Tanrıça'nın Düşü..
"Kendi kendine yaşayanlar mutlu yaşarlar ama onların kuyruğundakiler mutsuz olurlar..."
RICHELIEU
"Nerede büyük mal,mülk sahipleri varsa orada yoksulluktan geçilmez..."
SAİNT-JUST
Şahmeran’ı hemen hemen hepimiz biliriz.Onun ezeli düşmanı Keyhüsrev’i de.Keyfi yönetimi,despot otoritesi ve korku üzerine kurulu bir ülkenin sahibi.Bir yanda sevgi,barış,güven ve adalet kelimelerine yabancı bir ülke,diğer yanda ise sevgi ve barışın ecesi (kraliçesi) yarı yılan yarı insan tanrıça "Şahmeran",insan ırkından uzak yerin derinliklerinde,yeryüzünün uzaklarında yaşayan bir ulus "Meranlılar".Şah’ın baş düşmanı olan Meranlılar,tünellerle açılan kapılardan yerin derinliklerine giden sevginin ve barışın kutsal mabedi olan ülkelerinde yaşamaktadırlar.Şah,onlar için şeytanlar demektedir.Her gerçek şeytanın meleklere dediği gibi.
Hiçbir adem evladı bilmemektedir onların ülkesine giden yolu.Bir kişi hariç.Genç,gözüpek,yakışıklı ve halkının kurtuluş umudu olan bir kişi "Camset".Meranlılar dışında bir ademoğlunun da sevgi,barış ve adaletten yana olabileceğini kanıtlayan biri,Şahmeran’ı düşünde görüp ona aşık olan bir insan,yollara düşer.Camset’in tek amacı meranlar ülkesine varmaktır.Elinde meranlılardan bahseden bir kitap onun tek kılavuzudur.
Meranlılar ülkesinin en güzel günlerinden biri yaşanmaktadır.Şahmeran ölmüştür ve doğurduğu kızının vücudunda tekrar canlanmıştır.Kavuşmuşlardır Meran ulusu ecelerine,sevgi tanrıçalarına.Yasaya göre Şahmeran,bir defa evlenir ve sadece bir kız çocuğu doğurur.
Eşini,Şahmeran seçer ve hiçbir erkek ihanet edemez ona.Şahmeran her ölüşünde yeniden canlanır ve kızında hayat bulur.O günlerden bir gün yaşanmaktadır.Tanrıça,bir çok sınavdan geçip seçilmeye hak kazanmış iki erkek arasında seçecektir eşini.Ancak törelere uymak zorundadır.Eşi ademoğullarından olmamalı,seçilmeye hak kazanmış iki Meranlı erkekten biri olmalıdır.
Şahmeran,eşini seçmekte özgürdür.Onları sorgular,her fiziki zorluğu aşmış erkeklere "beni gerçekten seviyormuşsunuz öyle mi?" diye sorar.Kayıtsız "evet" derler.
"Sizin için ölecek kadar" Ancak tanrıça yüreğinizle cevap verin der ve onlara sorar. "Farz edin ki düşmanlarımın eline tutsak düştüm,hapsedildim,bir hücreye konuldum.Kurtuluşum için iki kapı vardır.Bir kapıda beni parçalamak için bekleyen aslanlar,diğer kapıda yabancı erkek.İkinci kapıdan gidersem onunla beraber olmak zorunda kalacağım.Hangi kapıyı gösterirsiniz?"
