yaşasın diktatorya...
"
Atatürk’e diktatördü diyenler, onun inşa ettiği Türkiye Cumhuriyetini yarattıkları diktatörlerine teslim ettiler. Haydi bakalım, kolay gelsin...
Ezelden beri ABD nin tecavüzcü kahraman askerleri, sonra PKK, şimdi de insan yüreği yiyicisi Müslüman Kardeşler... Türkiye, her türlü işgale hazır ve nazır; sanmayın ki, parçalanmayacak. LOZAN rafa kaldırıldı bile; sırada SEVR’in uygulaması var.
Sakın olaki SİLAHLI KUVVETLERE, HUKUKA, vs. güveniyoruz, onlar kurtarır ülkemi, demeyin; onların kurtarılmaya daha çok ihtiyaçları var.
Atatürk, "Ey Türk Gençliği," diyerek ülkenin selametini Türk Gençliğine emanet etmişti; ama, onlar da ‘a.. üstünde ceviz kırmak’ ile meşguller, hem de çok meşguller, elleşmeyin onlara...
Velhasılı, "elveda Türkiye cumhuriyeti, Yaşasın diktatorya!"
YORUMLAR
Sevgili Hocam
Seni yeniden ayakta ve dim dik görmek ne güzel.
Çok güzel konuları ,çok gerçekçi olarak yazmışsın yine.
Sizler gibi vatanseverler hep birlik olsun. Bu gericilik özlemlerini aydınlık fikirleri ile çürüt sün.
Ağzına gem vurulamaz milletim , gaflet uykusundan uyansın artık. Hakiki Türk olmanın ,Selçuklu Türk' ü olmanın mutluluğunu yaşayalım hep birlikte.
Motora da bittim Hocam. Allah nazardan saklasın , kazadan beladan korusun.
Saygılarımla.
Yazının başında bir dert var. "Kalabalıklaşalım ve masumlaşalım" !
İlahi "kemnur" ağabey...
Bu yüce millet hangi zaman kalabalıklaştığı zaman "masumiyet" hissine kapıldı.
Daima zalimleşti.
Kılıçtan geçirdi,yaktı,boğdu...
Dinlemedei derdi olan az tarafı,sormadı derdini.
Bu coğrafyanın insanı "Ya Umacak!" veya "Korkacak" ki iyi olsun.
ya menfaat beklentisi olacak. Ya da korkacak ki iyiliğe meyletsin.
Yoksa...
Yoksa Allah muhafaza !
Yalnız bir tarafı tutarken diğer taraf unutulmamalı.
Atatürk Cumhuriyeti "Diktatorya" idi.
İlkmektepte bile "Hazırol Rahat!" bir militarizmin gereği değil miydi?
Zaten "birey" olamamış bu memleket insanının bir arada ttulması,denetlenmesi,güdülmesi için gerekli sayılmıştı "diktatorya" .
Ortaokul talebelerinin şapkalarını,yoldan geçen araçlara selam mecburiyetini anımsar mısınız?
Ben iyi anımsıyorum.
Fakat bu ülke insanı dediğiniz gibi "şahsiyet" kazanmadan "kabiliyet" kazanıyor.
Dinimizin gereği,Kur'anda yüzlerce defa emredilen "DÜŞÜN" emrinin gereklerini kendisi adına düşünen mübarek efendilerine ve kendisini adam yerine koymayan yöneticilerine bırakıyor.
Fikir üretme yetisini yitirmiş vaziyette "Teslimiyet" in meyvelerini yemek için sadece "Ağzını" açabiliyor.
Parti tutuyor,menfaati okşandıkça vazgeçmiyor .
Değişiyor,gelişiyor.
Bir bakıyorsunuz Kandilde Büyük Başkan ile aynı karede gülümsüyor Gerillaya...
Bir bakıyorsunuz Türk bayrakları elinde başında Kuvva-i Milliye çakma kalpağı,burnunuza bayrak dayatıyor.
Bir mesele de gelen gidenin tarafına baskı uyguluyor.
Bir zamanlar "Başörtülüler sokağa çıkmasın,oralar da Kamusal Alan" diyenler vardı.
Şimdi iş değişti...
Kur'an kurslarını basıp Elif Cüz'leri ve tespihleri takkeleri silahvari düzenlemeyle sunanlar vardı.
Şimdi iş değişti !
Neden herkes saygılı olmuyor?
Olamıyor mu demeliydim?
Neden sevemiyoruz bizden olmayanı,bize benzemeyeni?
:))))))))))
Birgün biri "Bütün dünyanın inekleri birleşin" dese de çayırlara uzansak diye mi bekliyoruz.
Müdahale edelim.
Sevelim sevilelim.
Kimseye kin duymadan.
Kırmadan dökmeden sevemezmiyiz birbirmizi?
Bu kadar mı zor?
Selam ile.
erolabi tarafından 5/20/2013 10:19:55 AM zamanında düzenlenmiştir.
Mutlu oldugumuzu sandigimizda goremedigimiz dogrular.dogru oldugunu sandigimiz bir yigin yalanlar....Hani sahibi oldugumuzu dusundugumuz degerler... dun,bugun icin bir eylem yapmadik.bugun yarin icin birseyler yapilmadiginda,korkarim yarin dusunecek hic bir sey kalmayacak...
saygilar.