- 1633 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YENİ EĞİTİM SİSTEMİ
4+4+4 GERÇEĞİ
Türkiye’de 50 yıla aşkındır devam eden eğitim sorunu katlanarak hayatını idame etmeye devam ediyor. Özellikle son 10 yılda üç eğitim bakanının eğitime vurdukları darbe ise uzun yıllar bu sorunun çözüme kapalı olacağını gösteriyor. Hüseyin Çelikle artan eğitim krizi Nimet Çubukçu ve son olarak Ömer Dinçer’le kriz katlanıyor. Ülkemizde her şeyin birilerin talimatı üzerine gelişiyor olması ve eğitim gibi hassas bir konunun da aynı mantıkla devam ediyor olması vahim bir olaydır. Kendilerin bile bihaber oldukları eğitim sistemleri gelecek nesli derinden sarsacak olmaları pek umursadıkları bir olay değildir. Nede olsa kendi çocukları özel okullarda eğitim alacaklar. Olan maddi yetersizlikler yaşayan vatandaşlara olacak. Başbakanın talimatıyla harekete geçen eğitim bakanı Ömer Dinçer yeni bir eğitim sistemiyle ve kimsenin ne olduğunu bilmediği bir sistemle gündeme geldi. Bu sistem son günlerde gündemde olan 4+4+4’tür. Bu yeni sistemi hızlı bir şekilde meclisten geçiren hükümet bu yılda hayata geçirilmiştir. Uzmanların bütün itirazlarına kulak asmayan hükümet bu sistemle alacakları rantı düşünmekteler.
Temel olarak muhafazakâr bir yapıya sahip olan Türkiye halkı ne yazık ki buradan darbe aldıklarının farkında değildir. Başbakanın muhafazakâr bir toplum yaratacağız söylemine kanan halk, işin aslının böyle olmadığını çok yakın bir zaman da görecektir. İşin aslına geçmeden evvel olayın fiziki şartlarına değinelim.
Türkiye’de derslik sorunu olduğu aşikârken bu yıl okula başlayacak olan öğrenci sayısı ikiye katlanmıştır. 60-66 aylık çocukların 70-80 kişilik sınıflarda nasıl bir eğitim alacakları bilinemez. Okullarda ki tuvalet gibi hijyenik sorunları ve fiziki koşulları ise başlı başına sorunlardır. Bu ve buna benzer sorunlar çocuğun ilk günlerde okuldan soğumasına neden olabileceği gibi psikolojik travmaları da beraberinde getirebilir. Okullar da şu an eğitim veren öğretmenlerde bu durumdan şikâyetçi. Çünkü kendileri bile bu konuda yeterli eğitim almadıklarını ifade ediyorlar. Bu sorunlar yığınıyla eğitimin ilk haftasını sorunlarla geride bıkmak üzeriyiz.
Şimdi bu yeni eğitim sistemi ile amaçlananlara değinelim.
1- İTİBARSIZLAŞTIRMA:
“Öğretmenler her fırsattan yararlanarak halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutan bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır.”
“Öğretmenler! Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fenlen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister! Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir... Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır”
“Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır.”
Mustafa kemal
Mustafa kemal bu sözlerle eğitim ve öğretmenin önemine dikkat çekmiştir. Ancak son on yılda mesleki anlamda itibarı zedelenmiş bir meslek konumuna düşürülmüştür. Özellikle kpss sınavlarında yaşanan sıkandalar öğretmenleri yıprattığı gibi mesleğe olan ilgiyi de azaltmıştır.
2- VERİMSİZLİK:
Bu yeni sistemle aslında amaçlanan çağdaş bir eğitim değildir. Aksine verimsiz bir eğitimdir. Bu sayede devlet okullarının önemi kalmayacak. Toplum bütün yatırımlarını çocuğunu özel okula göndermek için kullanacak.
3- ÖZELLEŞTİRME:
İtibarı kalmamış bir meslek ve devlet okulu… Verimsiz bir eğitimle özelleştirmenin kapılarını açacaktır. Ömer Dinçer in işletmeci olduğunu göz önüne aldığımızda bu mantıklı bir yöntem olarak gözümüze ilişiyor. Dershanelerin okula dönüşmesinin talimatını veren başbakanın amacı da budur. Yani temel amaç eğitiminde özelleştirilmesidir.
Kısaca;
Eğitim her vatandaşın en doğal hakkıdır. Hakkınıza sahip çıkın.
ATEŞ
EKİM 2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.