ama hepsini anlayabiliyorum. Neticede kimi gerçekten de insanca bir şeyler için ağlıyor, kimi de menfaatlerine dokunulduğu için.
İyi de be kardeşim: Şöyle bir türkü için ağlanır mı?
Buyurun...Şivan Perver söylüyor...Hem kürtçesi, hem de Türkçesi ile.
Kîne em? (Kimiz biz?)
Kîne em?** Kimiz biz?
Cotkar û karker** Çiftçi ve işçi,
Gundî û rêncber** Köylü ve emekçi,
Hemû proleter** Tümden proleterdir
Gelê kurdistan** Kürdistan Halkı.
Şoreş û volqan** Devrim ve volkan,
Tev dînamêt in** Tümü dinamittir.
Agir û pêt in** Ateş ve alevdir.
Sor in wek etûn,** Benzersiz kızıllıktır.
Agir giha qepsûn** Alev kapsüle ulaştı.
Gava biteqin** Patladığı anda
Dinya dihejî** Dünya sarsılıyor.
Ev pêt û agir** Bu alev ve ateş
Dijmin dikujî** Düşmanı öldürüyor.
Kîne em?** Kimiz biz?
Hey hey hey hey kîne em?** Hey Hey Hey Hey Kimiz Biz?
Em in rojhilat,** Biziz Doğu..
Tev birc û kelat.** Her burçta ve kelatta.
Tev bajar û gund,** Her şehirde ve köyde.
Tev zinar û lat. **Her yamaçta ve kayalıkta
Ji destê dijmin:** Düşmanın elinden:
Dijminê xwînxwar,** Kan içici düşmanın,
Xurt û koledar** Güçlü ve köleci,
Ji rom, ji fireng,** Romların(Türk) ve Frenkelerin,
Di rojên pir teng,** Çok dar günlerinde,
Bi kûştin û ceng.** Ölümlerinde ve savaşlarında.
Parast, parast** Koruduk, koruduk.
Parast me ev rojhilat** Koruduk biz bu Doğu’yu
Kîne em?** Kimiz biz?
Hey hey hey hey kîne em?** Hey Hey Hey Hey Kimiz Biz?
Kîne em?** Kimiz biz?
Gelê serfiraz** Onurlu (bir ) halk!
Dijminê dijmin** Düşmanın düşmanı,
Dostê aştîxwaz** Barışseverin dostu!
Em xweş mirov in,** Biz iyi insanlarız,
Ne hirç û hov in** Ayı ve yabani değil!
Lê çibkim bê şer** Fakat; ne yapayım savaşsız?
Dijmin naçî der.** Düşman çıkmıyor dışarı.
Bav û kalê me** Baba ve dedelerimiz,
Dijîn tev serbest,** Serbestçe yaşıyorlardı.
Naxwazin bijîm** İstemezler yaşamamı,
Ta ebed bindest.** Ebede kadar esir.
Kîne em?** Kimiz biz?
Hey hey hey hey kîne em?** Hey Hey Hey Hey Kimiz Biz?
Emin ew kurdê serhişk û hesin** Biziz o demir ve sertbaşlı,
Îro jî dijmin ji me ditirsin** Bugün de düşmanlar bizden korkuyor.
Bîna barûdê** Barudun kokusu,
Kete pozê min** Düştü burnuma.
Dixwazim hawîr,** Dört bir yana istiyorum,
Biteqim ji bin,** Dibinden patlayayım.
Dîsa wek mêra,** Yine adamlar gibi,
Bikevin çiya.** Dağlara düşeyim.
Naxwazim bimrim,** Ölmek istemiyorum,
Dixwazim bigrim.** Tutmak istiyorum,
Kurdistana xwe** Kürdistanımı…
Axa mîdîya,** Medya toprağını,
Kîne em?** Kimiz biz?
Hey hey hey hey kîne em?** Hey Hey Hey Hey Kimiz Biz?
Emin ew kardox xaldêwê kevnar** O eski dev medeniyet Karduklar biziz!
Em in ew mîtan, nayrî û sobar.** Sobar, Nayrî ve Mitanlar biziz!
Em in ew lolo,** Oğul oğul onlar biziz!
Kardox û kudî,** Karduklar ve Gutiler!
Em in mad û goş,** Med ve Guşlar biziz!
Horî û gudî.** Hurrî ve Guti.
Em in kurmanc û kelhor, lor û gor,** Kurmanç, Kelhor, Loran ve Goran biziz!
Em in, em kurd in li jêr û li jor** Biziz, yukarıdakiler ve aşağıdakiler, Kürtler biziz!
Çend hezar salin** Kaç bin yıldır,
Kurdistana me** Kürdistanımız
Perçe perçe ma** Parça parça kaldı.
