- 860 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
kahraman itfaiye eri- ardahan öyküleri
Tuncer Aktürk: Hevzer Emi ona: " YILMAZ GÜNEY" diyerdi.
" - O şey var... Ankara’dan geler. Doktor televizyoncu. Ben Cincorobun Devlet Hastanesi alt terefinde tırpan çektim. Televizyoncu doktor:
- Sen kaç yaşındasın? Sordu bana.
- Altmışaltu yaşındayım dedim."
Edebiyat Tarihinde SADIKANE kişileri yazan çok edebiyatçı olmuştur: muhakkaktır.
Tuncer, nam-ı diğer: YILMAZ GÜNEY... Hevzer Demirci dedi diye değil. Yılmaz Güney’e okşuyordu siması. Karakaş karagöz, çıkık yanak kemiğide okşuyordu. Yılmaz Güney’in sufatı: burnunnan kaşlarınnan dudaklarınnan aynıydı.
O Yılmaz Güney’di. Tuncer Aktürk’te: Tuncer Aktürk’tü.
Tuncer o günü rastlaştık. Bana sitemle hani beni yazacaktın dedi. Ben Tuncer’e sözvermişim geçen senenin üçüncü ayında.
Tuncer dedim. Söz, allahın sözü... bu kez yazacam.
Tuncer bir televizyon proğramına çıkmış... onu anlatmakla başladı.
" - Şimdiye kadar Ardahanın durumu nasıl? dedi"
" Yani bu Ardahan’da fabrika veya bir işyeri olsaydı köç getmezdi. Gençlerimiz işsiz kalmazdı.. köçte getmezdi." demiş.
" Benden sordu 66 yaşına kadar ne iş gördüm?"
" İtfaiye’de 25 yıl 3 ayı itfaiye eri olarak Ardahan’a hizmet ettim. Ne canları kurtardım. Benden başka kimse cesaret edemezdi, yangına giremezdi. Benden başka ha!..
24 saat nöbet tüterdim. 24 saat sonra yangın çıkardı tekrar göreve giderdim, kaytarmerdim. Çünkü devlet bana maaş vererdi. O parayı halal etmezdi allah yoksam."
Yılmaz Güney gülüşü güzeldi. Tuncerin gözleri; içi gülerdi.
"... şu ana kadar Ardahan’da benim gibi çalışan olmamıştır. İtfaiye erleri onüç kişiden kurulmalıdır. Ardahan’da şimdi 4 kişi vardır... emekli de: 2001’de Beykoz’a gittim. Pazarlarda birşeyler saterdim; o ara zabtalar geldi. Benim arabayı ’ YASAKTIR SATAMAZSIN’ dediler. Arabamı denize döktüler. Ben de kızdım köçü yüklediğim gibi Ardahan’a gettim."
Sadığana kişiler görev bilinciyle dolu insanlardır.
Orhan Kemal’in: Bekçi Murteza romanında Balkan muhaciri bekçi, nuh der peygamber demez. Fabrikadan bir çöp çaldırtmaz.
Murteza aşırı sadıklığıyla eleştirilmiştir. fakat meslek disiplini ve insanlık terbiyesi görevşinaslığı gerektirmez mi?
"... belediyanın, 25 sene çalıştım ya: bir çiğidini birine vermemişim. Belediya Başkanı Salih Aktürk 35 kişiyi işe aldı. Biri de bendim. 35 kişiyi iki ay çalıştırdı. İki ay sora Bunların çalışma hallerini beğenmedi. Bunların foyası çıktı. Çümki kaytarerdiler, gaveye gider kağıt, basra, fanti oyniyerdiler. Eko’nun orda, İmdat’ın orda... benim dışımda hepsini çıkardı."
Ben Yılmaz Güney’i her allahın günü görürdüm. Bizim ev garajın karşısındaydı, evden çarşıya indim mi, caddedeydim.
Caddemiz Kars Caddesiydi. Yılmaz Güney Kars Garajını 24/7 nöbetle beklerdi. Nöbet değişimiyle... çocukluktan ergenliğe geçişte ilk gençliğimde bu caddeyi ben arkadaşlarımız ve esnaf bir panayır yeri gibi telakki ederdik. Eh herkes insan değil mi: akşama doğru köylü çekildi mi. Herkes bu arasatta, koridorda oyun oynamak gırla, gırgır şaka ve makara yıkardı ortalığı.
