MAĞDURİYET NEDİR BİLİR MİSİNİZ
Bir mağdur edebiyatı tutturulmuş gidiyor bu ülkede. On yıldır ağlamaktan göz pınarları kurudu. Halkımız mağdur edilenleri sever, bağrına basar. Acıklı öykülere, filmlere düşkünüz genetik olarak. Ortadoğu halklarının böyle dramatik yapıları vardır. Onun için hala mağduriyetlerini her fırsatta dile getiren siyasi yapı varlığını devamı için yine ağlıyor.
Bu gün TBMM’ne türbanlarıyla giren dört kadın milletvekili adeta devrim yapmışlar gibi zafer kahramanları olarak sunuldu. Her yanı reklam kokan bir inanç göstermeliğinin töreni yapıldı. Türban takmak esasında kadın olarak karşı cinsin dikkatini çekmemektir veya tahrik etmemektir. Hoş istediğin kadar her yanını kapa, yine de ne yazık ki kadınlara karşı acımasızca taciz ve tecavüzler devam etmektedir.
Bu ülkede kimler mağdur biliyor musunuz?
* Altı ayda bir maaşına elli lira zam yapılan emekliler,
* Herhangi bir sağlık kurumuna gittiğinde katkı payı adı altında maaşından kesilen, işçi ve memurlar,
* Evine doğalgaz, kömür alamayanlar,
* Evine eti ve sütü gram gram alanlar,
* Van depreminin üzerinde iki yıl geçmesine rağmen hala konteynerlerde yaşayanlar,
* Çocuk yaşta evlendirilen kızlarımız,
* Can güvenliği sağlanamayan ve yaşamından olan kadınlarımız,
* İnancından dolayı her fırsatta aşağılanmaya çalışılan, dayatma projelerle karşı karşıya bırakılan Aleviler,
* HES’ lerle yok edilmeye çalışılan ormanlar, dereler, kuşlar, doğal dengenin koruyucusu bir çok canlı,
* Yol yapma bahanesiyle kentte nefes alanı olan ormanları yok edilenler,
* Dünyada kadın hakları açısından yüz yirminci sırada yer alan bu ülkenin halkı,
* Adım başı AVM’ler yapılarak ve oralara çekilmeye çalışılan biz tüketiciler,
* En doğal ve demokratik hakkını kullanarak protesto eylemine katılan ve canından olan gençler, onların ana, baba ve yakınları, sevdikleri,
*Koca bir torba yapılarak içine doldurulan,mahkum edilen, muhalif aydın ve gazeteciler, onların eşleri, çocukları, sevdikleri, dostları,
*Devletin seyirci olduğu ve bir otelde mahsur bırakılarak yakılan, otuz yedi can, onların ana, baba, eşleri, çocukları,
* Ve Madımak katliamını yapanları savunan avukatların bu günkü iktidarın sözcüleri olmalarından hicap duyan bizler,
* Onbeş yıldır başkentte belediye tarafından; paraları ölü yatırımlara (Demir Kafes, Bahçelievler Gökkuşağı heba edilen ve bir türlü metrosu yapılmayarak süründürülen Ankara halkı,
* Bu ülkede ötekileştirilen, zulme uğrayan, yok edilmeye çalışılan halklar,
* Bir çok zorlukla okutulan, üniversite eğitim alıp da işsizler ordusunu oluşturan gençler,
Yani maddi ve menevi anlamda gerçek mağdur o kadar çok ki, yukarıda dile getirmeye çalıştıklarım belki yüzde biri. Tuzu kuru, yaşam standardı yüksek dört kadın milletvekilinin başını kapatamaması mıydı mağduriyet? Bunu gidermek şu dönemde hem kolay, hemde iyi bir bir göz boyamaydı.
Bunca mağduriyeti gidermek için haklı ve halktan yana bir iktidar ve anlayış gerekli. Her fırsatta halkın inancını duygu sömürüsü yaparak kullanan bu günkü siyasi yapının güvenirliği kalmamıştır. Yeni zenginler türetilerek, halk yoksullaştırıldı. Anadolunun halkı elbette bu iki yüzlülüğü görecek ve kendi bildiğince muktedirleri koltuklarından indirecek.
31 EKİM 2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.