Bindestê dijmin!** Düşman esaretinde!
Îro ji lor û kelhor û kurmanc** Bugün de Loran, Kelhor ve Kurmançlar,
Ji dest xwe berdan ew text û ew tac** Ellerindeki tahtı ve tacı yitirmişler…
Hinek bûn axa, hinek jên bûn beg** Kimileri ağa olmuş, kimileri bey.
Hinek jên bûne cahşê jardara** Bazısı da acı çektirenleri sıpası olmuş.
Kurdistan firot wan tev neyaran** Kürdistanı düşmanlara satmışlar onlar…
Bûne mezhebdar,** Mezhepçi olmuşlar,
Bûne olperest,** Dinci olmuşlar.
Bûne paşverû, bi tizbî û xişt** Gerici olmuşlar, tesbihli ve çubuklu.
Ta ku dijmin şikand li me ser û pişt** Ta ki düşman belimizi kırana kadar.
Me dan bin lingan dewlet û hebûn,** Devletimizi, varlığımızı ayaklar altına alana kadar,
Bûn dijminê hev perçe perçe bûn.** Biri birlerinin düşmanı olup parça parça olmuşlar…
Ta ku kurdistan,** Ta ki Kürdistan,
Ta ku kurdistan** Ta ki Kürdistan,
Jar û perîşan** Zavallı ve perişan
Ket e bin destan!** Esir düşene kadar,
Ketin xewê, ketin xewê** Uykuya daldılar, uykuya daldılar.
Ketin xewa zilm û zorê** Zulüm ve zorbalığın uykusuna daldırlar
Ketin xewa bindestiyê** Esaret uykusuna daldılar.
Raketin, raketin…** Uyudular, uyudular…
Yekcaran serê xwe rakirin** Bazı kereler başlarını kaldırdılar;
Lê dijmin serî zû jêkirin** Fakat düşman ivedilikle kellelerini kesti.
Yek carna serê xwe bi hêz rakirin** Bir kez de başlarını daha güçlü kaldırdılar.
Lê dijmin serî zû jêkirin** Fakat düşman ivedilikle kellelerini kesti
Lê li vî xakî, li vî erdî** Ama bu vatana, bu toprağa
tovên jiyanê hatiye çandin** Yaşam tohumları ekilmiştir.
Ev erdê jiyanê ye** Bu yaşam toprağıdır.
Germ dibe, sar dibe** Isınıyor… soğuyor…
Dikele, dikele, dipişiqîne** Kaynıyor, kaynıyor fokurduyor
Brûskê tavê tavan hiltîne** Şimşekler çaktırıyor, güneşler doğuruyor
Ronahî dike rojê li welat hiltîne** Güneşi aydınlığını vatan toprağı üzerinde doğuruyor.
Her wekên kawa li ser xwe pêk tîne **Her defasında Kawa gibi kendini yeniden donantıyor.
Niştimanperweran diwelidîne** Yutseverler doğuruyor..
Em in ew gela** O halk biziz!
Belê em in ejdeha** Evet ejderha biziz!
Ji xewa dîlî** Esaret uykusundan
Şiyar bûn niha** Uyandık şimdi!
Dixwazin wek mêr** İstiyoruz ki erkekçe
Tev mejî û bêr** Tümden akılla ve kürekle
Rabin her wek şêr** Kalkın siz aslanlar gibi
Serê xwe hildin** Başınızı kaldırın
Çi serbilind in** Başınız ne diktir sizin!
Bi cîhan carek** Dünyaya bir kez
Em bidin zanîn** Bildirmeliyiz
Rêçika markîs,** Marks’ın yolunu
Rêçika lenîn. **Lenin’in yolunu
Kurê guhderz û ferhad û rustem,** Guhderz, Ferhat ve Rüstem’in oğlu,
Kurê salar û şêrgoh û deysem.** Salar, Şêrgoh ve Deysem’in oğlu,
Bejin bilind in** Söyleyin. Yük****iniz!
Wek dêw bilind in** Dev gibi yük****iniz!
Em dest dirêj in** Bizim elimiz uzudur
Serbest dibêjin** Serbestçe söyleyin.
Dixwazin bi lez** İstiyoruz tez elden
Gavan bavêjin!** Adımlar atmanızı!
Kîne em?** Kimiz biz?
Hey hey hey hey kîne em?** Hey Hey Hey Hey Kimiz Biz?
Ne xwînxwar in em, aştîxwaz in em** Kan içici değiliz biz! Barışseveriz biz!
Serdarên bilind, gernas in herdem** Büyük komutan ve yiğidiz her zaman!
Em şer naxwazin,** Biz savaş istemiyoruz,
Divên wekhevî,** Eşitlik istiyoruz,
Em paş ve naçin,** Bundan kaçmıyoruz.
