- 466 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BAYRAM HAVASI...
Her ne kadar özenmesem de değişken havalar gibi oldum: Bir öyle, bir böyle. Ne zaman güneşin çıkacağını ya da ne zaman havanın bulutlanacağını kestiremez oldum, gitti. Allah’tan çıkıp hava tahmini yapmıyorum, artık insanların akıbeti ne olurdu kim bilir…
Nereden geleceği belli olmayan hava akımlarına nazire edercesine, değişkenlik göstermekte ruh halim. Hafif bir meltem tatlı tatlı eserken, bir de bakmışım ki; karayelin etkisiyle hava kışa dönüyor, parçalı bulutlu bir gökyüzünün eşliğinde kısa süreli de olsa ani sağanaklar bastırıyor. Eh, durumu kestiremeyince gel-git duyguların azizliğine uğramak da oldukça kaçınılmaz.
Öyle ki, her daim şemsiye taşımayı da sevemedim gitti. Ne var ki; bir elimde şemsiye bir elimde kağıt mendil turlamaktayım hayatı.
An geliyor, mutluluk gözyaşları hasıl oluyor, an geliyor kocaman bir gülümseme yüzümde sıcak güneşin altında.
Bir de bayram havası eklendi mi, değmeyin keyfime.
Aslında fazla sevmem bayramları. Eskiden böyle miydi bayramlar: Kalabalık aile, eş dost derken harala gürele geçerdi bayram günleri. Sevdiğim sevmediğim kim varsa bir araya gelirdik. Öyle ki, sevginin esaretinde hiç haz etmesem de bazılarından, hepsi güzel ve sevgi dolu gözükürdü gözüme. Gerçi şimdilerde; kim melek kim şeytan rahatlıkla ayırt edebiliyorum ama yine de bayramın hatırıyla, çoğu şeyi görmezden geliyorum.
En azından, geçici süreliğine de olsa; insanları mutlu görmek keyif verici. Tüm olumsuz duyguları geride bırakmışçasına, sergilenen mutluluk tablolarını seyretmek oldukça hoş doğrusu. Ötelenmişçesine tüm sorunlar ve tüm dertler, herkes alabildiğine mutlu. Madalyonun öteki yüzünü göremezsek de; içimden dualar ediyorum hayatın kıyısında kalmış kim varsa, hasta, aciz ve mutsuz öyle ki onlar bizden çok hak ediyor bayram neşesini ve coşkusunu.
Keşke her gün böylesine güler yüzlü, insancıl ve neşeli olabilsek. Aslında, mutluluğun tek ilacı kendinle ve tüm insanlarla barışık olmak: Kim olursa olsun ama: Tanıdık, tanımadık, dost ya da düşman…
Aslında hala umudum var insanlardan yana. Hayatı yaşanılır kılan duygularla dolu olduk mu, mutlu olmamak mümkün değil. İnanç başta olmak üzere sevgi ve umut da geldi mi ardından, hayat daha bir güzel. Yine Polynna’nın etkisinde miyim ne; öyle ya yaşadığım onca olumsuz şeyden sonra, şimdi yine iyimserlik havamdayım. Hayatın onca külfetine katlanmak adına varsın hala düş kurayım…
Selamı, sabahı, sevgiyi esirgemediğimiz sürece birbirimizden, hala inanıyorum ki; bunun tezahürü inanılmaz olacak. Maneviyatımızı da kattık mı işin içinde, hayat daha yaşanabilir bir konuma gelecek.
Yakınımda, uzağımda kim olursa olsun; iyilikler ve sıhhat diliyorum.
Nice güzel, mutlu bayramlara…
YORUMLAR
Sevgili Gülüm, ne güzel pozitif bir yazı bu, bayram gibi...
İnsan oğlu da dört mevsim gibi; yazı, baharı ve kışı var. Hep kışta kalsak ne kötü değil mi?
Aman Allah korusun, bazen bahar da gerekli, şöyle mis gibi çiçekler açmış, etrafa gülücükler saçtığımız...
Tebrikler, sevgimle
Bayramın mübarek olsun
Ne güzel dilekler.
Buruk da olsa,
cümlelerin dudaklarımızdaki yansıma oldu tebessümümüz.
Bu Polyanna'cılığı, çoğu kişi böyle kendine güvensizlik,
bazı şeyleri mecburen kabullenme,
zayıf kişilik olarak flan görüyor ama,
ben hiç kabul etmiyorum.
Hayata,
hep iyi tarafından bakmaya çalışmanın neresi kötü?
Merak ediyorum,
yirmi otuz yıl sonrakiler,
ah eski bayramlar diyebilecekler mi?
Diyeceklerse, neyi kastedecekler?
Belki o günlerde, bayram flan da kalmaz...