"... Murkal köylüyüm. 40 senedirArdahan’a gelmişiz. Babam, annem rahmettedir. Köyde desen ki yerin? Yerim yoktur. Kurbani Aktürk kardeşimdir. Gülabertten DURAKLARDAN evliyim. "
" eğer ben de tembel olsaydım. Salih Bey beni de belediyadan çıkarırdı. Salih Bey benim çol- çocuğumun etmek yemesine vesile olmuştur allah ondan razı gelsin."
" üç senede ticari taksi çalıştırdım. Gardaşımın işi yoktu, ona devrettim. Gardaşım yanıma geldi: ’ Ağabey arabayı bağlamışlar ben kahğdım arabanın sahabına gettim. Meğer adamın pankaya borci varmış. Sahabına sebeb bağlattırmışlar. Elimden bir şey gelmez demesin. Bankaya 18 milyar borcu varmış. Parayı ödemeyince arabayı bağlamışlar. Sore beni çağırdılar. 10 milyara senet yaptılar. 8 milyarımı vermediler. 10 milyarı taksit taksit vererler..."
" Belediya’ya gir girişte garaja girmiştim sora itfaiyeye geçtim. Arabalara makbuz keserdim. 10 tl, 3tl keserdim. Beni kimse sevmerdi. Çümki halal çalışerdim."
Ritmin yelleri bizden evvel evvellere selam olsun evveldekilere...
O sene garajda bir İran şarkı kaseti nerden bulmuşsa Cengiz Ural garajda yemekhanesinde gece gündüz çalerdi. İranlı Şarkıcı VİGEN’in kasetiymiş öğrendim.
BORDİ AZ YADAM’i, Sari Gelin’i o ki söylemer mi millet bilinçaltından dinleyerdi. Vigen İranın pop kralıymış. Şimdi anlıyorum ki Cem Karaca’yı Moğolları falan bayağı etkilemiş.
Şarkı kompozisyonunda garmon vardı: gitar davul ve batı sazları. DELE DİVANE şarkısında bizim bu havzanın kelimeleri geçer ya; Hoçvanlıları, Alagözlülüleri, Sazaralıları; hepimizi sarıp sarmalayıp arşalaya uçurordu nağmeler.
O yüzden: RİTİMLER YELLERİYLE EVVELLERE SELAM ETSİN EVVELDEKİLERE... dedim.
" Bizim memleket gibi memleket yoktur. Çok güzeldir. Kimse kadrini bilmer. Ardahan Yenimahalle kentleşmeye getmiş, 66 tane ev tapularını devretmiş. Şu an bu sene yaza evimizi verecek. İki dönüm arsa üzerine 3 daire bana yaza evimizi verecekler. Sözleşmemizi biz ele yapmışız."
" Bordi az yadem"
Bu şarkıyı çocukluğum saflığı ile Cengiz’in Çadır Lokantası hoparlöründen dinledim. sabahları göğden çiğ düşerdi sabahlar ılık teneffüsü üşüğü her Ardahanlının ciğerinde bir yâredir.
" Ciğerlerin yanmasın" bu şarkılarca kayırılmıştır.
Bordi az yadem: Vigen ve Dilkash düet yaparak söylüyormuş. İnsan eskiden anladığı şeyi ilerde bilirse bu geriye ket vurmaktır.
Eskiye gidip eskiden bilmediğim çok şeyi biliyorum. Bu beni eskiye bir okul açmış gibi oralarda pek meşgul ediyor, mutlu ediyor.
Tuncer:
" Üç kızım var. Çalıştım gece- gündüz çalıştım. Bunların hepsini okutturtdum. Lise mezunu oldular. Sonra üçüde evlendi gititler.Allah benim çocuklarımı daha mutlu etsin. Gece - gündüz namusu dairesinde çalıştım..."
Goethe Faust’ta hayatın en değerli şeyini isteyen doktora o sırrı final kompozisyonunda sunuyor: ÇALIŞMAK.
Faust Çalışan insanların çalışmak’ı görünce, yalvarıyor zamana:
- N’olur dursana O kadar muhteşem ki ÇALIŞMAK; seyredeyim onu.
" N’olur dur! O kadar muhteşemsin ki seyretmek istiyorum seni."
Ey çalışmak!
Ey sadıkane insanlar o denli muhteşimsiniz ki!..
Bizim Kars Caddesi, Ne’lur dursaydın o denli muhteşemdinki!
y.yılmaz
Ardahan- 06-09-2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.