Lê dijmin direvî!** Fakat düşman kaçınıyor.
Divên bi şêwrê, lê ew qebûl nakî** Tartışalım diyoruz, onlar kabul etmiyor.
Divên biratî, lê ew qebûl nakî** Kardeşliği diyoruz; fakat onlar kabul etmiyor.
Bûye wek rûvî** Tilki gibi olmuşlar
Li paş xwe nanêrî** Hiç arkalarına bakmıyorlar
Kine em…** Kimiz biz!
Gelo bavêm çi bikin? **Ya babam acaba ne yapalım?
Naxwazin însanî** İnsanlık istemiyorlar.
Êrîş bikin û bigrin** Saldırın ve tutun!
Histu bişkînin** Kemiklerini kırın
Ev pîsên mirdar** O pislik iğrençleri
Ji nav me derxînin** İçimizden çıkartın..
Ji bo mirovan em tev dost û yar** İnsanlar için biz tümden dost ve yâr!
Bijî kurdistan, bimrî koledar!** Yaşasın Kürdistan, kahrolsun kölelik!
Kîne em?** Kimiz biz
Başbakan ağlıyor, eşi ağlıyor, başbakan yardımcısı ağlıyor ve türküyü bitirdikten sonra ’Halkın sevdiği sayın Başbakan Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan barış sürecini başlattılar. Herhalde bir gün kapılar sayın Öcalan’a da açılacak ve bu ülkeye hizmetleri olur.’ Diyen Şivan Perver ağlıyor.
Barzani de( Hani şu ’ Ben T.C ye bir gerille değil bir kedi bile vermem’ Diyen adam var ya o işte ) ağladı mı göremedim. Ne yalan söyleyim. Ama sanırım o da ağlamıştır. Kolay mı? babası Molla Mustafadan beri uğrunda ömür tükettiği emeline bu denli yaklaşmış olmak insanı sevinçten ağlatmaz mı? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının eşinin Kürdistan Bayrağı sallaması az buz bir zafer mi?
Şimdi bu yazıdan sonra çok iyi biliyorum ’ İşte sizin seçtiğiniz adamlar’ Diyecek olanları... Kılıçlarını bilemiş bir vaziyette Allah ne verdiyse döşenecekler bana.
Onlara da verilcek cevabım var ama başka zaman..Şimdilik sadece şu kadarını söyleyeyim: İçiniz rahat olsun ’ Hüseyin-Mahir - Ulaş’ınız rahat rahat uyuyabilir mezarlarında...Kurtuluş sağlandı. Hem de görünüşte onlarla taban tabana zıt olanlar tarafından.
Herkes bir şeylere ağlarken ben de bir türkü tutturayım da ağlayayım artık.
Seherde ağlayan bülbül
Sen ağlama ben ağlayım
Ciğerim dağlayan bülbül
Sen ağlama ben ağlayım
Aşık der ki hala böyle
Gideriz biz yola böyle
Felek bildiğini işler
Hemen yüz yıl talab eyle
Bülbülün donları yeşil
Kırmızı güle dolaşır
Ağlamak bana yakışır
Sen ağlama ben ağlayım
Aşık der ki bende vur
Suyu kaldır bende vur
Yedi yerde yaram var
Bir ok al da sen de vur
YORUMLAR
valla herkes bişiler yazmış karalamış
ülkemde yıllarca bu ve bu gibi görüşlerin borusu öttü
ve silahlar da destekliyordu
silahları da siyonistler destekliyordu
ve her şey ortada
bu öten boru ise ilk kez deneniyor
ONU DA ŞU ANKİ İKTİDAR PARTİSİ ÖTTÜRÜYOR
işte buraya yazıyorum hepiniz top toplıyacaksınız :) (TABİİ İNŞAALLAH :)
çünki peygamberim de aynı yolu izledi barış yaptıktan on sene sonra artık tutulmaz oldu
hah diyorum beni tutana AŞKOLSUN....
o zamanı ben görüyorum aslında herkes görüyor da sindiremiyorlar
asıl katiller asıl bölücüler artık sinmiş durumda
uyuşturucu trafiği de kalmadı
vatan türkün elinde onun bunun emirerinin değil...
dostum lütfen buna cevap yazma....
saygılarımla diyorum....
yok,sul tarafından 11/20/2013 7:49:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
efendim bende ağlıyorum...
ama ben niye ağlıyorum asıl sorun bu...
ağlanacak halimize ağlıyorum yana yana...
yapılan planlara ağlıyorum...diyarbakırıma, vanıma ve buraya yaza yaza bitiremeyeceğim 81 ilime ağlıyorum...
kısacası vatanıma ağlıyorum...
yurdumuza gelen misafirin neden TÜRKİYENİN BAŞKENTİ ANKARA DEĞİLDE, DİYARBAKIRDA AĞIRLANDIĞINA AĞLIYORUM...
