Makyajlı Ürperiş
hayrettin taylan
Cilt renginize uygun fondoten
kusurları kapatır;ama sosyal algının , bilinçsiz, inançsız, kendini bilmeyen neslin ,okumayan, düşünmeyen, yazmayan, sanatla uğraşmayan, sanal dünyada kalakalmış neslin kusurlarını kapatır mı ki?
-Far kullanırken öncelik giyilen kıyafet, göz rengi de çok önemliyken.Uyumlarınızı güzelleştirir.Sizi güzel kılar .Lakin ruhu çirkinleşmiş, doyumsuz, zaaflarının zayıfından benlik okulundan kalmış nesli güzel kılar mı ki bilemedim kadınlar….anneler…
Kaş Kalemi,kaşların belirginliğini ortaya çıkarır. Kalem kaşlı olur, güzelliğin ,inceliğin, güzel bakışın meftunu olursunuz .Ancak içi boş, yüreği belirgin olmayan , ilimle, sanatla, inançla, ilericilikle uğraşmayıp katılaşan, ruhu kirlendiğinden makyajla bile güzelleşemeyen nesillerin gözlerine , söz dinlemeyen dillerine, kendi bildiklerini okuyuşlara ne süreceksiniz?
-Kalem kaşlarınız kadar , evlat yaşlarınız sizi şık gösteriyor mu?
İşte bu benim evladım, onurum, başarılı grafiğim, örnek dünyam dedirdiğiniz kaç evladınız var?
-Bu kadar ayıcık, bu kadar öküz kimin ? Teşhiş sanatımın tespihi koptu, beni de fabl yazarı yapmayın analar…
Ruj ,dudaklarımızı ön plana çıkaracaktır.Ön planda olmak güzel.Kadınsal ışıltınız önemli amenna. Lakin, rujlarının rejimine salya akıtan onca nesil kimin rujuyla zehirleniyor? Bilinç filtresi kirlenmiş, hasta egolarıyla güzel dünyamızı kirleten bu neslin dudak uçlarına sürecek ilmi ,algısal, yüreksel rujunuz var mı?
-Ruhunuzun ruju o kadar güzelken, bununla besleyen inançlı,aydın, değer bilen neslinizin ruh rejimi nerde?
-Dudak uçlarınızda yazacağınız eğitilmiş insan haritasında kaç örnek evlat şehri var.
-Yoksa kırmızı dudaklı rujunuz öpmek için mi? Dünyanın dudak ucu kirletilmişken, zalimler bebekleri, kadınları öldürken …Hangi dudağınıza hangi rengi seçiyorsunuz.
-Matemin rengi var mı kadınlar…
Allık, ten renginize uygun süreceğiniz allıkla makyajımız tamamlanmış oluyor.
-Farkındalığınızın makyajı dökülüyor.Herkes aynı karakter modunda.
Şıklığınıza gelen algısı düşük erkeklerin gün geçirmiş zamanlarında eriyor zaman.
-Kadınlık, içsel bir gün’eştir.Hem ailenin, hem sevdiğinin , hem çocuklarının aynasıdır bir kadın.Dünyanın yükü erkeğin omzunda;ama bu omzun odağı, boyası, ruhu, özü, gerçeği, kadında.
Annelik gibi, yar gibi, erkeği tümden size bağlayan o güçlü etmenleriniz var.
-Bir kadın her zaman şıktır.Bir kadının şıklığı ideal anneliğidir, Kadınsal ışıltısıyla sevdiğinin şıklığıdır.
İnce ruhuyla, örnekliğiyle , nezaketiyle,narinliğiyle, sosyal algısıyla, okumasıyla, bilinciyle, bütün bunları evlatlarına, kardeşlerine, çevresine, erkeğine sunan özel bir öznedir.Bir kadının asıl makyajı, bilinci, ilmi, inancı, kadınsal duruşu, kendini bilmesi, topluma, ailesine, çocuğuna olan etkinliğidir.
-Şimdi makyajı dökülen bozuk sistemlerin yönlendirdiği bu çıkar sülüklerine karşı, direnişin, uyanışın, kendimize dönüşün güneşi, aynası, karakter duruşunu tümleyecek en büyük makyajcı siz kadınlar, analar, sevgililerdir.
-Ben yabancı, benlik yangınlarda, karakter zayıf kimliklerde.Dünya çıkar sülüklerine maşa.
Kırılganlığın trajedisindeyim. Kırılmışlığın üç birlik kuralında kendimi oynadım.
-Kim daha çok kırılır? Bir kadının kırılmasında kaç can kırığı toplanır? Bir erkek kırılır mı? Daha çok kırıkçıdır belki?
-Yani aslında erkek biraz zaaftır.Zaaflarının zarfıyla hayata , hatalara yakındır.Biraz daha şişkin egoları vardır, biraz daha önceleri, öncüleri, öncelikleri vardır.Hayata daha açık denizleri vardır.Daha rahat yaşamaya odaklanmış, daha çokları vardır.Bu kadar çokları olan birisinin elbet kırıcılığı da daha fazladır. Çünkü narinlik, duyusal derinlik kadındadır.
-Kadın, duygu zekasının ürünüdür.Onun zaafları da zayıflıkları da vardır.İnceliğin en özel tanımı daha çabuk kırılır.Erkek gövdedir, kadın ince dal.Bir dalın kırılışı daha çabuktur.
-Dedim ya erkek kırıkçıdır.Hem kırar, hem kırdığını onarma ustasıdır.Her erkek değil, sosyal algısı ,,inancı, ruhu derin erkeklerden bahsediyorum.Henüz annesinin hediye aldığı ayıcığın tavırlarını sürdüren, kendini bilmeyen erkeklerden bahsetmiyorum.
-Hani adam olan, bilen, düşünen, okuyan, inanan, yazan, algısı açık, olgulara karşı duruşu olan, karakteri oturmuş, aydın, bilinçli, insancıl duruşu olan…
-Belki dersin nesli tükenmekte olan sevimli bir hayvan gibi …Nerede böyle erkekler.
Diyorum ki annelik gibi bütün insanlığa ilaç, bütün insanlığa çözüm, bütün insanlığa ayna ve güneş gibi gücünüz var.
-Neden bu gücü özel, etkin, akıllıca kullanmıyorsunuz. “Mademki cenneti ayaklarınızın altına verdik.” Neden yeni cennet kokulu evlatlar yetiştirmiyorsunuz?
-Neden Muhamedi yürekli,İsa desenli,Musa nurlu, aşk ve ilim kokan evlatlarınız az? Makyajı dökülmüş bir nesil varken makyajınızı artırmanın m’anası nedir?
-Rimelleri dökülmüş dişi aslanlar gibi her çaresizliğe saldırmanın m’anası var mı?
Haydi, algısı açık, olgulara karşı duruşu temiz, inançlı, sosyal, aydın, ilerici, ruhu temiz, temel dinamiklerimizi besleyici ,özneler olarak bizi uyandırın.Bizi besleyen, uykusu kaçmış ömrümüzü uyumlu kılın.
-Bu dünya , annelerin, kadınların, sevgililerin dünyasına teslim olmuş.
Haydi , bilincin, ilmin, sosyalleşmenin, ruhsal buluşmanın, makyajıyla özümüze, mutlak gerçeğimize bizi güzelleştirin …KADINLAR..ANALAR…YARLAR…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.