- 821 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR SİNEMA DAHİSİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bir çift pabuç, boldan bol ceket, pantol
Saz bir baston melon, bir de don gömlek
Bir de insanca yaşamak denen hak
Kopunca o kahkaha gıdıktan öleceksiniz
Nasıl açacak açacak
Dünya kadar büyük olmasa da
Ondan güzel bir çiçek
Şair Can Yücel, şiirinde işte böyle anlatıyor Şarlo tipinin yaratıcısı olan Charlie Chaplin’i. İngiliz sinema oyuncusu ve film yönetmeni Charlie Chaplin, 1889’da Londra’da dünyaya geldi. O sinema sanatının yüzünü ağartan en büyük üç-beş dehadan biridir. Chaplin’in ana ve babası, günü gününe çalışan varyete sanatçılarıydı. Dolayısıyla da çocukluğu yoksulluk içinde geçti. Babasını küçük yaşta yitirdi. Annesi ise zaman zaman delilik bunalımları geçiren çaresiz bir kadındı. Chaplin, daha altı yaşındayken sahneye çıktı, gezici topluluklarda çalıştı. En sonunda Londra’nın en önde gelen pandomimcisi Fred Karno’nun topluluğuna katıldı. 1910 yılında Birleşik Devletler’e gitti. 1912 yılnda oraya yerleşti ve ilk film çalışmalarına başladı.
Chaplin’in eşsiz yeteneğini ilk keşfeden Mack Sennett oldu. Onu Hollywood’a götürerek kendi prodüktörü olan Keynstone’la tanıştırdı Sennett. Chaplin ilk filmini, 1914 Ocağında çevirdi: Ekmek Davası adını taşıyan bu yapıttan sonra, Sennett’in kendisinin ve daha başkalarının yönettiği otuzu aşkın kısa metrajlı filmde rol aldı.
Chaplin, 1915 yılında Essenay şirketine geçti: Haftalığı da 1.500 dolara yükseliyordu aynı zamanda; ve bu, daha önceki ücretinin on katıydı.
Essenay için, ikişer ruloluk 14 film çevirdi Chaplin: Hovardalık, Şampiyon, Serseri, Banka bunların en anılmaya değer olanlardır. Ama söz konusu yapıtları asıl önemli kılan, Chaplin’in Şarlo’ya özgü evreni...o gerçek ve düşsel ögelerin iç içe geçişiyle oluşan evreni bu filmlerde kurmaya başlamasıdır. Chaplin, bütün bu filmlerde Edna Purviance birlikte oynadı: Dönüp dolaşıp hep ona...o güzel kıza aşık oluyordu.
Chaplin bu yapıtlardaki olağanüstü başarısı sayesinde, 1916 yılında Mutual şirketine geçti ve akıl almaz diye nitelenen en yüksek geliri sağladı: yılda 670 bin dolar.
Ve Chaplin, yeteneği dehadan ayıran büyük uçurumu da bu dönemde aşacaktı. Gerçekten büyük sanatçı Mutual için 12 tane birinci sınıf film çevirdi. Güldürücü ögenin duygulandırıcı ögeyle üstün bir sentez halinde kaynaştığı bu filmler içinde bir bale zarafetiyle süslü olan Şarlo Tezgahtar, Şarlo İtfaiyeci, Şarlo Patinajcı gibi yapıtların yanı sıra, cesur ve bazan da trajik bir sosyal eleştiriye yönelen Rehinci Dükkanı, Şarlo Göçmen ve Şarlo Macera peşinde gibi yapıtlarda bulunmaktaydı.
Chaplin, artık Louis Delluc’ün ünlü deyişiyle ’ Sarah Bernhardt ve Napolyon kadar ünlü’ ydü.
