- 777 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
BİR BAYRAMA DAHA VARIRKEN; Yaşanan hayatta olaylar ,zaman mekan ,insanlar ,yıllar.. Beni ilgilendiren yönleri sadece duyğuları.. Siyaseti sevmedim ,sevmeyeceğim de..Yapabildiğim kadar sanatın içinde olmak,bir şeyler yazabilmek,insanlara huzuru sunabilm
Yaşanan hayatta olaylar ,zaman mekan ,insanlar ,yıllar.. Beni ilgilendiren yönleri sadece duyguları..
Siyaseti sevmedim ,sevmeyeceğim de..Yapabildiğim kadar sanatın içinde olmak,bir şeyler yazabilmek,insanlara huzuru sunabilmek beni daha mutlu ediyor..
Bu yıl benim için 54. kurban bayramım.
Koca bir ellidört yıl.
Acısıyla tatlısıyla.
Bizler büyürken şehirlerde bu kadar büyümeler yoktu, insanlar bayram denildiğinde öncelikle kurban alımını düşünürdü imkan var ise. Bayram yaklaşırken satılmak için getirilen o kurbanlıkları gözmezden gelmeye çabalardı çocuk yüreğim.Okula gidip gelirken çekiştirilen ,bir arabaya sokulmaya çalışılan o canları gördüğümde hep ağlardım ben gizli gizli. O aklımla bile nasıl kesebilirler yaşayan bir canı diye isyan ederdi içimde ki bir ses...
Halbuki ben altı yaşında Kuran-ı Kerimi öğrenmiş, iyi bir din eğitimi almıştım. Neden ve niçin olduğunu gayet iyi biliyordum. Gel gör ki yinede yüreğim ağlıyordu onlar için..
Evimiz çocukluğumda Amasya’nın Pirler parkının için de babamın planını çizdiği bu günün triplex denen bir yapısıydı. Evin ön tarafı büyükçe bir park ve Pirler evliyası,arka tarafı büyükçe bir bahçe ve ucunda babannemlerin evi ahşap hazeranlı bir büyük ev.
Bayramlar yaklaşırken annemin ailesi tarafından İstanbul dan erkek kardeşime ve bana yollanan şık elbiseler pabuçlar ve birde oyuncak hediye...
O zamanlar için yürüyen bir uçak, şık elbiseli bir boyumca bebek konuşan.. Hiç gözüm görmezdi bunları. Aklım fikrim gece yatağa uzandığımda bile arada bir gecenin karanlığını yırtıp gelen meleme seslerindeydi.
Hala duyarım o sesleri nasıl kazınmış ki çocuk belleğime ! Erkenden uyanan aile ve komşular arefe günü; bir telaş ev de ve komşularda hava karanlık, sokak kapıları açık.. Evimizin ve komşu evlerin babaları bayram sabahı namaza hazırlanıyorlar. Namaz bittiğinde heyecanla babalarımız bekleniyor acıktık, çocuğuz mis gibi sıcacık ekmek kokusu evi dolduran ama ne yazık ki kahvaltı yine yok.. Adettendir kurban kesilene dek herkes oruçludur bizim bildiğimiz ve kurbanın kesiliyor ise sağ arka buduyla yapılan kavurma beklenir masaya.
Bu arada ben mutfağın penceresinden daha kesilmemiş koyuna bakıyorum. Uyanır uyanmaz yanına gidip seviyorum onu, yem veriyorum halbuki kurban sabahı yem verilmez dense de su içiriyorum yünlerini temizliyorum onunla konuşuyorum. Çocukluğumdan beri mahveder hep göz kontağı dünyamızda yaşayan bu canlarla.Garip bir şekilde gözlerimizle konuşuruz onlar beni anlar ben onları.. O zamanlar bunun ne olduğunu bilemeyen ben şimdi anlıyorum ki.. ......YÜREĞİMİZİN TÜM GÜZEL DUYGULARINI GÖZLERİMİZ AKITIYOR KARŞIMIZDA Kİ CANLARA.... ...Ve camda ben son anlarındaki bu güzelim e bakarak ağlıyorum.
Kasap ve babam bahçeye geldiği an odama gidiyorum ve onun canının yanmaması iin dua ediyorum.. İşin işkence tarafı bu olsa iyi.. Masaya gelen kavurma bana gözler olup bakıyor... YE yiyebilirsen ve bana hadi diyen ailem.. Çaktırmadan yer gibi yapan ben ve biten işkence kahvaltısı.. Aldığım rahat bir soluk. Biliyorum ki bunu ok çocuk yaşadı. Şimdi bu yaşta nasılmıyım!..
Hala durum aynı.
İşi daha ilerletmiş vaziyette yolda karıncalara bile basmamak için seken biriyim:) Şimdilerde kurban olayı sektörlere dönüştü, yapaylaştı o eski bayramlarda yok ,anamız babamız da kalmadı hayatta.
Bizler ana babayız .
Benim için azap olan sabah faslı bitince giyin kuşan bayram günü gelecekleri bekle ama öncelikle anne babamla kardeşimle babannemlerin ellerini öpmeye gitmek bayram hediyesi ve kurban hediyesiyle. Hiç tek çocukların peşine takılarak elime bir naylon torba da ben alarak kapı kapı dolaşamadım..
