- 900 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
AHİR ZAMANDA ŞEYTAN MELEK KARIŞTI....
Bir öğretmen arkadaşım bir kaç üst düzey Devlet lisesi hariç diğerlerinde eğitimin istenilen düzeyde yapılamadığını,adeta bitme noktasına geldiğini söylediğinde şaşırmadım.
Bir kaç yıldır bu liselilerde gördüğüm nahoş vaziyetler gidişatlarının hiç iyi olmadığını gösteriyordu.
Artık döküldüğü anlaşılan gençlik,etrafından geçenlere aldırmadan ancak evde kapalı odada yapılacak mahrem halleri bir kuytu köşede sergilemekten geri kalmıyordu...
Evimizin yakınında bir lise var bir zamanlar hemen yanındaki İlköğretim okulunda bende on yıl kadar çalışmıştım.
Liselilerle ilk ve Orta okul öğrencilerinin birbirine yakın okullarda eğitim yapmalarının sakıncalı olduğunu,küçük çocuklarının abi ve ablalarının zararlı modellerini görerek örnek aldıklarını müşahede etmiştim...
Akşamları kızlar okuldan çıkarken okul kapısında bekleyen erkek çocuklar kızlara laf atar,itişip kakışırlar,bunlara alışmıştık.
Etrafta sigara izmaritlerinin öbek öbek atılmasından anlaşıldığı üzere bu öğrenciler mahalle aralarında o gün olduğu gibi bugünde sigara içerek küçüklerine kötü örnek teşkil etmeye devam etmektedirler...
Her sabah okulun zili çalar ama bazı kız ve erkek öğrenciler mahalle aralarına sinerek sigara içmekten,muhabbet mi,aşk mı dersiniz sevdiğini söylediği gençle bir arabanın arkasında eğlenmeyi sürdürür.
Yukardan arabamızın arkasındaki gençleri uyarırız,haydi gidin oradan deriz.Gençlere bir haller olmuş,anlaşılır gibi değil,burada bunları dile getirmekten hicap duyarım..
Bir okul düşünün öğrencileri teneffüsde mahalle aralarına çıkacak ve sağda solda sigarasını içecek bu hallere düştük,mahalleli benim gibi emekli eğitimciler bu vaziyete ne der,ne düşünür.Bizim öğrenciliğimizde biz böyle değildik.
Merkezdeki Liselerde aynı durumda kapılarda bekleyen saçları jöleli,şeytani kılıklı öğrenci olmadıkları her hallerinden belli olan gençler ne yapmak isterler bilmiyorum.Bir eğitimci olarak okulun dışına biz karışamıyorduk ama polis marifetiyle bu nahoş durum ortadan kaldırılabilir.
Neler gördü bu gözler neler duydu bu kulaklarım.Öğrencileri bazen yıkık bir MKE evinin içerisinde,bazen Kültür Parkında,Atatepe Parkında banklarda,şimdilerde ise yeni pazaryerinde birbirlerine sarılmış olarak azmı gördük.
Yoldan bir büyük,bir teyzemi geçiyormuş umurlarında değil.Çok şükür bazı kuytu,yıkık, eski binaları yıktı görevlilerde kurtulduk.
Etrafa saçılan içki şişeleri ve bally artıkları ortalığın tekin olmadığını gösteriyordu.
Dışarda bir arkadaşları yoldan geçenlere göre içeriye yol gösteriyordu.
Biz her şeyin farkındaydık.Ailenin haberi yok kız evden okula,dersaneye diye izin alıp çıkıyor ama başka yerlerde vaktini öldürüyor.
Anne babalar endişeli tabii bu işin sonu nereye varacak?Birileri ne var bunda,ne karışıyorsun Hocam diyebilir.
Bir tuhaflık,bizden olmayan bir şey var diyorum.
Batıdaki bir şehrimizde Güzel İzmir’imizde görmüştüm bir kaç yıl önce deniz kenarında çimden basamaklı bir köşe yapmış belediye gençler sokak ortasında birbirine sarılmış,saatlerce öyle duruyorlardı.Bizde böyle olacağız diye korkuyorum.