şu yuukarıda yazan şivan türküsünün beyinsiz zihniyetlerce algılanamamasına ağlıyorum...
benim anamda ağlıyor bende ağlıyorum....
anamın anasının anası da ağlamıştı.bende ağlıyorum...
ülkemizde gözleri gerçeklere odaklı lakin at gözlüğü takınmış olan insancıklarımıza ağlıyorum....
etrafıma bakıyorum yine ağlıyorum...
ve düşünüyorum neden ağlıyoruz..
aklıma şu şarkı geliyor:
Ağlamak şu gelip geçici dünyada
Herşeye rağmen varolmak demektir
Ağlamak yaşayan binlerce duygu
İnsanca güzel bişeydir
Ağlamak güzeldir
Süzülürken yaşlar gözünden
Sakın utanma
Ağlamak güzeldir
AMA BİR BAKIYORUM İNSANLIK AĞLIYOR...YAŞAYAN BİR DUYGU YOK, VAR OLUŞ DA UNUTULMUŞ...
VE BAŞLIYOR BİR VERYANSIN...BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN!!!
HEYHAT...!! BİR DE BUNA AĞLIYORUM...
AĞLAYAN AĞLAYANA ANASINI SATAYIM....DİYEREK AĞLIYOR AĞLIYORUM...
BU GÜZEL SORGULAYICI İRDELİYİCİ YAZIYI DA KUTLUYOR, YİNE AĞLIYORUM...AMA İNSANA...TİMSAHCA DEĞİL!!!
SAYGILAR YÜREĞİNİZE...
Bu nedir biliyor musunuz, kaybedeceğini anlayan iktidarın taraf toplama çabasıdır. ben neye ağladım biliyor musunuz, "Silah Kürt'ün sigortasıdır, asla bırakmaz" diyen Leyla Zana ile sarılıp öpüşmelerine, aynı karede yer almalarına ağladım. Bitti mi sanıyorsunuz terör bitmedi asla da bitmeyecek. Hakkari' de, sadece orada 150 ye yakın 13-15 yaşlarındaki erkek çocukların dağa kaldırıldığını, çocuklarını öldürmekle tehdit edip ailelerin şikayetini engellediklerini duyduğumdan beri bitmeyeceğine inanmış durumdayım. Çeşitli bahanelerle oğlunu askere göndermeyen büyüklerin olduğu bu ülkede şehit verdiğimiz gencecik oğullarımıza ağladım, hepsi boşa ölmüşler diye ağladım. Kürtler kardeşimizdir ama teröristlere kardeşim diyenlere öfkemden ağladım. O günleri görür müyüm bilemem ama büyük bir hezimete uğrayacak bu hükumet buna inanıyor ve istiyorum. İnşallah çok geç kalmayız...
Siz onlar gibi ağlayamazsınız Sami bey.
Onlar ağlayacakları yeri ve zamanı çok iyi bilirler.
24 Şehit verdiğimiz gün biz ağlarız, onlar Sheratonda dügün yaparlar.
Gezi olaylarında gencecik fidanlar ölürken biz ağlarız, onlar Faslı kardeşlerimizden bize selâm getirmek üzere Tunus, Fas gezisine çıkarlar.
Dedim ya onlar ağlayacakları yer ve zamanı iyi bilirler.
Ankarada bir ülkü şehidinin mektubunu okur ve ağlar başbakan, ülkücülere yalakalanır.
Diyarbakıra gider Ahmet Kayaya, Ape Musaya ağlar kürt halkına ve solculara yalakalanır.
Ayet okur ağlar, dindar kesime yalakalanır.
Vel hasılı din ve duygu sömürüsünün üstadıdır kendileri.
Ağladıkça gelsin oylar, gemicikler, limanlar, bimler, medical parklar, pırlanta şirketleri, medya kuruluşları vs.vs.vs.
İhaneti barış diye yutturmaya çalışanları ve bu ihanet sürecini körü körüne destekleyenleri binlerce şehidim adına lanetliyorum.
Anlamlıydı yazınız, duyarlı yüreğinizi kutlarım.
Selam ve saygımla.
