Güzel Günler Göreceğiz
Cem Karaca vardı bir zamanlar. O gür ve coşku dolu sesiyle etkilerdi beni. Bir şarkısınıi ise
çok beğenirdim: İşçisin sen işçi kal, giy dedi tulumları demesi nasıl unutulur.
Şimdilerde Edip Akbayram Cem karaca’nın yerine koydum Edip Akbayram’ı. Onu her tv de
gördüğünde annemin söylediği sözleri ise hep hatırlıyorum. Annemin ilk evlendiği yılmış.
Annemgil o zaman eşi ölmüş büyük halamın yanında kalıyorlarmış. Onlara köyden bir çocuk
getirip bırakmışlar. Bu çocuk Edip Akbayram’a çok benziyormuş. Annem Edip Akbayram’ı
televizyonda gördükçe aynı o çocuğa benziyor, aynı böyleydi der. Annem üzülerek acaba
o çocuğa ne oldu? Biz bir süre baktıktan sonra tekrar götürdüler. O çocuğa ne olduğu bir
muamma ama Edip Akbayram’n ise gerçekten güçlü bir sesi olduğu, toplumsal konulardaki
şarkıları harika yorumladığı.
Bu sabah güne onun o çok sevdiğim şarkısıyla kahvaltı yaptım. İçimdeki umutları canlı
tutmaya çalıştım. Mutfağa giderken başladım şarkıyı söylemeye ve bulaşık yıkama süresi
boyunca durmadan söyledim. Hava da günlük güneşli bugün şarkıya eşlik etti. Şarkıyı
minik torunlarım Barış, Duru ve mini minim Rüzgâr’ı düşünerek söyledim. Diliyorum onlar görür bizim göremediğimiz o güzel güneşli günleri. Şükreden bir yapım ve millet olduğumuz
için mi yoksa gerçekten arada da olsa çektiklerimi unutarak üzüntüleri bir kenara atarak
yaşadığım güneşli günler de oldu. Ama motora binip maviliklere hiç süzülmedim. Sevdiğim
kişi veya kişilerle doyasıya bir tatil falan yapmadım.
Genç kızken babama pazar günleri yalvarırdık: Ne olur baba bak herkes baraja pikniğe
gidiyor bir de biz gidelim diye. Babam her seferinde sizi pikniğiniz bahçe. Ne güzel. Kimin
varki böyle hergün gidebileceği bir yeri. Ama babaa, her gün aynı şey. Bal yiyen baldan
bıkar desekte babam ıh der mıh demezdi..
Bu yıl da öyle güzel bir tatil umudum yok. Yarınlara bıraktık maviliklere, motora binerek
açılmayı. Güneşli günler ve umutlar başladı bence. Diliyorum ülkemizde ve dünyada yaşanır güneşli güzel günler. Edip Akbayram’ın şarkısı eşliğinde motorlara binerek dilerim açılırız
maviliklere..
Güzel günler göreceğiz çocuklar
Motorları maviliklere süreceğiz
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın, inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
Edip Akbayram şarkıyı öyle güzel, öyle büyük bir coşkuyla söylüyor ki inanıyorsunuz güzel
günler göreceğinize.
Siz de şarkıyı söyleyin ve inanın; güzel günler göreceğiz, güneşli günler..
20. 5. 2013 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Belki inanmayacaksınız ama severdim Cem Karaca rahmetli'yi...
'' Gönlüme bir ateş düştü, yanar ha yanar, yanarrrr
Umut fakirin ekmeği, umar ha umarrr, umarr2'' Dediğinde içim bir hoş olurdu.
Edip Akbayram'ı da severdim..Hâla da severim...Komiktir, ironiktir ama 6 Mayıs 1979 da devrimcilerden temiz bir sopa yiyip daha sonra göreve başladığım ilk gün öğrencilerim onun meşhur ettiği bir şarkıyı az bir değişiklik yaparak okumuşlardı bana:
''Başın öne eğilmesin,
Aldırma hocam aldırma.
Ağladığın görülmesin
Aldırma hocam aldırma, aldırma hocam aldırma, hocam aldırma''
Ama İlle de Ali Rıza Binboğa...Favorim oydu. Eeee ne de olsa meslektaş...Sanırım meslektaş dayanışması olsa gerek.
