- 867 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÂLÂCA GÜNLERE ADANMIŞ SÖZLER
Anadolu; münbit bir şiir mekânıdır. Dünyada, bu güzelliğe sâhip olabilecek ikinci coğrafyanın mümkün olabileceğini de düşünemiyorum. Elimdeki, “ Âlâca Günlere Adanmış Sözler” adlı şiir kitabı da bu mekân içersinde Şâir Salim Kanat tarafından kaleme alınmış güzel bir numûnedir.
“ Alaca Belediyesi Kültür Sanat Yayınları Şiir Serisi”nin ilk kitabı olarak yayınlanan bu 128 sayfalık kitapta yüze yakın şiir bulunuyor.Tabiî ki, şâiri kadar, bu hizmete yol açıp şâirleri teşvik eden ve destekleyen Alaca Belediye Başkanı Muhammed Eyvaz Bey’i de tebrik etmek lâzımdır. Bu kolay olmayan iş’de, şâirlerin ve yazarların yanında bulunmak güzel bir faaliyettir.
Hemen şunu da ifade etmeliyim ki, kitabın isminde bulunan “ Âlâ”, şâir Salim Kanat’ın beyanıyla, “ Alaca”ya ismini veren “ âlâ” dır. Yâni bu güzel mekân, “ âlâca” bir mekândır. Elbette ki, “ âlâca “nın insanları da “ âlâ” olurlar değil mi?
Salim Kanat; daha ziyâde serbest tarzda millî-İslâmî muhtevâlı şiirler yazmaktadır. Diğer taraftan, sosyal mes’elelere de uzak durmaz. Onlara da el atıp çâreler bulmaya çalışır.
Şüphesiz ki, bir şâir, her mevzûya temas edebilmelidir. Belki, “ Bu şart mıdır?” diyenler olabilir ammâ, olması hârika bir şey olmaz mı? Salim Kanat’ta bu gayret mevcuttur ve bu hususta da başarılı örnekler vereceği kanaatini taşıyorum.
Salim Kanat; mes’elesi olan bir şâir hüviyetindedir. Bu mes’eleleri ifadede yâni , onları ortaya koymada , fazla zorluk çekmemekle berâber, herkeste bulunabilecek -yer yer - usûl ve üslûp kaymalarının da zaman içinde hâlledilip, onu mükemmele götüreceği düşüncesindeyim.
Elbette ki; şiirin zor bir san’at dalı oluşu,her şeyin birdenbire düşünülen mertebede olmasını engellemektedir ki, bu durum sâdece Salim Kanat için değil, hepimiz için geçerlidir.
Şiirlerinde; Allah ve Peygamber aşkı başta olmak üzere, bu aşk üzerine ve bu aşk ile tezyîn edilmiş , hassas bir bediî anlayış vardır. Meselâ; “ Ayrılığın Hâllerinden El-Aman” başlıklı şiirinde bu aşkını şöyle anlatıyor Salim Kanat:
“ Aşk ateşi gönlünde yer edip de yanmamak,
Kor hâline gelip de kavrulmamak mümkün mü? “ (sy. 54)
Peygamber Efendimiz için yazdığı “ Dar Gelir Kalbim Seni Sevmeye” başlıklı şiirinde (Sy. 107), O’nun için “ Âlem senin hürmetine var” mısraı bile bu aşkın ne kadar mühim olduğunu ve bu aşkı ne kadar önemli gördüğünü beyandadır.
Salim Kanat; dâimâ, insanın/insanlığın huzur ve saâdetini gaye edinir. Bu bakımdan, yer yer nasihatçi ve bâzen de mizâhî mısralarıyla uyarıcıdır. Tabiî ki, nasihatçiliği de, mizâhîliği de netîce îtibâriyle aynı noktaya çıkar. Bu işe, “ Haydi Kalbim Yolcu Yoluna” başlıklı şiirinde olduğu gibi, önce kendinden başlar:
“ Sûr mu beklersin ey kalbim/Dirilmek için/
Yetmedi mi binlerce peygamberin sesi / Musa’nın eli, İsa nefesi, Ahmed şefkati/ Diriltmeye seni/
Bırak ey kalbim kibri” (sy.69)
Salim Kanat’ı, mes’elesi olanbir şâir olarak vasıflandırdım ki, doğrudur. Zîrâ; Bosna’dan Kafkasya’ya, Kudüs’ten Türkistan’a...” yaslı coğrafya” olarak ele aldığı mekânların mânevî havasını okurlarla buluşturmuştur. Oralardaki mâsûm insanların çektikleri zulümleri dile getirmiştir.
7+7 hece vezniyle yazdığı “ Rüzgâr Kanatlıydı Aşk” başlıklı şiirinden iki kıt’a sunuyorum:
“ İnce bir sızı kaldı geçmişten sana- bana; / Ümit, ışık kalmadı geçen o kadar yıldan.
Albümdeki resimler bile küskün baksana; / Şiir okunmaz oldu, dil yandı pişmanlıktan!
Yaşadığım rüyâ mı, yoksa, gerçek mi böyle? /Rüyâysa, kimdir bizi uykudan uyandıran?
Yok, gerçekti diyorsan, devamı nerde söyle; / Gerçeklerin sûreti çirkin midir her zaman?” ( sy. 36)
Salim Kanat, önünü gören bir şâirdir. Bilgi birikimi, şiire- müptelâlığı değil- yakınlığı ve yatkınlığı, ondaki “ mükemmele ulaşma arzusu”yla birleşerek güzel numûnelere imza atacaktır ümidindeyim.
Her şeyinin “ âlâ” olması dileğimle, zamanın ispatını bekliyorum!..
M. Hailistin KUKUL