- 731 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SURİYE İÇ SAVAŞI NE KADAR SÜRECEK? :
SURİYE İÇ SAVAŞI NE KADAR SÜRECEK? :
Arap Baharı 21.yüzyılın en büyük olaylarındandır. Arap Dünyasında yaşanan en büyük harekettir. 2010 yılında başlayan ve günümüzde de süren, Arap coğrafyasında yaşanan halk hareketlerine verilen ortak addır.
Arap Baharı; Arap halklarının demokrasi, özgürlük ve insan hakları taleplerinden ortaya çıkmış; bölgesel, toplumsal bir siyasi-silahlı harekettir. Protestolar, mitingler, gösteriler ve iç çatışmalar yaşanmıştır. Halklar, özgürlük mücadelesi adı altında birçok Arap diktatörünü resmen devirmiştir.
Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün ve Yemen’de büyük çapta; Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Irak,Lübnan ve Fas’ta küçük çapta olmak üzere tüm Arap Dünyasında baş gösteren mitingler, protestolar, halk ayaklanmaları ve silahlı çatışmalardır.
İslami demokrasi talepleri artmıştır. Birçok uzman bu eşi görülmemiş halk hareketini, Arap dünyasında yaşanan en büyük değişim olarak yorumlamaktadır.
Suriye İç savaşı, bir demokrasi hareketi ürünü mü, bir El Kaide, kralcı, şeriat taraftarlarının ürünü mü? Yemen, Lübnan İç Savaşlarından farkı ne?
Demokratik talepler, Anayasa ve seçim kanunlarıyla düzenlenir, isteyen aday olur, kaybeden kaderine razı olur. Seçimleri kazanan, kaybedenlerin hak ve hürriyetlerini elinden alma hakkına mı sahip olacak?
Arap Baharı denebilmesi için bir kralcılar taraf, bir de cumhuriyetçi taraf olması lazım? Burada hangi taraflar var? Modernist, Çağdaşlaşma taraftarı kim? Talibancı taraftar kim? Kaç tane zıt taraf var? 32 yoksa 72 mi? Kaç ırk, kaç mezhep, kaç krallık isteyen var, kaç soy, zümre var? Kaç sınıf meslek var? Burjuva mı yoksa aristokratlar mı yönetecek? Askeri bürokrasi yönetimi gidecek, polis bürokratik yönetimi mi gelecek? Yoksa halk kendi kendine yönetemezcilerle Vesayet (Manda) Rejimi mi kurulacak?
Kime yardım edeceksiniz? Kime yardım ederseniz edin savaş bitecek mi? Neden bitecek, herkes modernleşip, kurumlar demokratikleşip, kanunlar eşitlik, kardeşlik, hürriyet, eğitim hakkı, sağlık, iş, eşit ücret hakkı mı getirecek? Bürokrasi bir günde değişecek mi, yoksa bürokrasinin tavrı mı bir günde değişecek?
Demokrasi bir kültür modelidir, Liberal ekonomik düzen ve Liberal siyasi kültürel sistem onun alt yapısıdır. Bu alt yapıya sahip olmayan, uluslar arası liberal sistemle bütünleşemeyenler demokrasi modelini işletemez.
SURİYE bir Yemen ya da yakın komşusu Lübnan kadar olabilir mi? Demokrasiye geçebilir mi? Kim geçirebilir? Ya ülkenin modernist çağdaşlaşmacı askeri bürokrasisi Beşşar El Esad yapabilir? Ya da Vesayet Yönetimi yapabilir? Muhalif gruplardan hangisi, hangi anayasa, ceza, ticaret, hangi aile ve miras kanunuyla, hangi seçim kanunuyla, hangi ekonomik alt yapı, hangi siyasi kültürle yapacak?
Her eline silah alan kalabalık, kabalık yapabilir ama demokratik bir sistem vücuda getirip yönetemez?
Birinci Güç:
BEŞŞAR EL ESAD YÖNETİMİ, İsmet İnönü Yönetimi gibi bunu sağlayabilecek tek ulusal güç olarak gözükmektedir.