İki erkek de aynı cevabı verir:
"Seni herşeyden çok sever ve kıskanırım,nasıl veririm seni bir başkasına" derler.Tanrıça "beni hiçbiriniz sevmiyorsunuz.Sevseydiniz bana güvenir onunla olmayacağımı bilir,beni yaşatmak isterdiniz" der.Sınav başarısız olmuştur.Şahmeran "Meranlılara bakın" der; "başarısız oldular.İzin verin izin verin eşim düşümdeki erkek olsun" "Hayır" derler Meranlılar sert bir üslupla; "asla bir insanla,bir ademoğluyla evlenemezsin" derler. "Onlara kapımızı açamayız,onlara güvenemeyiz".Tanrıça Şahmeran da bunun üzerine "bizim de yarımız insan der,ne farkımız kalır onlardan eğer hiçkimseye güvenilmez dersek.Hem ben onu düşümde gördüm ve her düş gerçek olur" O zaman Meran ulusu: "madem ecemiz böyle buyuruyor,Meran ulusu da bu kararı onaylar." Meranlılar gider bulurlar sevginin mabedi Camset’i.Yakalarlar ve sorgularlar onu.Güvenmezler hiçbir ademoğluna,yoksa bu şah Keyhüsrev’in gönderdiği bir casus mudur? Haksız da değillerdi bu kaygıdan ve az çekmemişlerdi insan ırkından.Son karar Şahmeran’ındı.Camset ve arkadaşı Şeyhmuz tanrıçanın huzuruna çıkarlar.Düş gerçek olur.Camset,tanrıçanın düşündeki erkektir.Şahmeran ise hiç çıkmamıştır zaten Camset’in düşünden.Evlenirken yarı yılan yarı insan tanrıçayla bir insan,herşeyden çok sever onu Camset.Ancak "özgürlük daha önemlidir" der."Bu ülkeden ayrılmalı,yeryüzüne çıkmalı.Yeryüzü ve halkımın bana ihtiyacı var" der.Ve kararlıdır.Gider,kalaycıda parlatılmış kılıcıyla Şahmeran’dan aldığı azimli güvenle.Camset ile Şeyhmuz Şah ülkesine gidecekler,Şah ülkesiyle Meranlılar ülkesi arasında barış imzalayacaklardı.Kendilerine olan güvenle önceden başlarına gelecekleri hesaplamadan.Camset gider ve esir düşer Şah’a.
En yakın arkadaşı Şeyhmuz ihanet etmiştir Camset’e.
Şeyhmuz Şah’a meranlılar ülkesinin tüm sırlarını açıklar.Şah,meranlılar ülkesine saldırır ve yağmalar.Bu arada Şahmeran ölmüştür.Fakat Camset’ten doğurduğu kızının vücudunda tekrar dirilmiştir.
Tanrıça Şahmeran buyurur ulusuna ; "güzel kardeşlerim der ve ekler,artık sevgi,barış ve adalet mabedinden çıkmalıyız.Yeryüzüne çıkmalı ve insanların arasına karışmalıyız.Biliyorum ki korkuyorsunuz ve soruyorsunuz barış ve sevgi ne zaman hakim olacak bu dünyaya.Bilmiyorum,belki çok yakın belki de çok uzak.Ancak çıkmalıyız ve aydınlatmalıyız ışığımızla karanlıkları" der,sevgi barış ve hoşgürü tanrıçası Şahmeran.
Hikayeye buradan son veriyor ve birkaç şey eklemek istiyorum.
Belki bugün,herzamankinden çok ihtiyacımız var Şahmeran’ın tılsımlı sözcüklerine.Barış,sevgi,güven,hoşgörü ve adalete öylesine ihtiyacımız var ki ve bu kavramlara öylesine yabancıyız ki,tüm bu sihirli kelimeler zincirini ağzımızdan düşüremezsek de hissedemiyoruz ağırlığını.Yalnız milyarlarca insan arasında bir insan olarak.Birleşmeye bir bütün olmaya ne çok ihtiyacımız var.Şahmeran,herşeye rağmen bugün heryerde ve her insandan,ama maalesef hiçbir insanda bu sihirli sözcüklerle güzelleşen bir yaşam yok.Bir yılandan bir insanı birleştiren tanrıça soruyor bizlere sanki, "neden iki yürek aynı payda da bütünleşemiyor?" Geceleri gökyüzünü çekici kılan ay ile yıldızların birleşmesi değil mi? Yaşam bir fotoğraf karesinde kendini görebilmek ise gerçeklikte ayna da kendini görmek kadar yanıltıcı değil midir?
Sevgi,barış,güven ve adaletin mabedi Meranlıların ülkesi yeryüzünün çok uzaklarında ama onlar içimizde,aramızda dolaşıyorlar.Şahmeran,her bakıştığımız arkadaşımızda,otobüste yolda karşılaştığımız her insanda ve belki de gaddar bildiğimiz bir insanda kimbilir?...