İçim de uktedir bu.
Beni üzen diğer konu da bayramların tatil sendromuna dönüşmüş olması..
Yollarda verilen insan kurbanlar.
Aileler artık bir arada değil.
Her birimiz bir şehirdeyiz.
Hayat ve herkesin çalışır olması dağıttı soyları başka başka şehirlere. Sanal alemden bayram kutlamaları, telefonlarla bayram kutlamaları girdi hayatımıza..
Arefe günü ziyaret edilen ceddimizin mezarları şimdi yalnızliklar içinde.
Bırakın uzaklardayken her hafta ziyaret edebilmeyi bayramlarda bile gidemiyoruz..
Ben şahsen bayramda bile çalışılan bir işe haizim..
Ne üzücü değil mi!Ayrı şehirler, çalşma saatlerinin biçimsizliği ve eski o sıcacık bayram havalarını çoluk çocuk soluyamamamız.
Bir anımı sizlerle paylaşıp bitireyim yazımı:
Yine böyle çocukluk günlerimden bir gün bir bayram sabahı kırmızı rugan pabuçlarım, belde, saten kurdeleli bağlı, bebe yaka bir elbisem beyaz dantelli bilekte çoraplarım ve minik bir hırkamla sokaktayım.
BEŞ ALTI EV ÖTEDEKİ TEYZEMLERİ HADİ KAHVALTI HAZIR BUYRUN DEMEYE GİDİYORUM.
Sokağın köşesinde basma yırtık elbiseli naylon terlikli gözleri yemyeşil bir kız çocuğu ben yaşlarda. Sokağa hiç çıkarılmadığım için, tanımıyorum kim.
Ağlıyor, durdum neyin var dedim bana düşmanca baktı ve senin elbiselerin var ama bana almadılar dedi. Bende ağlamaya başladım, üzülmüştüm bizim dünyamızın dışındaki bir dünyayla bir bayram sabahı karşılaşmış kuzumun kesilmesinin üzerine ikinci şokumu yaşamıştım.
O zamanlar elbiselerimizin içinde mutlaka dantelli kolalı içimize giydiğimiz, jipon ve üstleri olurdu.
BEKLE DEDİM TEYZEMLERE KOŞUP HABERİ VERDİM GERİ GELDİĞİMDE YAŞITIM KIZIN ELLERİNDEN TUTTUĞUM GİBİ ÇEKELEDİM.
BİZİM EVİN GİRİŞİNE DEK KURBANLIKLAR GİBİ AYAK DİRİYORDU
GEL KORKMA DEDİM..
KAPIDAN BAHÇEYE GİRİNCE HEMEN ÇIKARDIM ÜZERİMDEKİLERİ VE KIZA SOYUN DEDİM GİY BUNLARI.
ÇORAPLARIMA AYAKKABILARIMA DEK GİYDİRDİM ONA
ELİMLE SAÇLARINI ÖRDÜM.
ÖNCE KORKAN YAŞITIM BU KIZ ÇOCUĞU AĞLAMAYI KESMİŞ ÇOCUKSU BİR HEVESLE HARIL HARIL GİYİNMİŞTİ.
BONCUK BONCUK BANA BAKAN GÖZLERİ HALA UNUTAMAM.
BAHÇEDEKİ MUSLUKTAN YÜZÜNÜ GÖZÜNÜ YIKATMIŞTIM.
İŞTE PIRIL PIRIL BİR BAYRAM KIZI BAKIYORDU BANA.
Eğildi ve beni yanağımdan öptü sımsıkı kucakladı arkasına bile bakmadan daldı sokağa. Beni gören ailem şaşkın çığlık çığlığa..Sakince olanı anlattım kolalı dantelli iç giysilerimle.
Sözü babam aldı; -
Çok güzel bir şey yapmışsın kızım Ama düşünemediğiniz ikinizin de onun ailesi ne diyecek.
O an çok üzüldüm.
Babam hemen sokağa çıktı annemle ve aileyi buldu.
Kızımızın kızınıza bayram hediyesi demişler.
Aile çok sevinmiş.
Hayata dair bir tecrübemi almıştım bir bayram sabahı,
PAYLAŞABİLMEK, BİZİM DÜNYAMIZIN DIŞINDA DA NE DÜNYALAR VAR.....
O GÜN BU GÜNDÜR EMPATİYİ DUSTUR EDİNDİM.
SİZLERE GELEN BAYRAMINIZ HAYIRLI OLSUN DERKEN GEZME TOZMA PLANLARINIZIN, EVİNİZE ALACAKLARINIZIN HESABINI YAPARKEN BİR AİLENİNDE İHTİYAÇLARINI KARŞILAYIN.
O ÇOCUKLARA BAYRAMLARDA OLSUN MUTLU OLACAKLARI BİR ŞEYLERİ HEDİYE EDİN.... ..
BUNLAR İÇİN ÇOK AMA ÇOK PARAYA İHTİYAÇ YOK..... ...
