- 650 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEYTANIN OYUNU
Başa gelen acı olay basit bir trafik kaza mıydı, yoksa ilahi bir ceza mıydı?
Çok samimi iki kız arkadaştılar.
Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi.
Aynı işyerinde, aynı vardiyada çalışıyorlardı.
Mesai bitiminde, çoğunlukla birbirlerine misafir olurlardı, birlikteliklerini sürdürürlerdi.
Kızlardan biri Maksem’de otururken, diğeri Yenimahalle’de oturuyordu.
Yenimahalle’yle Maksem arası sıkı bir yaya yürüyüşle yarım saat mesafedeydi.
Maksem’de oturan, 4 kız, 2 erkek çocuğa sahip bir ailenin kızıydı.
Babası, Bursa halinde faaliyet gösteren bir kabzımalın yanında yevmiye ile çalışan gariban biriydi.
Kabzımal yanında işçilik yaparak kazanılan para fazla olmadığından, devamlı ekonomik zorluk çekiyorlardı.
6 çocuğun üstü, başı, yemesi içmesi ve şıp diye gelen ev kirası derken baba çıldıracak gibi oluyordu.
2 büyük kız, çalışıp eve katkı sağlayacaklarına süslenip, püslenip sokağa çıkıyorlar, gönüllerince yaşıyorlardı.
2 erkek çocuk henüz küçüklerdi, çalışıp eve katkı yapabilmekten uzaktılar.
Çalışmayan diğer kız ise sokakta gezmeyi çok seven iki ablasına çok kızıyor, ben çalışıp onlara mı bakacağım? Diyerek evde oturmayı tercih ediyordu.
Anne, 6 çocuk, eski bir kiralık ev ve içince kendini kaybeden bir adamla mücadele eden biriydi.
Babadan başka eve katkı yapan tek kız olunca, çalışan kızlarını el üstünde tutuyorlardı.
O nedenle, kızlarının sık sık arkadaşında gece yatısına kalmasına ses çıkarmıyorlardı.
Yenimahalle’de oturan öteki kız ise bir karış sakalı olan, siyah cüppe giyen, evinde muska yazarak para kazanan birinin kızıydı.
Adam, komşular arasında yayılan tevatüre bakılırsa, geceleri herkes derin uykudayken o cinlerle, perilerle muhabbet ettiği için çevresinde pek sevilmese de, korkudan, saygı duyuluyormuş gibi davranılan biriydi.
Öyle ya, maazallah, ya bir gece yarısı bir okur, bir üflerse dedikoducuların hali nice olurdu?
Adam isterse, emrindeki cinleri, perileri ve daha nice elle tutulmayan, gözle görülmeyen canlı varlıkları musallat ederse ne yapabilirlerdi?
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın lafı boşuna mı çıkarılmıştı?
Hoca efendi! Birkaç kez polis tarafından karakola götürülüp sorgulansa da her defasında bir iki gün sonra elini kolunu sallaya sallaya geri geldiğini gören mahalleli; adama bulaşmamaya, öfkesini, gazabını çekmemeye özel itina gösteriyordu.
Hoca Efendinin evi fazla kalabalık olmadığından, Maksemli kız arkadaşının yanında kendi evinden çok daha rahattı.
Hiç değilse burada, gece tuvalete kalktığında, yerde yatan birilerinin üzerine basmaktan korkmuyordu.
Ailelerde birbirini tanıdığından, kızlarının bir diğerine gitmesine alışmışlardı, mesele yapmıyorlardı.
Bir sabah çok erken bir saatte her iki evin sokak kapısı polis memurlarınca acı acı çalınmıştı.
Kapı açılıp acı haber duyulduğunda da feryatlar göğe çıkmıştı.
Kızlar sabaha karşı geçirdikleri bir trafik kazasında hayatlarını kaybetmişlerdi.
Hayır, bu işte bir yanlışlık vardı.
Onların kızları bu gece 24.00-08.00 vardiyasındaydılar.
O saatte fabrikada olduklarından, mesai de sabah 08.0 a sürdüğünden o sabah erken saatlerde kaza geçirmiş olamazlardı.
Aileler apar topar evden fırladılar, cesetlerin kaldırıldığı Bursa Devlet Hastanesinin yolunu tuttular.
Morga varıp cesetleri teşhis ettiklerinde ise çektikleri acıya dayanamayıp bayıldılar.
Ayıldıklarında, ölenlerin 2 kız arkadaşla sınırlı olmayıp, aynı kazada ölen iki de erkek olduğunu öğrenince hem çok şaşırdılar hem de ölesiye utandılar.
Mesele anlaşılmayacak gibi değildi.
Kızlar gece vardiyasına gitmişlerdi gitmesine ama, önceden bunlarla ilişkisi olan fabrika üst yönetiminde görevli iki erkekle anlaşıp bir arabaya binip aleme gitmişlerdi.
Erkeklerin ikisi de evliydi.
Soran olursa, geca vardiyasında çalışanları denetliyorlardı.
Denetleme işinde biraz ileri gitmişlerdi, görev alanlarının dışına çıkmışlardı.
Alemden dönüşte de zevk aleminde yorgun düşen erkeğin kullandığı araba yolda park etmiş bir kamyona arkadan hızla çarpınca da kaza kaçınılmaz olmuştu.
İçinde 4 kişinin olduğu araba kamyona öyle bir hızla çarpmıştı ki, çarpmanın neticesinde hurdahaş olmuştu, içindeki 4 kişinin cesedi ise zorlukla ve parça parça çıkarılmıştı.
Gece kaçamağı iyi getirmemişti.
Şeytan, aklını çeldiği 4 kişiyi ölüme sürüklerken, ailelerini de utanca boğmuştu…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.