1917 yılında Fırst National şirketiyle 1 milyon dolara anlaşan Chaplin, daha önce girişmiş olduğu sosyal eleştiriyi Köpek Hayatı, Şarlo Asker, Şarlo Kırlarda adlı baş yapıtlarından oluşan üçlü de daha da keskinleştirdi. Her filmini gerçekleştirmek için aylarca zaman veriyordu şimdi; ama buna karşılık, kendi dramatik yetenekleri üzerinde de tam bir egemenlik kurmuş bulunuyordu.
Chaplin, ilk uzun filmi olan Yumurcak’ ıda bu arada çevirdi ve yapıtını göstermek üzere Avrupa’nın yolunu tuttu: Ayak bastığı her ülkede yer yerinden oynayacaktı bütün bu gezi boyunca.
Chaplin, Avrupa turnesine çıkmadan önce, 1919 yılında, ’ United Artist ’adlı film şirketini kurmuş, ve öbür sözleşmeleri sona erer ermez kendi adına çalışmaya başlamıştı. Avrupa’da kazandığı zafer üzerine, kendinin rol almayacağı filmler yönetmeyi düşündü; ve böylece Edna Purviance’la Adolphe Menjou’nun baş rollerini paylaştıkları Paris’li Kadın, adlı baş yapıtla birlikte bir dizi filmin rejisörlüğünü yaptı. Sonra da Altına Hücum’la Şarlo’yu yeniden ekrana getirdi.:Şahane bir dönüştü bu. Ve bu şahane dönüşü, iki büyük baş yapıt daha izleyecekti: Şarlo Sirkte ve Şehir Işıkları. Bu son film, aynı zamanda, Chaplin’in ilk sesli filmiydi.
Chaplin, Şehir Işıkları’yla ikinci Avrupa turuna çıktı. Bu, bir dünya turu olacaktı aslında. Dönüşünde, 1929 evrensel ekonomik bunalımından esinlenerek tasarlamış olduğu Asri Zamanlar’ı çevirdi. Yıl 1936 idi bu filmi yaptığında. Sonra da, faşizm ve savaş tehlikesi bütün dünyaya boğuntu saçmaya başladığında, 1940 yılında Şarlo Diktatör’le barış ve özgürlükten yana olan tavrını acı bir alayla ortaya serdi.
Yoğun bir iftira kampanyasına uğradı bu arada: Şarlo Hacca Gidiyor’un amansız şamarını bir türlü unutamayan yobazlar, kolları sıvamışlardı gene. Chaplin, şarlo tipini bir an için terk edip, Monsieur Verdoux’da kara silah mizahını kuşandı. Gerçekten de, ’Mavi Sakal’ efsanesinin çağımıza bir uyarlaması olan bu baş yapıtta, bütün insanlara şu soruyu yöneltiyordu:
’ Milyonlarca insanı savaşlara sürükleyip öldürenler ellerini kollarını sağlayarak ve üstelik övünerek ortalıkta gezer, ayrıca bundan dolayı saygı görürken ben sırf mutsuzluklarına son vermek için bir kaç kadını öldürdüm diye mi katil sayılmaktayım? ’
Chaplin, bu arada yeni bir evlilik yaptı ve ünlü yazar Eugene O’Neil’in kızıyla birleştirdi hayatını. Gene bu arada, Amerika’da Makkartizm kol geziyordu. Büyük sanatçı 1952 yılında,Sahne ışıkları adlı filmini Londra’da dünya kamuoyuna sunmak istedi. Ancak Amerika’ya bir daha Amerika’ya dönmemek üzere pasaport verilebileceği söylendi kendisine. Ve Chaplin karısıyla çocuklarını alarak İsviçre’ye gitti Ve oraya yerleşti. Hayatının bu son döneminde İngiltere’de New York’ta Bir Kral 1957 ve Hong Kong’lu Kontes 1966 adlı iki film daha yaptı.
Charlie Chaplin, ayrıca hayat öyküsünü de kaleme almıştı. Bu yapıtı da, 1964 yılında bir dizi ülkede aynı zamanda yayınlandı. Öldüğü vakit, çoktan bütün insanlığın sevgilisi haline gelmişti.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.