6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
707
Okunma
Köy Çocuğu Sanmayın Onları, İşlenmemiş Pırlantadırlar:
İlk göreve başladığım köydeyim. Yılsonu nedeniyle birkaç sınıf birleşerek öğrencilerimizi Amasya merkeze geziye götürmüştük. Gezi, birkaç sınıfın ortak katılımı nedeniyle kalabalıktı. Amasya’da Kral mezarlarını, Ferhat’ın su kanallarını, Sultan Beyazıt camii, mumyaları gezmiştik.
Güzel bir gezi olmaktaydı. Fakat asıl korkum, çocuklara verdiğimiz yemek sözüydü ki, bu kalabalıkla bunu nasıl başaracağımızı düşünmekteydim. Yemeklerin masrafını çocuklar karşılasalar da, hangi lokantaya nasıl sığacaktık. Ne de olsa köy çocuklarıydı, ya orada yaramazlık yaparlarsa diye endişeliydim. Diğer öğretmen arkadaşlarla beraber bir lokantaya varıp öğrencilere pide yapmalarını, fakat lokantada yiyeceklerini söyledik. Lokanta hayli büyüktü ve yer sıkıntısı yoktu. Bizleri güler yüzle buyur ettiler. Pidelerin tamamlanmasına yakın üç sınıfın çocukları lokantaya girdi.
Aman Allah’ım bu ne intizam bu ne sessizlik. Çıt yoktu. Efendice oturdular ve garsonların sıra ile kendilerine pide ve ayran getirmelerini sabırla bekleyip, keyifle yemeklerini yediler. Ben ve diğer öğretmen arkadaşlar çok şaşırmıştık. Böyle intizam içinde sakin ve sessiz olacaklarını biz bile beklemiyorduk
Kendilerine çok çok teşekkür ederek, gösterdikleri bu olumlu davranışlarıyla onur duyduğumuzu söylemiştik.
Bu gün bile orada bulunan öğrencilerimin bu asil davranışlarını andıkça duygulanmaktayım.
Mehmet Macit
Taşova 1987