Osmancıktan Osman Bey Hazretlerine
Koskoca bir devlet parçalanmıştı Anadolu leyl-veş kapkara olmuş ,bir taraftan Moğol istilası bir taraftan Bizans hükmü boy gösteriyordu.Kimi kafirle işbirliği yapıp ihanet ediyor kimi de bu olanlara çaresiz bakıyordu tam o sırada cemali zer gibi parlayan bakışları sengi delen bir sabi aleme gelmişti.İşte bu Ertuğrul Gazi Bey Oğlu, Cümle Osmanlı Devleti’nin kurucusu olacak sadece bir hülya olarak düşünülebilecek hayalleri gerçeğe dönüştürecek küçük Osmancıktı.Daha çocukken at binişiyle,ok atmasıyla cihanı kendine hayran bırakmış cengaverliği ile nam salmıştı lakin sadece meziyetleri bu kadar değildi havsalasında İslamı yaymak,halkına hak ettiği saygınlığı kazandırmaktan başka maksadı yoktu bunu gören tüm kafirler Osmancığı öldürmek için ellerinden geleni yapıyorlardı fakat Osmancık aklı ve kuvvetiyle tüm bunların üstesinden gelmişti.Yıllar geçip yiğit bir delikanlı olduğunda ise artık insanlar Osmancığa sadece imrenerek bakmayıp onun kurtarıcıları olduğuna çoktan inanmaya başlamışlardı.Nigahıyla tüm genç kızların gönlüne bir şule gibi düşen Osmancığın gönlü Şeyh Edebali kızı Malhun Hatun’a düşmüştü durmadan Söğüt’ten doru atına binip Malhun Hatun’u görmeye gidiyordu bir gün Şeyh Edebali Hazretlerinin huzuruna çıkıp kızına talip olduğunu söyledi yanında Ertuğrul Gazi Bey armağanlarını da getirmişti buna karşılık Şeyh Edebali’nin cevabı ’’Osmancık!Ertugrul Gazi Bey’e hürmetim büyüktür armağanları için teşekkür ederim lakin kızımın seninle izdivacını münasip görmüyorum’’olmuştu bunu duyan Osmancığın kalbi kararmış,közleşmişti cihanı kükreten yiğidin gözleri dolmuştu.Çaresiz atına binip Söğüt’e döndü.Ama hiç Malhun Hatun ile evlenmekten vazgeçmiyordu tabi ki güzelliği ile abgineleri çatlatan bir dilbere erkekler meftun olmaz mı?Hatta onlardan birisi Osmancığa suikast bile düzenlemeye kalkmıştı ama o zekası ve gücüyle tabi ki kurtulmuştu.Osman bir gün Şeyh Edebali’yi ziyarete gitti.Ve o gün vakit sabah ezanına yaklaşmışken, yorgunluk ve uyku da bir hayli bastırmışken, Kuran elinde, yaslandığı yerde, tatlı bir uykuya daldı Osmancık.
Uyurken bir rüya gördü. Rüyasında kendisi Şeyh Edebali’nin yanında yatıyordu. Edebali’nin göğsünden bir hilal doğdu. Hilal biraz yükseldikten sonra büyüdü, büyüdü ve dolunay haline gelince kendisinin göğsüne girdi. Daha sonra göğsünden bir ağaç bitip büyümeye, yükselmeye başladı. Bir çınar ağacıydı bu. Büyüdükçe yeşerdi, güzelleşti. Dallarının gölgesiyle bütün dünyayı kapladı, dünyanın her tarafından insanlar grup grup gelip bu çınarın gölgesine giriyorlardı, çok mutlu ve neşeliydiler.O sabah ilk işi bunu Şeyh Edebali’ye anlatmak oldu Şeyh Edebali’nin cevabı;
Müjde Ey!Osman göğsümden çıkan nur kızımdır seni evlendireceğimize işarettir, ağaca gelince; Sen büyük bir devlet kuracaksın. Evlatların adaletle hükmedecekler. Allahü teâlâ seni ve neslini insanların İslâm’la şereflenmesine vesile edecek.Bunu duyan Osmancık şemsten bile daha fazla lema saçar olmuştu. Ve sonunda Malhun Hatun ile evlenirler.Bu evlikten Alaaddin Bey olur.Ertuğrul Gazi yaşlandığında cengaverliğine ve zekasına güvendiği Osmancığın bey olmasını ister ve arık Osmancık,Ertuğrul Gazi Bey Oğlu Osman Bey olur.Bey olduğu ilk yıllarda ilk işi küçüklükten beri hayal ettiği gazalara çıkmak olur Anadolu’da siyasi birliği az da olsa sağlar Bizans’a akınlar düzenler çok istediği Karacahisar’ı fetheder Osman Beyin siyasi başarılarını saymaya ne kalem yeter ne kağıt.Aradan yıllar geçer Osman Bey’in zevcesi Malhun Hatun Şeyh Edebali’nin ölüm haberini aldığında dayanamaz ve yataklara düşüp vefat eder.Osman Bey de sırdaşının,mahreminin ölüm haberini aldığında çok istediği Bursa’yı fethedemeden yataklara düşer Osman Bey vasiyet olarak Bursa’ya gömülmek ister ve bir süre sonra Bursa’nın feth haberi gelir Osman Bey bunu duyduğunda herkesin uyuduğunu zannettiği bir anda Hakkın Rahmetine kavuşur.Ve ondan bize bir yiğitlik öyküsü kalır.
Saygılarımlla;
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.