Bizim Köylüler - 2
Memmed emminin, şehrin yüksekçe ve çam ormanıyla çevrili, yazlık evler için gözde bir bölgesinde az bir arazisi vardı. Yeşillikler içinde ve billur pınarları olan bu yer, “adam diksen bitecek” nitelikte bir yerdi. Birçok zenginin yazlık evi vardı burada. Gariban Memmed emmi de, derme çatma bir kulübe yapmış üç beş meyve ağacı dikmiş, yazları burada uğraşıp duruyordu.
Eh, hayat hep tekdüze gitmez ya; bu kendi halinde, varlığından kimsenin haberi olmadan yaşayıp giden adamacağızın başına bir zengin musallat oldu. “İlla burayı bana satacaksın. İstersen sana filanca yerde çok daha büyük bir arazi veririm.” diyordu. Karşılığında ne kadar büyük arazi de verse, söylediği yer şehrin kıraç ve on para etmez bölgesindeydi.
Gariban Memmed emmi zenginle baş edebilir mi hiç, sonunda gönlü var yok razı oldu bu takas işlemine ve karşılığında şehrin dışında, üzerinde yer yer zeytin ağaçları olan hatırı sayılır büyüklükte bir arazi alacaktı.
Tapu işlemleri için buluştuklarında, gariban adam halen hazımsız duygular içindeydi, cennet gibi bir yerin elinden gitmesine gönlü razı olmadığı için:
“Ben vazgeçtim”, deyiverdi.
Sen misin bunu diyen… Zengin, minnet rica ve güç bela garibanı ikna etmişken birden bire çabalarının boşuna gittiğini görünce çileden çıktı. Kafa göz, ağız burun daldı adamcağıza. Çevreden koşuşanlar ayırdılar kavgayı, daha doğrusu adamcağızı kurtardılar ve dertlerini de dinlediler. Sonunda:
“Sen haksızsın”, dediler Memmed emmiye. “Söz vermişsin sözünde duracaksın.”, dediler.
Gariban, mecbur ilk kararına geri döndü ve tapu dairesinde işlemleri tamamladılar.
Aradan yedi sekiz yıl geçtiğinde bağ evleri yapılan o cennet bölge, halen yazlık evler için gözde olmaya devam ediyordu. Memmed emmiye verilen kıraç bölge ise şehrin yeni yüzü haline gelmeye başlamıştı. Müteahhitler bu alanlara apartman üstüne apartman dikiyorlardı. Müteahhitlerden biri de, on tane daire karşılığında bu gariban adamcağızın arazisine de apartmanlar dikti. Ve tabiî ki artık garibanlık filan kalmadı adamda. Çevresindekiler bu işin nasıl olduğunu soruyorlardı.
Memmed emmi :
- “Allah vermeyi dilerse, ağzının üzerine yumruğu vura vura verir”, diyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.