- 816 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Önyargılı olmayan Kızım
ÖNYARGILI OLMAYAN KIZIM
Sevgili kızım,
Önyargı, insanın iyi düşünmeden, hemen bir şey hakkında görüş bildirmesidir ki, çoğu zaman önyargılarımız sayesinde güzel işleri kaçırır, güzel insanlarla dost olacakken , önyargılarımız sayesinde güzel dostluklardan da uzak kalırız.Hayatımızı güzelleştirecekken önyargılarımızın yoğunluğu sayesinde hayatımızı kötüleştirebiliriz bazen.
Canım kızım,
Biliyorsun ben “Kişisel Gelişim “ dergilerinde yazılar yazıyorum. Bu yazıların olduğu dergileri de insanlarla paylaşmaktan zevk alıyorum. Ben bu dergi ve kitaplardan faydalanıyorum ki , başkaları da faydalansın istiyorum.Ama faydalanmak istemeyen de oluyor.Hem de çok. Ya da faydalanmak istediğini söyleyip de ciddi okumayan, okusa da uygulamaya tenezzül etmeyen çok insan oluyor.
Canım kızım,
Bu dergilerden bir tanesini, bir öğretmen arkadaşa verirken dergide özellikle bir sayfayı açarak O’nun sevmediği veya önemsemediği bir insanla yapılmış bir röportaj olan sayfayı gösterdim ona. Sayfaya bakınca biraz durdu ve öteki sayfalara bakmadan dergiyi bana uzatarak “ sağ ol, ben almayayım” dedi. Halbuki dergiyi alıp , evde öteki sayfalara da bakarak okusa belki de kendisine faydalı olacaktı. Ama o “ cevizin kabuğunu kıramayan insan cevizin hepsini kabuk sanır” misali, sevmediği veya önemsemediği insanın fotoğrafını görünce hemen derginin tamamını öyle zannederek gerisin geri bana verdi.
Sevgili kızım,
İşte hayatta önyargı aynen böyle insana zarar verir. Bazen insanların tek bir davranışına içerleyerek bir ömür ona önyargı ile düşman olanlar vardır. İşte çoğu şeye önyargı ile yaklaşan ve önyargılı bakış açısı ile bakan insan hem kendisi huzursuz olur, hem de çevresini huzursuz eder. Yani önyargılı insanlar ile fazla haşır neşir olursa, önyargılı insan olma ihtimalimiz artar. Bunu sana hatırlatmak istedim.
Canım kızım,
Çevremizde neşeli insanlara baktığımız zaman her şeye pozitif(Olumlu) bakış açısı ile bakarak faydasız şeylerin kendilerine zarar vermesine müsaade etmezler. Negatif(Olumsuz) bakış açısı ile olaylara bakan insanlar ise hem kendilerini huzursuz eder , hem de çevrelerini. Bu yüzden psikologlar ve “ insani gelişim” uzmanları , negatif insanlardan uzak kalmamızı özellikle tavsiye ederler.
Canım kızım,
Ben de bu gerçeği anladığım zaman bana değer vermeyen, bana negatif bakış açısı ile bakan, beni baştan savan insanlardan uzak kalmaya onlar ile muhatap olmamaya baktım. Bu önyargı olarak algılansa da, değil. Çünki devamlı olarak onları davranışlarımızla sevdiğimizi gösterdiğimiz halde onlar aynı sevgi ile bize bakmıyorlarsa bize değer vermiyorlarsa biz neden onlara değer verelim ki?Değer vermeyene değer vermek, insanın değerini düşürür.
Canım kızım,
Hayat bize istediklerimizi hemen vermiyor olabilir. Bunda tek suçlu biz değiliz. Bize değer vermeyenler olduğu kadar İnandığımız Rabbimiz belki de bize bazı şeyleri geç nasip edecektir. İşe girmemiz, evlenmemiz, çocuk sahibi olmamız hep geç nasip oldu ama ben bunlara baktığım zaman “ geç oldu ama güzel oldu” diyebiliyorum. Ama insanlar bunu anlamadan onların sahip olduklarına bizim de sahip olmamız için nerede ise baskı yapıyorlar önyargı ile . Halbuki onlar farklı biz farklı.Önyargının bir ayağı da başkalarına da bizim hayat anlayışımızı dikte etmek ve onlara bizim gibi mal mülke sahip olmalarını salık vermektir. Halbuki yaratan herkese mal mülk vermez. Herkese de akıl ve bilgi vermez. Bunu da, bir insanlar olarak anlamak lazım.
Canım kızım,
Hayat bize bazen servet vermez ama mutluluk verir. Kimi insan engellidir ama mutlu olur. Çünkü bilir ki, mutluluk insanın istemesi ile olur. Kimi insan ise sağlam, yakışıklı insandır ama bilgi yoktur.Cahalete dalmıştır. Gelişmeye gayret etmez. Bu insan mutlu olmaz. “Para ile saadet olmaz” diyen atalarımız boşuna dememişler.
Canım kızım,
Önyargılarımızı bizler yaratırız çoğu zaman . Düşünmek, dinlemek, okumak , anlamak yerine her şeyi biliyor edası ile davranmak bizi önyargılara götürür. Önyargılarımızı yıkmak için de önce kendimize bir çeki düzen vererek, hayata olumlu bakan, önyargısını yıkmış ya da çok az seviyeye indirmiş insnalar ile daha samimi arkadaşlıklar kurarak önyargılarımızdan kurtulabiliriz.
Canım kızım,
İnsan mesleki eğitimini iyi almak ile doktor, mühendis, avukat olmak ile önyargılardan kurtulamadığı gibi , mesleki bilginin iyi olması hayatımızın da sosyal olacağı , bize başarı ve mutlulluk getireceği anlamına da gelmez. Çok zaman iyi eğitim almış insanların arabaları ile giderken, ya da müşterileri ile ilgilenirken çok zaman suratının asıklığına şahit oluruz. Belki mesleki bilgileri çoktur ama insnalarla nasıl iletişim kuracaklarına, nasıl mutlu olacaklarına , nasıl hayatı güzelleştireceklerine dair kafa yormamış “ mesleği iyi olan , mutlu olur” önyargısına sarılmışlardır. Bu konu üzerine iyi düşünmek lazım.
Canım kızım ,
Ben önyargılarımı azalttığım zaman insnalar ile ilişkilerimizin de düzeldiğini gördüm. Ama bize karşı önyargılı olan insanların önyargılarını biz yıkamayacağımız için onlara bir şey yapamadım. Çünkü önyargıları onları o kadar esir almış ki, içlerinde büyüttükleri önyargı devi onlara durmadan iyi güzel şeylerden uzak durmalarını tavsiye ediyor.Bu da insanların faydalı şeyleri görerek onlardan nasşplenmelerine engel oluyor.
Sevgili kızım,
Önyargılarımız bizi esir aldığı halde insanlarımız önyargılarının kendilerine ne kadar zarar verdiğini bilmeyecek kadar da gafletteler. Senin bu gaflete düşmeni istemem. Bu yüzden sana yazdığım bu mektubu herkes faydalansın diye burada paylaştım. İnşallah faydalı da olmuştur.l