KRİSTAL TAŞ 2
Yerde toz toprak içinde bulunmuş, sahte bir yüzük taşının bizim için bir önemi olmamalı artık .
Onu değerli kılan tek şey, senden gelmiş olması. Küçük bir kutuda ,kadife bir beze sarılı şimdi .Odamın en kuytu köşesinde ,gözlerden uzak kutsal bir emanet gibi ziyaret edilmeyi bekliyor. Bende onu hiç bekletmeyip, her yalnız kaldığımda elime alıyor , güneşe tutarak içinde dans eden rengarenk kristal huzmelerinin arasından geçen hayalini yakalamaya çalışıyorum.
İşte yine oradasın ,ne konuşuyorsun öyle,sıkıntılı mısın biraz ? Doğrusu yüzüne vuran kristalimsi ışık oyunlarından seçemiyorum. Fakat gözlerin hep aynı ,öyle güzel ki!..
Sağa sola çevirdiğim taş değişik ışık oyunlarıyla raks ediyor .Duvara vuran ışıltılarına gidiyor bir anda gözlerim . Duvarda sarı ,mavi,kırmızı değişik renkler yakalamaç oynuyor. Sonra taşın içindeki seni kaçırmaktan korkarak, yine bakışlarımı ona doğrultuyorum.
Babanın senin adına çok planları var.Biliyorum onu çok seviyorsun,ona itiraz etmen söz konusu bile değil. Bütün babalar çok kıymetli ama senin baban başka .Çocukluğundan beri az mı uğraştı seninle . Seni en iyi ne duruma getirebilecekse onu yapmaya çalıştı.Sen onun hep kucağındaydın .Kucağından indiğinde ise kafasında .Senin bu durumun onu hep üzdü .Doğrusu akıllı bir babaydı seni getirdiği yere bakınca bu anlaşılıyor.
Sanırım bu bizim için verdiği karar günü .Olmaz diyor sana kızmadan ,belki de yalvarıyor. Neden olmaz baba diyorsun .Senin sakat olduğunu ve benim zorluklara alışık olmadığımı söylüyor. Belki de zaman içinde ne kadar yorulacağımdan ve bıkacağımdan bahsediyor. Bu senin kafanda büyük bir soru işareti bırakıyor. Benimle olup ,ilerde üzüleceğine şimdi ayrılıp daha az üzülmeyi planlıyorsun. Ne güzel de kararlar veriyorsunuz birlikte benim adıma. Bu taşı artık görmek istemediğimi düşünürken avuçlarımda sıkıyorum .Ne kadar sıkarsam sıkayım susmuyorsunuz. Olaylar ilerleyip duruyor .Tekrar kaldırıp baktığımda senin bir köylü kızıyla çoktan evlendiğini görüyorum.
Artık söylenecek hiçbir şey yok!..
Doğrusu köylü kızları iş yapmaya ve zorluklara alışıktırlar ,baban çok haklı .Haklı olmadığı bir konu var ki hayat işten ibaret değil.
Daha Sonra senin hiç mutlu olmadığını öğreniyorum. Neden ki akıllıca kararlar tutmuyor mu?
İnan yine çok üzülüyorum. Keşke yok artık ,hayat bu, hem buna siz karar verdiniz benim bir suçum var mı ?
Sen işleri mükemmel yapılan bir evdesin artık ama hiç mutlu değilsin. Oysa ki baban mutlu olacağını söylemişti. Demek ki pırıl pırıl bir ev mutluluk vermiyormuş, ne garip!..
Ben bu taşı kırmalıyım artık belki de .Seni kafamdan atmalıyım. Sen beni çoktan atmışken.
Ben seni kalbimden kovamadıktan sonra taşı atsam ne olur diyorum sonra. Bu senin suçun değil ama keşke diyorum , sakat insanlar bu kadar güvensiz olmasalardı. Yok keşke demeyecektim diyorum sonra. Her şey bir kaderden ibaret.
Birden yüzün taşa yaklaşıyor ve bana bakıyorsun. Gözlerinde garip bir ifade ,sana bakmaktan korkuyorum. Nasıl olduğumu mu merak ediyorsun ?
Beni sakın sorma!..
Tek bildiğim köylü kızlarını artık hiç sevmiyorum.