- 539 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EN 'LERİMİZİ BİR VALİZE KOYACAK KADAR VAKTİMİZ VAR MI?
Güzellikleri yaşarken,hayat çok kısada gelse de insana, yaşam
işte böyle bir şey..Kötü ve acı olmasa zaten güzelin anlamı
kalmazdı diye düşünüyorum.Zaman içinde gençliğin verdiği heyecanla güzellikleri erteliyoruz.Oysa ki,hiçbirimizin erteleme lüksü yok şu kısacık ömürde.En güzel elbiselerimizi ,günlüklerimizden çıkarıyoruz.En güzel yemekleri form tutuyoruz diye ancak misafirlerimize saklıyoruz..En güzel
gecelik -pijamalarımızı gün ola hasta olursak diye özel yapıyoruz en güzelleri , yaşantımızda daha da en yaparak...Fakat öyle bir zaman geliyor ki,ilk zamanlara göre biraz daha yükünüz hafiflemeye başladığında,işte o asıl yapmak isteyip de, ertelemek zorunda olduğunuz her ne varsa,sizin hayat sahnenize çıkıp önünüzde dans etmeye başlıyor.Öyle bir ritm ile dans edip sizi kışkırtıyor ki ister istemez yavaşça o ritme ayak uydurmak istiyorsunuz..EN lerinizde .Ama olmuyor işte.Aslında ne olurdu ki insana dair bu duygular içerisinde ertelemeleri rafa kaldırıp,En’ ler için en özelin,"BEN"olduğunu bilip ,ben özelim diyebilseydik.... Ünlü şair Y.BK.Beyatlının "
artık demir almak günü gelmişse zamandan, meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan, hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol, sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol,
rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, günlerce siyah ufka bakar, gözleri nemli, bîçâre gönüller, ne giden son gemidir bu, hicrânlı hayâtın ne de son mâtemidir bu,
bir çok gidenin her biri memnûn ki yerinden, bir çok seneler geçti dönen yok seferinden."mısralarında belirttiği gibi, davetsiz kapımıza gelen misafirin peşinden sorgusuz sualsiz , ENlerimizi bir valize koyacak kadar vaktimizin olmadığını bile bile giderken...Geçenlerde ,ebedi istirahatgahına çekilen bir dostumun En pahallı,hiç giyilmemiş ve hatta etiketi üzerinde duran geceliğine akıtılan bir damla gözyaşının ifade ettiklerinin yanında maddiyata bağlı mutlulukları ertelemeye değer mi , güzellikleri yaşarken kısacık yaşamda. Dünü yaşadık,bugün geçiyor.Yarınsa..bir bilinmez.Unutmamalı ki, hayat kısa. Keyif alınacak anlar daha da kısıtlı. Hayatın ise mutluluktan başka hiçbir amacı olamaz. Öyleyse bırakalım, Lâle devrinin en ünlü Şairlerinden NEDİMin dediği gibi, ‘‘dökülen mey kırılan şişe-i rindân olsun!’’(Berceste)...Bunun adı ne olursa olsun.. En azından bu tutsaklık duygusunun EN lerinden uzak, en en güzelini yaşamak diliyorum dostlara,iyi geceler dileğiyle..EDA(Aşiyan052)
.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.