İkinci Güç:
Vesayet Yönetimi:
Birleşmiş Milletler adına bir vesayet rejimi ile anayasal düzeni, hukuki düzeni, ekonomik düzeni önce kurup sonra demokrasiyi getirme,
AKP HÜKÜMETİ vesayet rejimi yoluyla Suriye İç Savaşı’nın bitip demokrasinin geleceğine mi inanıyor, yoksa hangi muhalif grubun ya da soyun, zümrenin iç savaşı durduracağına, demokrasi ve hukuk getireceğine inanıyor.
SURİYE İÇ SAVAŞI’NIN Beşir Esad ile alakası yok, Beşşar El Esad ölse dahi iç savaş yakın gelecekte biteceğe benzemiyor. LÜBNAN, YEMEN İÇ SAVAŞLARI bir 50 yıl sürdü. Suriye İç savaşı 50 yıldan az mı sürecek?
Batılı Güçler ya da diğer Silah Sahibi Güçler parayı veren her iki tarafa silah temin edecektir.
Onlara göre bize düşman olanlar birbirini öldürüyor, eksilen düşman sayısı bir kar olacaktır DİYE DÜŞÜNMEYECEK Mİ?
Abdullah BEDELOĞLU
YORUMLAR
Abdullah Bey
Suriye de yaşanan olayları, Suriye’nin nezrinde diğer Arap ve Müslüman ülkelerinin, bu gününü ve gelecekteki siyasi durumunu değerlendiren, çok boyutlu düşündüren, nefis bir analiz yazısı olmuş,
Sizi tebrik ederim.
Yazınızda soru işaretleriyle dolu tespitlerinizin önemli bir kısmını, ancak siyaset bilimcilerinin, psikoloji ve toplum bilimcilerinin, evrensel hukuk uzmanlarının, vs cevabını arayacağı derin konular. Sizin yazınızda vurguladığınız konularla ilgili âcizane şahsi düşüncem Arap ve Müslüman ülkelerinin tümü çağın çok gerisinde yaşıyor olmalarıdır, bunu bizzat kendimde içlerinde bir süre yaşayıp gördüm bağzı Arap ülkelerindeki yüksek katlı binalar diktatör yanın kıralların ve onların zengin akrabalarının sahip olduğu ulutura lüks otomobiller çağdaşlık adına kimseyi yanıltmasın,
o ülkeler, demokratik, sosyal, hukuk devleti olma ve bireyin hakları gibi konular da çok gerilerdeler, kaldı ki halkın önemli bir kısmı cahil bırakılmış üstelik ülkelerinin zengin petrol kaynaklarına karşı yoksulluğu, fazlasıyla yaşıyorlar.
Mısırda, Libya da, Tunus da, Suriye de vs,vs bu ülkelerin hiç birinde gerçek manada demokratikleşme, adına bir ayaklanma yok, ya diktatör rejimine karşı ayaklanıp, teokratik (baskıcı din ) rejimini istiyorlar yâda teokratik bir rejime karşı ayaklanıp diktatörlüğü istiyorlar. ve iki rejim arasında gidip geliyorlar. Bu iki rejim arasındaki taleplerini yâda o taleplerin karşılanıp karşılanmamasını da demokrasi zannediyorlar.
Çünkü gerçek anlamda özgürlükçü düşünceyi, parlamenter sistemi seçim, sandık, demokrasi, çağdaş hukuk sistemi ve demokratik cumhuriyet, vs gibi yönetim sistemlerini bilmiyorlar doğal olarak da bu yönde bir talepleri de olmuyor bir başka bakış açısıyla bu sistemlerin niteliği ve niceliği ile ilgili bir tecrübeleri de yok
Bu konuda bir elin parmakları kadar Arap ve Müslüman aydın mücadele vermeye, halkı aydınlatmaya çalışsa da başka bir değişle cüret edip böyle bir işe kalkışsa da, maalesef ya diktatör, yâda teokratik rejimin yönetici ve liderleri tarafından susturulup öldürülüyorlar
Şanslı olanlar yurt dışına kaçıp ajan suçlamasıyla haklarında ölüm fetvası verilmiş şekilde korku içerisinde yaşamaya çalışıyorlar
Görünen o ki kısa vadede Arap ve Müslüman Milletlerin çağdaş medeni ülkelerin seviyesine ulaşmaları zor olacak en azından öyle gözüküyor.
Belki zaman içerisinde Türkiye bu konuda sahip olduğu demokrasisini geliştirir Arap ve diğer Müslüman ülkeler için örnek ve rol model olur.
Saygı selamlarımla.