- 459 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Durum
Durum
“Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!” Necip Fazıl Kısakürek
Güncel Türkçe Sözlük; Durum: 1. isim Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon.
2. Duruş biçimi, konum, tavır.
3. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
Tüm riyakar söylemler sadece aldatmak için . İlk tercih ne ise o yaşanacak! Ve asıl maharet tahammülde saklı. Kimsenin aslı değişmez, sadece asıllara tahammül esastır.
Önceki yazılarımda boyutları yazmıştım özetle buraya alıyorum!
İşte “Kalu bela, elest” tercihine göreceli işleyiş esfel Dünya boyutunda görünüyor. Bu tercih anı özgürce yapılan andır ve açılımı Dünya esfel boyut; devamı da üzerine katlanarak giden ahir boyut. Söylemler ise sadece avuntu. Tüm "Güzel" (Güzel tırnak içi ) söylemler aslında avuntudur! Aldatmadır! Ben söze bakmam pek davranışa bakarım. Ya da bizzat kendim algılarım. Olması gereken işler! İşleyiş olması gerekendir! Elbet toplumsal adalet için toplumsal kurallar olmalı bu kurallar da esas olan bireyin başkasına zararı olup olmadığıdır! Yani tercihin başkasına zararı olmaması esastır. Başkasına zarar olmayan tercihin ise korunması esastır. Bunu yapamaz şuurlu olmayanlar, işte şuur toplumsal olunca şuursuzlar da bundan faydalanır ve denge sırat sağlanır, bu da nispi. İzafi. Yani elest tercihi kaçınılmaz yaşanacak. Bağırıp çağırıp dövünmekle olmuyor bu. Korkmakla hiç olmaz! Tüm riyakar söylemler sadece aldatmak için . İlk tercih ne ise o yaşanacak! Ve asıl maharet tahammülde saklı. Kimsenin aslı değişmez, sadece asıllara tahammül esastır.
Durum’a şahit olmak! Yani şahadet etmek! Durumu seyir! Yani yol almak var! Bu seyri hakkıyla yapmak var!
3. Boyutta ikilem vardır, yani ya hayır vardır ya da şer. Aslında denge hali “Hayır” haldir. Hayır hali göreceli olduğundan, aşırılıklar dengeyi bozar ve sonuçta şer hakim olur. Şerrin oluşması için hayrın olmaması yeterlidir. Şer için ayrıca çaba sarf edenler olmasa dahi hayır yoksa o ortamda şer hakim olur. Zaten şerlerin en dehşetli kısmı hayır perdesinde yapılanlardır.
Durum belirlemek konusunu açmak isterim!
Kuantum bilinen en küçük tanecik deneylerinde, taneciğin evrenin her yanında olma ihtimali vardır! Eğer ölçüm yapılırsa durum değişir ve tanecik ölçümden etkilenir! Yani durdurulur ölçüm tekniğine göreceli bir hal alır! Bu da taneciği durdurmak değildir ölçümdeki durumu belirlemektir! Yoksa ölçülen durum da anında değişir! Ölçülenle kalınır! Buradan nereye yol çıkar bakın; taneciğin durumunu ikili olarak belirlemeye çalışan ikili bir sonucu elde eder! Bu sonucun etkilenmesi ve yanıltılmasıdır; tanecik evrenin her yanında olma potansiyelinde iken gözlenirse ikili bir duruma hapis olur! Ölçmek bir bakıma sonucu ölçüme göreceli etkilemektir!
Eskiden sağcı ve solcu olarak sorgulanırdı insanlar cevap, ya sağ ya sol olmak zorundaydı! Sonraları mezhep üzerinden daha sonra da inanan inanmayan üzerinden yapıldı! En sonunda da yine ikili bir sorguyla karşı karşıya kalındı; oradan mısın, buradan mı? Bakın ikili bir sorgulama deneydeki hali netice verir. İkili durumdan biri alınır cevap olarak. Oysa potansiyel olarak her iki durumda da olabilir insan! Yani insan “Kendi” olduğunda kendi “Doğru” algılamasıyla olduğunda her iki tarafta da olabilir, ikisinde de olmayabilir! Kuantum tanecikleri deneylerinde olduğu gibi eğer tanecik gözlemlenmez ise her tarafta olabilir; gözlenirse gözlenen tarafta olur gibi algılanır; çünkü orada gözlendi! Bu da taneciği gözleyerek etkilemektir. Bunun sosyal alanda yansıması; komşu ülkede iktidar ve isyancılar arasındaki taraftarlık bizim ülkemize yansıtıldı; ve herkes bir taraftan olmayı seçmek zorunda gibi bir hal oluştu! Ve sorgulama başladı; isyancılardan mısın iktidardan mı? “Hiç birinden” veya “Hepsinden” cevabı seçenekte yok! İkili bir ayrıştırma ve ikili bir sorguya muhatap olanlar, taraf belirtmeye zorlandı! Taraf belirtmeyen ya da her iki tarafında iyi yanlarına taraf kötü yanlarına da taraf olmayanlar güme gitti. Bu bilinçli bir ayrıştırmadır ayrıştırılanlar bilinçsiz olabilir ama ayrıştıranlar bilinçliydi. Bunun benzeri de olur, olacaktır.
Son tahlilde potansiyel olarak evrenin her yanında olabilecek olan tanecik, gözlemlenirse gözlemlendiği yerde sanılır ve gözlemci fena yanılır! Bu insanları ikili bir gözleme alınarak da yapılırsa aynı yanılgıyla karşılaşılır! Taraf olma konusunda kişi kendi tarafında olmalı bu tarafla örtüşecek taraf da ortada seçeneklerde yok ise seçeneklere zorla taraf olunmaz! Potansiyel olarak evrenin her yanında olabilen taneciğin hali gibidir! Ölçülürse taraf olur, sanısıyla sıkıştırılır! Yanıltılır. Belki de istenen budur!
Üstat Necip Fazıl Kısakürek gibi; “Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!” diyenlerdenim!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.