- 731 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AKPARTİLİ MİLLETVEKİLERİ NEREDE?
Öyle bir sürece girdik ki!
Başbakan Erdoğan Birleşmiş Milletler’e, Avrupa Birliği’ne, Avrupa Parlemantosu’na, kısmen ABD’ne ve faiz lobisi adı altında ülkemizi yıllardır sömüren rantiyecilere meydan okumaya, onları ve kararlarını alenen reddetmeye başladı. El altından aldığımız sinyallere göre de yalnız kaldığını, geçmiş dönemlerde yaptığı bazı yanlışlar yüzünden bazı şeyleri yapmak veya yapmamak için olağanüstü baskılara uğradığını, kurtulmak için çırpındığını ima eder tavır ve davranışlarda bulunuyor. Zaten de son günlerdeki söylem ve duruşları bunu açıkça belli ediyor.
Üzülerek ifade etmeliyiz ki, partisi içindeki Haçlı çevrelerinin borazanı olan "egemen" kişiler, Başbakan’ın çırpınışlarını boşa çıkarırcasına hala her fırsatta, Avrupa Birliği’ne yalvarma sürecinin bundan etkilenmeyeceğini ve o yolda süratle ilerlenmesi gerektiğini ifade etme garabetinde bulunabiliyorlar.
Başbakan zor bir dönemece girmiş bulunuyor. Ama bundan önceki hata veya zorlamalar neticesinde gelinmiş olan noktada bu dönüş sinyallerinin hayata geçmesi çok zor görünüyor. Çünkü Haçlı iliğimize kadar girmiş. Gerek içimize soktukları adamları, gerek koynumuza kadar yığdıkları silah, teçhizat ve askeri üsleri ve gerek yıpratılan ordumuz ile bu adımların atılması zor görünüyor. Türkiye’nin rotasının doğru yöne çevrilme ihtimalini gören Haçlı ve Siyonist çevrelerinin temsilcilerinin, iki de bir Akparti’ye veya resmi makamlara gelerek olağan dışı "nezaket" görüşmelerinde bulunmaları aba altından sopa göstermekten başka ne ile açıklanabilir ki?
En çok hayret edilen nedir biliyor musunuz? Akparti milletvekilerinin ve yetkililerinin hiç seslerinin çıkmıyor olması.
Hatırlayalım "tezkere" olayından sonra hizaya sokulan milletvekilleri, iktidarlarının yaptığı tüm yanlışları, karşı durmak bir tarafa alkışlarla tasvip ettiler. Haçlı işgal ve zulümlerine yapılan destekler, kardeş İslam ülkelerinin işgali ve sömürülmesine fiilen yardım edilmesi, D-8 in önünün kesilmesi, stratejik önemdeki sanayi ve haberleşme tesislerinin ve arazilerimizin potansiyel düşman çevrelerine satılması. Üstüne üstlük bu çevrelerin silah, haberleşme tesisleri ve askeri üslerinin topraklarımıza konuşlandırılması, bu silahların tetiklerinin de kendilerine verilmesi. Daha da vahimi, bu tesislerin ve silahların kullanımı için yabancı askerler ve onların arasında bulunduğuna kesin olarak inanılan ve provakatörlerin yurdumuza kabul edilmesi. Hem de TBMM kararı olmaksızın. Komşularla aramızın açılması, mezhep savaşına gidecek vanaların açılmaya kalkışılması…Fahiş hataları sayıp listeyi uzatmak mümkün…
Bütün bu hatalar işlenirken hiç bir milletvekilinin ya da il başkanının sesinin çıktığını biz hatırlamıyoruz. Muhalefet partileri de susarak tasvip ettiler bu yanlışları. Bir tek Saadet Partisi ve Milli Görüş camiası bütün gücü ile bu yanlışları haykırmış, meydanları patlatırcasına protesto etmiş ve çarenin bunlar değil, İslam Birliği’nin kurulması olduğunu, sağır sultanların bile işitebileceği ses seviyesi ile dünyaya duyurmuş.
Şimdi milletvekilleri, il başkanları ve diğer Akparti’li yetkililerine seslenmek istiyoruz:
Görmüyor musunuz, sayın Başbakan zor durumda! Haçlı ve Siyonist çevreler tehdit üstüne tehdit savuruyorlar! Siz ise Başbakan’ı yapayalnız bıraktınız! Sadece alkışlamakla yetiniyorsunuz! Nerede fikir üretimi, nerede meydanlara ve basın yayın kuruluşlarına gidip işin doğrusunu haykırmak? Nerede ülkeyi ve Başbakan’ı gerçekten sevmek? Başbakan tek başına yedi başlı deve karşı mücadele ediyor görmüyor musunuz? Suskunluğunuz yetmez mi? Başbakan çaresizlikten başka partilerin desteğini talep eder vaziyete düşmüş! Neden içinizdeki Haçlı sözcülerini susturacak fikirler gelmiyor sizden? Sadece milletvekili olmak için mi oradasınız?
İçinizden bazıları sızlanıyor:
Biz parmak kaldırıp indirmekten başka bir işe yaramıyoruz diye! Haydi silkinin, Başbakan’a destek verin! Sadece alkış değil eyleme geçin, ayağa kalkın! Haçlı ve Siyonist’e hak ettikleri dersleri verin! Gerçek çözümleri artık savunmaya başlayın! Zararı yok gerçek çözümün adına "Milli Görüş’ün çözümleri" demeyin! Ama doğru olan, ülkemizi ve tüm İslam alemini kurtuluşa kavuşturacak olan bu çözümleri siz hayata geçirmeye çabalayın! Haçlı’yı durdurun, Siyonist’e gerekli tokatları indirin! O zaman en hararetli destekçilerinizin Milli Görüşçüler olduğunu göreceksiniz!
İstifa edip gitmeye ve partinizi bölmeye hazırlandığınızı duyuyoruz!
Bunu ancak “çoluk, çocuk” zihniyetliler yapar! Önce yanlışlarınızı düzeltin! Düzeltmeden giderseniz, Allah indindeki sorumluluğunuz size ait, ama İslam Tarihi sizi hiç de hoş olmayan sıfatlarla anacaktır!
Gidilen yolun ucu yok, görmüyor musunuz?
Başbakan’ı “ibrik otu” tuzağından kurtarın!
Aslınıza dönün!
ÇIKMAZ YOL
İzlediğin yol değilse Hakk,
Tıkanırsın bir gün muhakkak!
Ekrem Şama
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.