Yazınızı dikkatle okudum zira yorumları da beraberinde ..sizin ak dediğinize karşı ki kara diyebiliyor.Bu düşünce özgürlüğüdür. Fakat düşünceler hangi mevki, olursa olsun kim olursa olsun vatanı hedef alıyorsa suç unsurudur.Adam başbakan,başbakanın hanımı da olsa varsa bir sıkıntı dile gelmeli kalemler bu konuda susmamalı .Ülkemizde son yıllarda herkes değim yerindeyse raydan çıktı.Arkası sağlam olanlar yada başa geçip hazineyi götürenler alt tabakayı düşünmeden daha ne götürebilirimin derdinde.Yıllarca tek vatan ,tek bayrak diyenler Diyarbakır'da gövde gösterisi yaptılar hemde azmettirici devlet kadrosu tam tekmil oradaydı.Vatan hainleri kahraman ilan edildi.Madem bir dava vardı ulan adama sormazlar mı başınızdaki cani yıllarca ..............sınırlarını çizdiğiniz benim ülke toprağımda sizleri topluca katletti yediden yetmişe.Siz hala çıkmışsınız bir kan emiciyi ve yandaşlarını muhatap alıyorsunuz yazıklar olsun ..Biz düşmanı dışarıda neden arıyoruz ki koynumuzda yatıyor .Atatürk'çü düşünce sistemini ortadan kaldırmak için ne hikmetse yalnız milli bayramlarda hasta oluyorlar.Cemaatlerden tutun da hepsi timsah gözyaşı ama bu millet uyanırsa bakın olacaklara. Coniler müslüman kadınların ırzına geçip gittiğinde bizim safdrikler
Amerikan askerleri görevlerini başarıyla yapım ülkelerine döndü deme gafletinden geri kalmadılar.Çok derin mevzular Sami hocam.Ülke bir gecede pazarlandı ,açılım dediler bu açılımın karşılığında ülkeyi hangi kanıbozuklara verdiniz ne hakkınız vardı ..kim verdi bu hakkı size şehitlerden de mi utanmadınız ahlaksız din tüccarları
Şimdi topluca sonumuz ne olacak diye ağlıyorlar
ADALETİN KESTİĞİ PARMAK ACIMAZ
ağlayan ağlayana
sagılarımla
Degerli Dost
Farkettiginiz gibi, Diyarbakir'da yasananlar bu aralar yogun bir sekilde tartisilmakta, yorumlanmakta.
Ne yazik ki, her zaman oldugu gibi, herkes ait oldugu tarafin siperinden ates etmeye basladi bile.
Önceden olsaydi, o siperlerden birinde de ben olurdum.
Oysa böyle bir mücadelenin kazanan tarafi olamaz ki! Zirâ hepimiz ayni geminin yolcusuyuz. Deniz ise FIRTINALI.
Yazdiginiz yaziyi dün okumustum. Eklentileri (örnekleri) de bugün.
" Ve asıl sormak istediğim '' Siz ne için ağlıyırsunuz?'' sorusuydu?
...
Bu sorumun cevabını hâla almış değilim. "
demissiniz.
HAKLISINIZ.
Cevap bekleyen soru bir tane degil ki?
...ve eminim ki, cok sorumuz da oldugu gibi, bu ve daha nice sorularimiz yine cevapsiz kalacak.
Manzara su;
Ortada halledilmesi gereken kroniklesmis ve ülke ekonomisine büyük zarari olan bir mesele var. (Topraga düsen onca fidan ve yanan can ayri tabi)
Hükümet birseyler yapmaya, bu sorunu cözmeye calisiyor. Yaparken de "HABUR REZALETi" gibi hatalara da düsüyor malesef.
Habur olayi herkesin görebildigi somut bir örnekti. Bilmedigimiz, göremedigimiz kim Bilir daha nice hatalari vardir.
ASIL üzücü olan, böylesi ülkemiz, milletimiz icin hayâti derecede önemli bir konuda muhalefetin yetersizligi, capsizligidir diye düsünüyorum.
Hükümeti takipte, denetlemekte, alternatif olusturmakta en yetkili merci ve mevkidekiler, yani muhalefet, yetersiz kalinca, insanlar gruplasarak tepkilerini ortaya koyuyorlar dogal olarak.
Herkes kültür seviyesi, ahlak durumuna, yapisina, mesrebine uygun olarak bir seyler söylüyor, yaziyor.
Bazen, sizde oldugu gibi seviyeli, sorgulayici, Yapici ve ötekilestirmeden, bazen de verdiginiz örnekten de görüldügü sekilde, edepsizce, hakaret ederek, igrenc sekilde.
Baska Zaman olsa, Diyarbakir'da yasananlar da, yazilan yorumlar da kalemimi hemen harekete gecirir, seri üretime gecerdi.
Oysa simdi sadece izliyorum ve düsünüyorum.
Henüz dogrulugundan kesin emin olabilecek anali yapmaktan hayli uzak oldugumu düsünüyorum.
Zirâ, büyük resmi tam olarak görme imkânim, gerekli bilgim yok maalesef.
Varsin meydan "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma" meziyeti olanlara, niyet okuyanlara kalsin.
