- 5954 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÇARPIK KENTLEŞME
Soru şu:
-Türk insanının zevksizliği, bilgisizliği ve beceriksizliği mi kentlerimizi bu hale getirmiştir?
-Çarpık kentleşmenin sorumluları kimlerdir?
Bana göre, kentlerimizin bugünkü çarpık yapılaşmanın ve bu sebeple çağdaş görünümlerden uzak olmasının sebebi; Türk insanının zevksizliği, bilgisizliği ve beceriksizliği değildir.
Bu çarpık görüntünün sebebi; toplumu kendi ananelerinden, geleneksel yapısından uzaklaştırılarak, insanımızı ve kentlerimizi, sermaye sahiplerinin çıkarları doğrultusunda kapitalist ekonominin ucuz iç gücü deposu haline getirmeye aracılık eden siyasiler ile siyasilerin bu durumdan faydalanarak çıkar, rant, oy elde etme anlayış ve uygulamalarıdır.
Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda nüfusun yaklaşık %75’i kırsal kesimde yaşarken, %25’ı kasaba ve kentlerde yaşardı.
Türkiye’deki kent nüfusunun kır nüfusuna oranının hızla değiştiği iki dönem vardır. 1950-1960 yılları arası ile 1980 ve sonrası.
1950-1960 yılları arasında, “Küçük Amerika” yaratacağız diye yola çıkanlar, şehirlerin alt yapısını hazırlamadan şehir yaşamını özendirerek köyden kente göçü teşvik ettiler, Bu yıllarda nüfusun yaklaşık %50’si kırsal kesimde yaşarken, %50’si kentlerde yaşamaya başlamıştır. Bu kentleşme hareketi sanayileşme ile desteklenmediği (istihdam sağlanamadığı) için şehre gelenler köyden daha zor şartlarda yaşamaya başlamış, geçim sıkıntısı içinde karınlarını doyurma derdine düşmüş, kentin sosyal yaşamına karışamamış, kentin etrafında kent yaşamından uzak, kendi hayat tarzını geliştirmeye çalışmışlardır.
Türkiye’de nüfus yapısının kırılma gösterdiği bir başka yıl ise 1980 ve sonrasıdır. 1980 ’li yıllarda nüfusun yaklaşık %75’i kentlerde yaşarken, %25’i kırsal kesimde yaşar olmuştur. Bu gün ise bu oran yaklaşık %80’e %20 civarındadır.
Bu yıllarda, Türkiye’de uygulanmaya başlanan dış kaynaklı (dayatmalı) ekonomik programlar sonucunda tarıma verilen önem azaltılmış, tarımdaki desteklemeler ve teşvikler kaldırılmış, köylünün köyde barınması bilinçli olarak imkânsız hale getirilmiş, köylü köyden kente göç etmek zorunda bırakılmıştır.
Türkiye bu dönemde, sanayileşme sevdasında olsa da, sanayisi montaj sanayisinden öteye geçememiş (Türkiye ekonomisine şekil veren küresel aktörler böyle istemiştir) , istenilen istihdam imkânları yaratılamamış, köyden kente gelen niteliksiz nüfus, şehirlerin varoşlarında ucuz iç gücü deposu olarak tutulmuştur. Böyle bir işçi deposunun olması ise sermaye sahiplerinin işine gelmiş ve hatta ellerinde ucuz, maliyeti düşük her türlü pazarlık gücünden yoksun, önerilen fiyattan çalışmaya hazır bir işgücü oluşmasını desteklemişlerdir.
Sermayenin emrinde olan siyasiler ise bu durumu değiştirme gayretinde olmak bir yana aksine bu durumdan faydalanma yoluna gitmişlerdir.
Bu sosyal yapı içinde kentlerimiz, fotoğrafta (ya da benzer fotoğraflarda) görüldüğü/görüleceği üzere ucube hale gelmiş/getirilmiş, insanlarımız bu ucube yapı içinde yaşamaya adeta mahkûm edilmiştir.
Eski yerleşim yerlerimizi göz önüne getirirsek; Türkler, bulundukları yöre malzemelerini kullanarak, bölgeye, doğaya ve toplumsal yapıya uygun mekânlar ve yerleşim yerleri kurmuşlar, bu yerlerde yaşamışlardır. Bunlara örnek çok olmakla birlikte, Safranbolu, Bolu/Göynük, Karadeniz’de birçok yerleşim yeri, Mardin, Midyat, Diyarbakır gibi… Anadolu’nun daha pek çok yerinde geleneksel Türk mimarisini görmek mümkündür.
"Türk insanı zeki ve zevklidir. Bir gün hak ettiği yaşam şekline ve yerleşim yerlerine kavuşacaktır." inancındayım.
Bekir GÜÇLÜER
YORUMLAR
1980 yılından itibaren Turizmi teşvik yasası ile sahillerde tuirstik yatak patlaması yaşandı. Bu da her açıdan sosyla hareketliliği hızlandırdı. Ancak bu yapılaşma arz ve talep dengesine uygun ve planlı bir gelişim yaratmadı. Gerek tesisler, gerekse bu tesisler için istihdam edilen insanlar çarpık yapılaşmanın önünü açtılar. mikro ve makro düzeyde planlama yok.
Bu gidişle turizm 10 yıl içinde biter.
Ayrıca feodal toprak ağaları, topraksız bıraktıkları insanların kentlere ırgat olarak göçmelerine sebep oldular.
Emeğinize sağlık. Saygıyla sayın Güçlüer.
Şaban Aktaş tarafından 9/18/2013 7:40:03 PM zamanında düzenlenmiştir.