Yolda okuldan çıkmış evine giden kızların erkeklere küfrettiğini de duydum,kızların diğer kız arkadaşına naber... diye kötü kadınlara söylenen kelimeyi söylediğini de işittim.
Anaya babaya saygısız,manevi değerleri bilmeyen,ırkına yabancı bir gençlik ortaya çıktı.
Bir yerde şikayet ederek dile getirdiğimde -Hocam sizin eseriniz demelerinden de rahatsız oldum.
Bizim değil zamanın ve sistemin eseri bu okullarda karma eğitimden çıkan sonuç farklı mı olacaktı?
Ateşle barutun yan yana ne kadar patlamadan durabileceğini sandınız.
Gelinen sonuç ortada.Hababam sınıfı çok geride kaldı,Hayat Bilgisi hayata geçti.Eğitimin canına okudunuz.
Eserinizle öğünebilirsiniz.
Televizyon en büyük rol model olduğunu yapılan dizilerin gençleri nasıl şekillendirdiğini herkes gördü.
Geç kaldık cemiyet olarak,yapılanın farkına geç vardık.Adamlar bizden fersah fersah ilerde,teknolojide onların elinde,eğitim yuvalarıda onların emrinde...
Bir on sene kadar önce memur servisi ile Sıhhıyede Ankara’dan memur amcalarla beraber otobüse binerken bir üniversiteli kızımızın ince kolları askılı,göbeği açık bir bulüzle bineceği sırada kısa kol bir gömleği sırtına geçirdiğini,Kırıkkalede ineceği zamanda üstüne bir kazak aldığını görmüş sevinmiştim.
Şimdi buralarda da askılı göbeği açık,mini etekle ,şortla geziyor artık öğrenciler.Nerden nereye geldik...
***
Emri bil marufu terkettik,bana ne dedik.Evden kaçan kızın,uyuşturucu kullanan yuvadaki kimsesiz kızın bizimde kızımız olduğunu unuttuk.Ortalığı sapıklara,dinsizlere bıraktık,eğitim alanını ihmal ettik.
Lut as.kavmi helak edildiği gece 70 bin abidin teheccüd namazı için namaza kalktığını ve onlarında helak edildiklerini kitaplar yazar.
Helakin nedeni onlara emri bil maruf yani tebliğ vazifesini yapmayışlarıdır.Hakkın tokadı geldiği zaman abid,zahid,fasık ayırt etmez.
Geç kalmış sayılmayız.Bu milletin mayası temizdir,kirletmek isteyenler asla muaffak olamıyacaklardır.
Allahın yardımı inananlarladır.
Dua edelim Allahtan bu asil milletin gençlerine akıl,şuur ve izan vermesini dileyelim.Mevla yar ve yardımcımız olsun...
11.11.2013//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU***
YORUMLAR
Çok güzel ve haklı sebeplere dayanan bir sitem mektubu okudum adeta. Bir eğitmen olarak hemfikiriz. Sorunları teşhis etmenin çözüme katkısı olmayacağı ortadadır. Hababam Sınıfıyla başlayan - ki bu eserin yazarı Rıfat Ilgaz'ın kim olduğuna vakıfsınız- eğitim sistemini dinamitleme işi sağduyulu (!) velilerimizin de katkısıyla bugünlere geldi. Çocuğunu okula kaydettirdikten sonra sırrolan ve her defasında öğretmen maaşlarını hesap edenler, adam sen de onlar çocuk, hiç çocuk olmadınız mı teranesini besteleyenler, bir ben miyim herkes aynı mazeretine sığınanların müşterek eseridir bu gençlik...
Çözüm sürecine gelince onu da yazınızı okuyan diğer muhteremlere bırakalım. Şair olacağım diye yazar oldum diye ortalığı velveleye verenler için bulunmaz esin kaynağı artık sokaklar! Al birini vur ötekine... Şen olasan AYDIN!...