Resmi kendi iradenizle degistirmis olsaniz da tesekkür ederim. isabet olmus.
Bir tesekkür de bol miktarda ikraminiz olan boyaniz icin.
Selam ve SAYGILAR.
HAYIRLI AKSAMLAR.
Siz de mi Sami Bey?
ifrat - tefrit arasinda say eden onca insan arasinda mutedîl bir kalem olarak dikkatimi cekmistiniz.
"Bîtaraf olan bertaraf olur" sözüne nisbet yaparcasina aklin yolunu tutma gayretinde olan bir kisi icin bu sayfa pek güzel olmamis desem, bilmem ki incitmis olur muyum?
Yazdiktan ya da söyledikten sonra düsünen insanlarin cok oldugu ülkemizde, vatanini seven ve birligin önemini kavrayan insanlar olarak yangina körükle gitmek yerine, su SIKIP söndürmek gerekmez mi?
Diyarbakir gecen gün önemli gelismelere sahne oldu.
Bu bir gercek.
Milletce olanlara, gördüklerimize, duyduklarimiza sevinmeli miyiz,üzülmeli mi?
Soru bu?
Cevabin illâ da "HAYIR" ya da "EVET" olmasi mi gerekir?
Bence HAYIR.
Ücüncü bir tercih hakkimiz da olabilmeli. Ki var elbet.
Hem sevinebilecegimiz, hem de bizi üzen noktalar var tabi. Bu da gayet dogal. Zirâ, malumunuz, o bölgede gelisen her olay,; amaci, plani, hedefi, niyeti...farkli, cok sayida devetin de, gizli servislerin de, örgütlerin de ilgi alani kapsaminda.
Kimin neyi hangi niyetle yaptigini bilmemiz cok zor. Zirâ elimizde ki bilgiler, disariya yansiyanlar cogu zaman dogru tahlil yapmamiza yeterli gelmeyebiliyor.
Hal böyle olunca, ne kendimizden gececek kadar sevinmeli,ne de kahrolacak kadar üzülmeliyiz...bence.
Ücüncü alternatif, geismeleri dikkalice takip etmek, rüzgâra kapilmamak.
Bu hükümet, benim de destekledigim, hatta medhiyeler dizdigim bir hükümet olsa da, cok sükür ki, yaptigi her icraati daha uygulamaya konmadan alkislayacak fanatiklerden degilim, olmadim, olmam da.
Biliriz ki, aslolan kisiler, partiler degil; VATANIN BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜGÜ, BiRLiGiMiZ, BARIS, HUZUR, ÜLKEMiZiN KALKINMASI'dir. Herkes hosuna gitmeyen ne ise özgürce ifade eder, edebilmelidir.
KIRMADAN, HAKARET ETMEDEN, KÜFRETMEDEN, ÖTEKiLESTiRMEDEN...
Biz köksüz bir devlet, tarih sahnesine yeni cikmis bir millet degiliz.
Bizi biz yapan degerlere sahip oldugumuz sürece, öyle kolay kolay yikilmayiz!
YIKILIRSAK, bizi YIKAN düsman degil, olsa olsa FiTNE ve ARAMIZA GiREN TEFRiKA olabilir diye düsünüyorum.
Bunlari neden yazma geregi duydum?
Yukaridaki resim beni rahatsiz etti de ondan.
Sayet bu resim gercek ise, cirkin bir tablodur. Tasvip edilemez. Büyük hatadir. YANLISTIR.
Lâkin;
"Şu kadarını söyleyeyim: O resmin fotomontaj mı yoksa gerçek mi olduğundan artık emin değilim."
diye belirtmenize ragmen bu resmi hâlâ burada tutmanizi yadirgadim dogrusu.
Sayet gercek degilse, bu öyle basite alinabilecek bir hata mi?
Barzani ile Basbakanimizin samimi pozlari icin ise söylenebilecek cok sey var.
Su kadari ile yetinelim;
Ortadogudaki gelismelerden sonra degisen güc dengeleri, tüm dünyanin tanidigi ve destek verdigi aktörleri -icimiz kan aglasa da- kabul etmeyi, yeni bir hesap yapmayi gerektiriyor -maalesef-.Sizin yaniniza almaktan igrendiginiz, itinâ ettiginiz "figur" yarin daha cetin bir düsmaninizin kolunda karsiniza HASIM olarak cikiyor, cikabiliyor!
Milletime güveniyorum.
Ordumuza güveniyorum.
Tük Silahli Kuvvetlerinin ülkemize ihanet etme arzu ve amacinda olan, olabilecek bir hükümete hizmet etmeyeceklerine son derece eminim.