'' Özgürlük ve barış, tüm insanların, özlemi olacak yarınlarda''
Bir ülkücü olarak utanç vericiydi belki:)))))))))))))))) Ama öyle...Seviyordum ve seviyorum valla...Allah'ın bildiğini kuldan niye esirgeyeyim.
İnşallah her şey gönlünüzce olur.
Selam ve sevgilerimle.
NİKBİNLİK
Güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler
göre-
-ceğiz...
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz...
Açtık mıydı hele bir
son vitesi,
adedi devir.
Motorun sesi.
Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
ne harikûlâdedir
160 kilometre giderken öpüşmesi...
Hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları
yalnız pazarları..
Hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
Hani şimdi biz haykırırız
Cevap:
açılır kara kaplı kitap:
zindan..
Kayış kapar kolumuzu
kırılan kemik
kan.
Hani şimdi bizim soframıza
haftada bir et gelir.
Ve
çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir..
Hani şimdi biz..
İnanın:
güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler
göre-
-ceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz.....
NAZIM HİKMET.
Çok teşekkürler bu güzel yazıya. Yüreğine sağlık değerli dost..Ben de bu bestenin Nazım Hikmet şiiriye selamlıyorum sizleri. Sevgiyle, saygıyla...
Güzel günleri görmek, onlara ulaşmayı hayaletmekle ulaşmak her zaman olası değildir. İnsana akıl, hayal ile gerçeği ayırmak için verildi. Hayallere daldığınızda objektif aklınız devre dışıdır. Devre dışı olan hiç bir düşünce ve olgunun da yaşamda gerçekleşme şansı yoktur.
Gerçekleştirdiğimiz, başardıklarımızın tamamı, aklımızın işlevsel görevini yaptığı zamanlardır. Hayal diye birşey yoktur. Menfi ve müsbet düşünce vardır. Biz insanlar menfi düşüncelerimizi hayallerimiz olarak sınıflandırmışız, gerçek budur. Eski dilde buna, "NAFİLE DÜŞÜNCE" denir, eski olmasına rağmen günlük yaşamımızda da sık sık kullanırız bunu, insanı uyarmak adına.
Bu gün Türk toplumunun içinde yaşadığı son derce olumsuz, can sıkıcı, insanı umutsuzluğa iten, bazı insanlarımızı cesur olmaktan alıkoyan, bazılarımızı da çok derin düşündürüp acılar içinde bırakan olguların hiç birisi sanal değildir.
Koskocaman, onlarca yıl can ve kan pahasına mücadeleler verilerek elde edilen bir CUMHURİYET rejimi üçbuçuk puan değerinde bile olmayan hain ve mütegallibe düşünceli, saman kafalılar tarafından yıkılıp, yokedilmek isteniyor..... Ve de o hafife alıp, değersiz, zararlı bulduklarımız hızla yol alıyor, A,B, C,D.... diye sınıflandırdıkları sapık planlarını devreye sokup uyguluyorlar; bizler de bunu ancak seyretmek zorunda kalıyoruz. Onlar açıkça "Biz sizin CUMHURİŞYET rejiminizi kabuk etmiyoruz, mutlaka yıkıp onun yerine kendi rejimimizi kuracağız" diyorlar. Ve de; bunu yüzde 50 taraftar ve yandaş çoğunluklarına dayanarak yapacaklarını söylüyorlar.
PEKİ GERİYTE KALAN YÜZDE ELLİ ÇOĞUNLUK NE YAPIYOR?.... SANKİ BU ÜLKE ONLARIN DEĞİL, BU TOPRAKLARDA YAŞAYIP NEMALANMADI, OKUYUP YAZMADI, MEVKİ VE MAKAM SAHİBİ OLMADI, ÜSTÜNE ÜSTLÜK: İSTEDİĞİ AŞK VE SEVGİYİ BU TOPLUMDA YAŞAMADI.
Torunlarınızla, tüm aile bireylerinizle size sonsuz mutluluk ve esenlikler dilerim Nazik Gülünay hanım. Kemal Polat