8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1113
Okunma
Bugün hava bulutlu. Anlıyorum ki pastırma yazının sonuna geldik. Oturduğum odanın penceresindeki tül perdeyi açtım, odam aydınlansın diye. Tam karşımda çay boyunca
eskiden millet bahçesi dediğimiz önceleri kavaklık olan yere kadar uzanan büyük bir park
var. Evimin önünde yol ve gençlerin futbol oynadıkları halı sahası var. Tülü açmamla
birlikte yürümekte olan bir bayan topuklarına değin uzun pardesü giymiş bir türbanlı ve
karşıdan gelen üç hanımefendi.İkisi kara çarşaf giymiş. Diğeri açık kahve renkli pardesü
üstüne başına turuncu renkli bir türban bağlamış. Artık böyle giyinenler çokça görülüyor
AKP sayesinde veya başbakan sayesinde diyelim. Kadınlar böyle giyindi ya daha müslüman
oldular sanki. Yani bizim annelerimiz, bizler müslüman değildik, dindar değildik, değiliz
sanki.
Bizler bir çocukken annem ve halalarım bu kara çarşaflardan giyerdi. Annemgili diğer
kadınlardan farklı görürdüm. Nedeni ise böyle giyinen kadın yok kadar azdı. En sonunda annem ve halalarım manto giydiler. Anneme arkası robalı siyah renkli bir manto almıştı
babam. Ortanca halama da oğlu bir manto alıp giydirmişti. Bu mantolar şimdi türbanlıların
giydiği gibi yerleri süpürmüyordu. Diz altını azcık geçen normal mantolardı. Başlarını öyle
tek tel görünmesin diye başörtülerini iğnelerle tutturarak örtmezlerdi. Tepelerinin üstünde ya da başlarının arkasında bir baş büyüklüğünde topuzları, içlerine giydikleri, adının ne olduğunu bilmediğim şeyler yoktu. Evde, bahçede, tarlada, evin önünde daha
rahat gezerlerdi.Saçlarının yemeni ya da tülbentlerinden önden, kulaklarının yanından ve
yemeni altından görünürdü. Bizim genç kızlığımızda annemler de nerdeyse bizim etek
uzunluğumuzda giyerlerdi. O zaman mini etekler vardı. Biz de modaya az da olsa uyar en
az diz üstünde giyerdik. Bunlar Çubuk gibi o zaman için küçük bir yerde hiç acaip karşılanmaz, kimse bizi daha az dindar gibi görmezdi.
Şimdi bakıyorum kara çarşaflar geri getirilmiş yavaş yavaş gözler buna alıştırılmış, başlara
türbanlar takılmış. Üstelik bunlar öyle gözalı reklerde yapılmış ki bayanlar beğensin, alsın
diye. Şimdi önce kapananlar birer birer açıldı. Onlar açıldıkça yenileri türetildi. Sanki
tavuk kuluçkaya yatmış ta civcivler çıkıyor.
Ben de başımı örterim ama öyle sıkı sıkıya değil. Hele şimdi türban AKP’nin bir simgesi
olarak belirdikten sonra daha da serbest davranmaya başladım. Kimse benim başımın
ya da başka şeylerimin kâhyası olamaz. Kimse, ne giyeceğime, içeceğime, çocuk doğurup
doğurmayacağıma, kısacası hayatıma karışamaz. Hele bunu dikte ederek hiç yaptıramaz.
Ama, ne yazık ki mecliste bulunan Dört kadın milletvekili benim gibi düşünmüyor. Onlar
başbakanlarının emrini uyguluyor ve bu meclise getirilince muhalefet olmayan muhalefet te buna destek veriyor. Benim üzüldüğüm nokta bu. Hadi diyelim diğer partiler AKP’nin
adeta tamamlayıcı unsuru olmuşlar Atatürk’çüyüm diyen, Atatürk’ün kurduğu bir parti
nasıl böylesi bir oyuna gelir.
Bu tutulan yol aydınlık değil. Şu gitgide kapanan bulutlu hava gibi. Diliyorum halkımız
gerçek aydınlanmayı görür de bu çok bulutlu karanlık hava dağılır. Umut ediyorum..
7. 11. 2013 / Nazik Gülünay