Fikirlerimizi belirtirken üslup ve tavrimiz öyle olmali ki, yarin bir gün gerektiginde, O SANLI BAYRAK UGRUNDA bu VATANI KORUMAK icin SIRT SIRTA VERMEDEN önce BiRBiRiMiZiN GÖZLERiN BAKABiLECEK YÜZÜMÜZ KALSIN.
Selam ve SAYGILAR...
Mecit Aktürk tarafından 11/18/2013 4:53:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ya arkadaş,
başbakanı vatan haini ilan etmiş herkes.
O kadar uzun boylu değil bu iş.
Başbakanın eşinin elinde bilmem ne bayrağı...
Olur mu öyle saçmalık...
Millet, balıklama atlamış olayın üzerinde.
Bu işe en çok,
doksan senedir ülkeye sosyalizmi sokamayanlar sevinmiştir herhalde.
Öyle ya!...
Adamın türküsüne bakınız!...
1980 öncesinde, komünist arkadaşların söylemlerini hatırlattı bize.
Ne kadar da heyecanlı ve inançlı savunurlardı...
Sonra,
yıkılıp gitti sistemlerinin anası olan SSCB...
Neyse...
Lafı uzatmayalım,
bu işin kokusu çıkmaya başladı...
Oldukça can sıkıcı bir durum.
İşlediğiniz konu, yine ilgi çekiciydi hocam.
Artık başbakana olmayan güvenimi de yitirdim
Bir gün önce Şivan perver'i alkışlayan Barzani'nin koluna giren adam milletin birliğinden sözedebiliyor.
Onun birlikten bütünlükten millet olmaktan anladığı, sadece oy avcılığı demek.
Her kılığa, her dona girebilir. Bukelamun gibi renk değiştirebilir. Bir gün ak dediğine yarın kara diyen birinden
başka ne bekleyebilirzki. Ağza göre şerbet veriyor.
Benim esas üzüldüğüm konu, muhalefetin güçsüz ve acizliği. Yumruğunu masaya vuracak, öyle değil böyle
diyecek biri, birileri gerek bizlere.
tebrikler,
Anlamlıydı yazı. Şivan perver türküsünün tamamını okumamıştım; çok iyi oldu. Bu sayede okudum. Millet
neyi ve kimlerin alkışlandığını görsün. Kendi ölüm fermanını vermek gibi birşey bu. Tatlıses'in zaten ne
olduğunu çok iyi biliyordum. Onun otobüslerinin PKK'ya hiç takılmadan nasıl kolay yol aldığını, hatta PKK'ya
nasıl yardım ettiğini.
İyice alkışlasın halkımızda oy verdiklerini. Her halk hakettiğini yaşar. İyice büzülsünler köşelerine ve sussunlar..
selâm ve sevgilerimle..
glenay tarafından 11/18/2013 1:40:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili Hocam,
Bu yazı eminim ki , içinizdeki gerçeği dışa vurmanıza yetmemiş, bazı yerlerde okuyucunun katkılarını bekler halde bırakmışsınız.
İşe bak sevgili dostum , ben de ağlıyorum. Çocuk gibi, kadın gibi tutamadığım göz yaşlarımla.
O en büyük ağlama günü gelecek, vatanımın büyük bir kısmı o kedi vermeyen adamın emrinde kopacak ve bunca yatırım,bunca emek ona gidecek diye,
Onun efendisi olan Coni' nin sömürgesi olacak olan vatanımda asıl o toprakların sahipleri ezilecek diye ağlıyorum,
Hiç anlamadıkları dinimizin yıllar önce koyduğu şerri idareye girecekleri , "Ah anam Türkiyem , biz ne halt yedik "diye ağlayacakları için ağlıyorum,
İçlerindeki yüzlerce delikanlı dostumun mecburiyetlerle, hiç bir dğnya idaresine benzemeyen zorba rejimlerin uşağı olarak yaşayarak kahrolacak ları için ağlıyorum,
Bu vatanda hala daha neyin eşit olmadığını anlayamadığım, okula mı alınmazsınız, memuriyete mi giremezsiniz, yoksa sizi sürekli ikinci mevkide mi oturturlar veya cumhurbaşkanı, genel kurmay başkanı, başbakan olmanız mı engellenmiştir?
