- 1070 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
boşlukları bir tek sen dolduruyorsun...
Şu ana kadar evi temizledim. Annem “daha yeni temizlik yaptım” dese de dinlemedim. Yüksek sesli bir şekilde müziğimi açtım. Beynimi boşaltmam gerekti, hiçbir şeyi düşünmemeliydim. Ne ayrıldığım sen gelmeliydin aklıma nede sen gibi sevemediğim o gelmeliydi. Boşluklar beni yok etmeden bir şeyler beni kendimden alıkoymalıydı. Oysaki başaramamışım ben her neyle meşgul olursam olayım istediğim kadar boşlukları doldurayım benden bir türlü gitmiyorsun. Beceremiyor işte, son birkaç gündür sakarlık üzerine sakarlık yapıyorum. Bu sabah sehpanın üzerinde duran cam bardağı kırdım, bir an sehpanın da kırılmış olabileceğini düşündüm içerisi yarı aydınlıkta tam fark edemiyordum. Yavaş adımlarla ilerleyip pencereyi araladım, sonra sehpanın yanına doğru geri döndüm. Bardak tuzla buz olmuştu, kırıntılar yerlere pek sıçramamıştı. Sehpa ise hala sağlamdı ufak bir çizik dışında bir şeysi yoktu. Daha dün akşam merdivenler de bir anlık boşluk bir yerimi kırmama engel olmuştu. Korkuyordum merdivenlerden dalgındım son birkaç gündür bunun sebebi ne bilmiyorum fakat ben hiç iyi değilim. Bunlar yaşadığım fiziksel sakarlıklar, aksilikler, kırıntılar peki ya yüreğim işte her şey orada bitiyor ama bende bitmek nedir bilmiyor. Hayatıma hiç girmeseydin, hiç ama hiç tanımasaydık birbirimizi.
Bugün sana biraz erken yazdım, henüz gün sona ermedi ama olsun, artık yalnızca içimi rahatlatmak adına yazıyorum, bir amaç uğruna değil. İnsan mutluyken bir şeyler üretemezmiş, oysa en büyük acı en büyük başarıyı getiriyormuş bu nasıl bir dünya böyle. Canın acıyor ama öyle bir şey yazıyorsun ki bir şarkı, bir beste, bir kitap, bir söz seni hiç ummadığın bir başarıya sürüklüyor, nasıl bir düzen ki bu böyle acı yı yaşamadan mutluluğu vermiyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.