- 2187 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AŞKI UNUT,SEVMEYİ UNUT
Unutmak….Unutmak ne kadar zor değil mi? Bize bu acıları yaşatan,içimizde unutma hissini doğuran kişi ya da olayları unutabilmek.Bütün bu düşüncelerden kendini soyutlayabilmek.Veya hayata bunlarla devam etmek.Her geçen gün unutamamanın verdiği acıyı içinde duyarak yaşamak.
Unutmaya çalıştıkça, bir takım yaşanmışlıkları beyninden silmek istedikçe, bunların yüreğine daha çok oturması.Beynini içten içe kemirmesi unutamamanın. Belki de istedikçe hafızana yerleşmesi.Geçmişteki unutulacak olay ya da kişileri bir yangının külü gibi savurmaya çalışmak.Fakat zamanla küllerin tekrar tutuşup bir kor gibi bütün benliğini sarması.Bu acı veren şeyler ya bir terk ediliş,ya bir ayrılık,ya istediklerinin tersine gelişen olaylar silsilesi.Ya da ne bileyim belki de değer verdiğin kişi ya da olaylara keşke vermeseydim dedirtecek yaşanmış günler…
Tamam unuttum artık hiçbir olay veya kişi beni üzemeyecek,kendim için varım dediğin anda bir nevi gerçekler yavaş yavaş tekrar gün yüzüne çıkmaya başlar hayatında.Sonra da ardı arkası kesilmeyen unutma krizleri...
Sadece kötü şeyler midir unutmaya çalıştıklarımız acaba.Hayır güzellikler de unutulabilir tabii ki.Ama bu güzellikler öyle etkilemiştir ve iz bırakmıştır ki beynimizde asla unutulmaz.Evimizin nadide köşelerinde barındırılan antikalar gibi,geçmişteki güzel anılarımızda baş tacımızdır.
Madalyonun diğer yönünde ise unutamamanın verdiği acı vardır.Yaptığın iyiliklerin bir kalemde silinmesi.Yakanı bırakmak bilmeyen mutsuzluklar.Hayır dedikçe yara üstüne yara açıp duran,kendinle yaşadığın hesaplaşmalar.Bu değil midir zaten yakıp kavuran…
Belki de sorumlu biziz.Unutmaya çalıştıkça daha çok yaşıyoruz,düşünüyoruz.Oysa kendi haline bırakınca her şey ne güzel.Unutmak Allah’ın verdiği bir nimet değil mi? Neden zamana bırakıp bu güzelliği yaşamıyor nefsimiz.Zor biliyorum.Kim bilir ne acılar yaşadık.Hayatımızda gelişlerin sevincini yaşadığımız gibi kaç gidişin acısını da yaşadık yüreğimizde.Ölüp ölüp dirildik yeniden.Yemeden içmeden kesildik.Kaç kişi kim bilir ağlamaktan göz pınarlarını kuruttu.Artık onsuz yaşayamam,unutamam dedi.Daha doğrusu böyle kandırdı kendini.
Örneğin sevdiğin,her şeyin olan birini kaybettin.Onun yerini kimse alamaz.Nasıl unutacağım dersin.İçinde sürekli kanayan bir türlü kabuk bağlamayan bir yaradır bu.Günden güne içini yakıp kavuran bir yara hem de.Oysa zamana bıraksan öyle bir unutacaksın ki.Boşuna dememiş atalarımız “zaman en iyi ilaçtır” diye.
Zamanı geldiğinde birde bakmışsın ki gülüp oynuyorsun sende…Unutmak istediklerin hayatından silinip gitmiş farkına varamadan ya da vardırılmadan.
Ve gün gelirde anlarsın unutmak isteyip unutmadığın şeylere artık gülüp geçtiğini...
Hadi o zaman UNUT! UNUTABİLİRSEN….
……… AŞKI UNUT,SEVMEYİ UNUT….
………GECEYİ UNUT,UNUT HER ŞEYİ….
UNUT! UNUTABİLİRSEN…
Zeynep Sönmez