Kuracağınıza artık kesin gözüyle bakılan devletinizin idari istikrar savaşlarının sizi ne kadar yıpratacağını , bir Irak tan beter olabileceğinizi düşündükçe ağlıyorum,
Ya benim 8000 şehidim, onlardan emanet 100000 gözü yaşlım, bakıma muhtaç gariban gazilerim, niyazilerim ne olacak? Otobüsler onlara beleş diyecek soysuzlar onları daha da zedeleyecekler,
Ben oraya 10000 ağaç diktirmiştim. Ağaçlarımı isterim valla. Şehitlerimi gazilerimi, olayı görüp kabul etmedikleri halde sesleri çıkmayan ,oralı arkadaşlarımı isterim.Gönlüme giren Ağrılı hemşire Şirin Hanımı da istiyorum.Bize tandırında yaptığı lavaşlara ,yumurta , soğan , tulum peyniri koyan o çenesi üç nokta ile dövmeli nineyi de, karda kilometrelerce kızakla doktora yetiştirmeye çalışırken elimle anasından çıkarttığım, ismini babasının bana sarılarak Yaşar koydukları , şimdi otuz iki yaşına gelmiş olan Yaşar efendiyi de unutmayın isteklerim arasında
"Neden ağlıyorsun baba?"
"Şu beynimin yüzünden be oğlum "
"Ne oldu baba ,kafayı mı yedin yoksa?"
"Ulan pezevenkler keşke kafayı yesem de,, ne geçmişi ne geleceği düşünmesem. O zaman çok mutlu bir adam olurum"
"Bak ne güzel bir hava var, çık dolaş, Boğaza git, hava al "
"Oğlum , artık bir Selçuklu Türkü olarak azınlıkta kalıp vatan nimetinin ,koparıla koparıla yok olabileceğinden , iç savaş tehlikesinden , satılmaktan korkuyorum . Bu haritada çizili vatanımın bir parçası koparsa ,böyle yaşamanın ne önemi kalır ki? Şu Sami Hocanın gönderdiği resim eğer sahte değilse, bir de gerçekse , .mına koyayım böyle yaşamanın"
Hocam size, en derin saygılarımı, sevgilerimi sunarım.
Bizim Kurban bayramlarımız vardır, başkalarının da yılbaşıları hani. O kurbanlık koçların, sığırların ve ylbaşında kesilen hindilerin ticaretini yapanları bir hatırlayın ; satışa yakın günlerde nasıl da sunî bir şekilde beslerler mallarını. Arpayı dayanıp da nasıl yağlatıp şişirirler ? Zavallı mallar çok sevinirler değil mi o zaman ? Sahiplerinin kendilerini birden bire, olağanüstü sevmeleri nasıl da şımartır onları ?
Ne diyorum ben yahu ? Bu yazıyla benim anlattıklarım arasında bir benzerlik var mı ?
Ben pek emin değilim de benzeten varsa ne alâ !
Valla sözlük vermişiniz, sağolun.
Bir de doğruluğu kuşkulu bir foto...
Arkadaş, eleştirdiklerinize mi çalışıyonuz?
Yazının başlığı buz gibi ironi.
Şimdi şöyle; iyisi var her kavmin, kötüsü var vesselam.
Kürtler diye homojen bir topluluk yok. Türkler diye davranış ve fikirleri birbirinin tıpkı olan Türk olmaması gibi. Fikir dolu yazılar yazmayı deneseniz. Alkışlarız.
yahu dostum hani bir şarkıcı vardı
arap harfleri üzerinde erotik klip çekmiş
bu milletin bir kısmı karıya tapıyor adeta hiç görmüyorlar dinlerine yapılan hakareti
içtiğiniz kola bana kurşun olarak dönüyor mu dönmüyor mu
bu devede tüy :) basitce diyeyim dedim
mehmedimi ölüme gönderen komutanına ne demeli
ya da kurtarmaya gitmiyene
nerden emir alıyordu ki bu komutan
her neyse konuyu dağıtmıyayım
bu açıdan bakınca bu kadar basitinden
devedeki sakat bacağı değil de tüyünü mesele ediyoruz :))
yazı iktidar karşıtı görüşü dile getirmiş
yanii iinceden komediyle çorba siyaset ve kutuplaşma güder cinsten
o yüzden bu konuda fikir belirtmiyeyim bari ki işi o zaman çocuklaştırabilirim
zaaten benden başka da sanırsa fikir ayrıcalıklısı olarak yorum yazmaz zannımca
şu şöyle ki dostluk varsa düşmanlık yoktur
düşmanlık varsa dostluk yoktur
sindirmeye gidildiğinde karşımızda onca yılı kiniyle görmekteyiz arkasındaki destekcileriyle
sürçümü affet dostum
saygılarımla her halükarda
Şarkı sözlerini okuyunca benimde içimden ağlamak geldi ve kürtlerden çok utandım. Ya biz Türkler ne kötüymüşüz. Nasılda düşünemedik ülkenn yönetimini direkt onlara vermedik ve bu vatanı onlara bırakıpta gitmedik çok ayıp etmişiz. Üzülmesinler ama başbakanımız sayesinde o da olacak eğer başbakan yapmazsa utançtan ben giderim(!)
Nasılda yakışmış bayrak hain ellerine
Tebrikler
Selam ve sevgiler