ŞİMDİ DEN....
HAYIRLI BAYRAMLAR OLSUN KAZASIZ BELASIZ TÜM İNSANLIĞA. ...............................................................
EMA
YORUMLAR
güzeldi anlatım
bende üzülürüm kesilen kurbanlara ama yapacak bir şey yok rabbim böyle emretmiş ne mutlu kurban olan hayvanlara
artık bayramların hiç tadı yok bese anasız babasız çocukları düşünürüm ne çok garip olurlar
işte onları gördükçe kalmıyor tadı bayramların
çok kişide bayranı tatilbilip dinlenmeye gidiyor eş dost aramak teleonlarla oluyor
yinede hayırlı bayramlar olsun diyelim
saygılarımlasınız
Sevgili EMA, duyarlı yüreğinizi kutluyorum, beni eski bayramlara götürdünüz, kırmızı, siyah rugan ayakkabılarımı, bebe yakalı elbiselerimi hatırladım, çok güzel bir yazı, her kesin okuması gereken,
lakin zamana yenik düşüyoruz hepimiz, şu da varki, sanki dünya çok daracıktı... o zamanlar, bakın şimdi bir tık ötede herşey, daha çok kimse ile iletişim kurabiliyoruz, yeniliklere de açık olmak gerekiyor, yoksa çağ dışı kalır, beyinlerimizi geliştiremeyiz sanırım, şimdiki gençler teferuatla uğraşmıyorlar, rahat etmek, üretmek için çalışıyorlar, daha pratik çözümler bulabiliyorlar gibi geliyor bana..herşey akıp gidiyor, bize seyretmek kalıyor, sizi seviyor ve şimdiden bayramınızı kutluyorum..selam ve sevgiler..
Sevgili Arkadaşım.
Çocukluktan başlayayım.
Biz de çocukkken bir kaç gün önce evimize gelen ve tüm kardeşlerin neşe kaynağı olan o kuzucukların, tekeciklerin kesilmesine razı olmazdık. Babamız bulup da kesmesin diye az mı komşu kömürlüklerine saklamışızdır o kurbanlıkları. Ama ne kadar saklarsak saklayalım o hazin sondan kurtulamazdı zavallılar.
Ancak ben sizden farklı olarak kesilmesine asla razı olmadığım o kurbanlıkları sıra yemeye gelince hapır hupur yutardım. O konuda sıkıntı yoktu yani.
Yıllar sonra ilk kez bıçağı aldım elime, kendi kurbanımızı kendi ellerimle kestim. Kesmesine kestim ya o gece sabaha kadar başta eşim olmak üzere tüm sülaleyi tek tek kestim rüyamda...Kaç kez uykudan fırlayarak uyandığımı bir ben bilirim bir de Allah. Lakin insan sonra alışıyor..Bir Kurban bayramında benim, kayınpederin, kayın validenin ve bir komşunun olmak üzere tam dört keçi aynı anda benim ellerimle bu hayata veda ettiler.
Doğanın da onun yaratıcısının da kanunu bu. Eğer canlıyı yok etmezsek kendimiz canlı kalamayız. '' Efendim bitkilerle beslenin '' Diyenler var..Bitki de canlı..Hatta yapılan araştırmalar onların da acı çektiğini göstermiştir.
Anlattığınız diğer hususlara gelince: Sayabileceğimiz binlerce sebep ya da binlerce bahane dolayısıyla bayramlar artık sıradan günler haline geldi. Toplum olarak bir türlü birbirimizle tam anlamıyla kaynaşamamızın sebebi bu olsa gerek. Evini sırtında gezdiren kaplumbağalara dönüştük hepimiz. Tüm hayatımız bağamızın içinde. Etrafla ilişkimiz o bağadan kafamızı çıkarıp ihtiyacımız olan otları yemekten ibaret.
Yine de bayram bayramdır...
Bayramınız şimdiden kutlu olsun can arkadaşım.
sami biberoğulları tarafından 10/8/2013 1:45:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çok erken kutlamışsınız bayramımızı sayın yazarım.
Ama olsun...
Erken olsun da, geç olmasın demişler.
Çok güzel bir anıydı.
İlgiyle okudum.
Hem eski bayramlara döndüm,
hem de yazının güzelliği ile mest oldum.
Çok şey canlandı hayalimde...
Bin bir çeşit bayram sabahı kurguladım kafamda...
Düşündüm de,
ne çok bayram anımız vardır...
Ya da, özel günler olduğu için onlar da çok akılda kalır...
Bu güzel bayram sabahı anısı da,
hatıralarımızda gezinen güzelliklere çok yakındı...
Dolayısı ile, içinde kendimizi bulduk açıkçası...
Kendimizi okuduk,
kendimizi seyrettik...
Çocukluğumuzdan bir kesit getirdi gözlerimizin önüne sevgili yazarımız.
Elinize, gönlünüze sağlık diyorum.
Her ihtimale karşı,
iyi bayramlar diliyoruz şimdiden efendim.
Not: Amasya'yı çok severim. Kardeşim 25 yıldır orada yaşamakta. Çok ziyaret ederim.