Kocaman düşler
Çocukluğumun düşlerle bezeli bir gecesinde uyanıyorum. Nedense gerçekler o denli çekici
gelmiyor. Her şey düşlerde güzel. Bir kuklam var oynatabildiğim ve bütün ipleri benim
elimde.
Hayvanlar, uzay araçları, insanlar fır dönüyor gökyüzünde. Hiç yaşamadığım görmediğim
şeyler gökyüzünde. Başımı oraya döndürmem yetiyor. Belkide varolmayan bir dünyayı
görüyorum orda. Işıklı yazılar, tüm aydınlık yüzüyle dünya. Kocaman panolarda bütün o
karmaşık haliyle dünya aslında hiç te öyle görünmüyor. Herkes sanki bu koca evrene not
düşmüş sevgiye ait. Bir söğüt dalına bindiğinizde kendinizi bir uçağı kullanıyorken buluyor
aşağılarda paraşütle inen insanları, pırl pırıl yıldızları, konuşan tartışan, anlaşan insanları görüyorsunuz.
Bembeyaz bir dünya, hiç bir çıkar ilişkileri olmayan. Öylesine duru ve sade bir dünya.
Orada bütün dünya çocukları eşit ve özgür.Üstelik boy farkları yok yetişkinlerle.Onlar da
büyük.
Para diye bir şey yok. Öylesine bol ki herşey istediğiniz anda önünüzde hazır. Karnı aç bir
kedi bile görünmüyor; çöplükler boş. Köpek ölülerine, öldürülmelerine rastlanmıyor.
Kimse evsizlikten, kiradan sözetmiyor. Çok katlı bir apartman var bahçemizin altında. Her
katında bir akrabamız oturuyor.En alt kat bile hayallerini asacak kadar büyük. İçinde dev
bir süpermarket. Bunları düşündüğüm zaman filmlerde bile böylesi yerleri görmemiştim. Dev mağazalar.Herkes istediği her şeyi alıyor. Hiç bir sıkıntı yok. Herkes keyfince yiyiyor
içiyor. Gülümseyen yüzlerle insanlar merhabalaşıyor.
Kavgadan gürültüden uzak tertemiz bir dünya düşlüyordum. Çocukların ellerinde uçurtma
ve uçan balonlar. Sonra oyuncaklar, oyun alanları ve çikolatalar.. Az daha unutuyordum
bir de bembeyaz sayfalı defterler, kitaplar, rengârenk kalemler..
Yatak ana öylesi rahat ve sıcaktı ki şu an. Yorganı başıma çekiyorum daha güzel düşler
görmek için..
Annem radyoyu açmış, günaydın programını dinliyor. Türkülerin duygusal sesi ninni etkisi
bırakıyor. Daha güzel düşlere dalıyorum.
Bu kez düşümde annemin kardeşimin sünnet düğününde dikmeye söz verdiği pembe kat kat fırfırlı tafta elbise geliyor gözlerimin önüne. Aynanın karşısına geçip giyiniyorum.
Annem düz siyah saçlarımı kıvırmış, bukle bukle yapmış. Ara yerlerine tıpkı annemin nişan
töreninde saçında olduğu gibi pembe yapma güller var. Aynadaki görüntümle dansediyor
bulutlarda uçuyorum adeta. Şarkılar, türküler, danslar, lar, lar..
Uyanıyorum. Radyodaki türkü sesi odayı doldurmuş. Annem de birlikte söylüyor. Babam ise
başımda. Daha doğrusu kardeşimle ikimizin başında:
"Anne!( Babam bana anne derdi." Kızım, yavrular! Kalkın, sabah oldu!
Kardeşimle gözlerimizi açıyoruz. Bu dünya başka bir dünya.Mevsim yaz. Balkon kapısından
odaya güneş doluyor.Biraz daha yatsaydık diyecek oluyoruz. Babam:
" Çabuk olun, sığırlar çobana katılacak! hâydi kalkın sığır at çayırına çoktan vardı. Çabuk
olun, koşun..
Gündelik giydiğimiz giysilerle yataktan kalkıyoruz.Yola çıkarken annem sesleniyor:
"Sabah hava serindir. Yeleğinizi giymeyi unutmayın."
İki katlı evimizin merdivenlerini bir solukta iniyoruz. Sığıra yetiştirmek amacıyla. Babam
inek ve düveleri önümüze katıyor. Babam hızlı sürün diyor, eğlenmezseniz at çayırına
varmadan sığırıa katarsınız.. Kardeşim ve ve ben bir otuzluk boylarımızla elimizde değnek
yavaş yavaş giden hayvanların bacaklarına ufak vuruşlarla onları götürüyoruz.
Burası köy görünümlü ve yaşantılı küçük bir kasaba ama düşlerimiz kocaman, boylarımızı
kat kat aşıyor..
Ne yazık ki bu yaşadığımız günleri özlemle anacağımız günler de yaşanacak. Yaşandı!..
21. 5. 2013 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
düşler ve gerçekler baş başa.
İnsan neleri hayal etmiyor neleri?
Ancak geçmişte yaşamanın sevinci biraz olsun insanı rahatlatıyor.
Bizler yaşadıkta, ya çocuklarımız,
nice güzelliklere hasret beton binaların arasında birer ruh hastası olup yaşayıp gidecekler.
oldukça güzeldi.tebrik ederim.
Ve doğada en çok sevdiğim Alaca kız ineğimi alıp yanımada azığımla kırda bir akarsu kenarında odun ateşinde çay közünde biber ne güzeldi günlerim
ve ne rastlantı ki elimde yeni yazı var biyopğrafi ve anı tarzında soluklanayım dedim Üstü açık dam köyüne düştüm ama mutluyum
kutlarım şairem
seviyle kal
Nazik Hanım, yazınızla beni aldınız köyüme götürdünüz. İneklerden, düvelerden bahsedince daldım gittim. Yıllar yıllar öncesi, büyükbaş hayvaların sayısını artıramazdık. Hastalıktan daha buzağıyken ölürdüler. Tabii biz de ağartısızlıktan zor günler geçirirdik.Şimdi aşısı, iğnesi, fenni yemi var. Hayvanlar sağlıklı büyüyor.Hayvanlardan bahsedince ben de yazmadan duramadım, kusura bakma. Artık o günleri yaşamasak da tatlı anıları kaldı bize..Ellerinize sağlık,hoş bir yazı okuttunuz bana..Saygı ve selamlarımla...