- 1497 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gecemden yalnızlık gözyaşı…
Seni görüyorum kendimde... Nemli ve boş bakan gözlerim sana bakıyor her yerde kalbim acıyor... Acıların en büyüğünü yaşıyor...
Git diyorum ama çok zor geliyor gitmeni istemezken git demek. Yalnız kalınca sensizlik daha bir koyuyor sessizlik ve sensiz çok acıtıyor beni belki seni de...
Hiç denedin mi bir gece vakti kalemi eline alıp yaşadığın duyguları yazmayı?
Gecenin karanlığı hüzünlerinin üzerine çöktüğünde ya da ne bileyim hüzünlerin gecenin üzerine baskın yaptığında aynı duyguları paylaşacağın kimse olmuyor ya, işte o zaman bir kalem ve bir kâğıt ne kadar da vefalı dost oluyor insana!
Kalem senin yerine gözyaşı dökecek kadar duygulanıyor!
Kağıt ise, bir tarla gibi dertlerinin tohumlarını yeşertmeye can atıyor!
Hangi dost bunca fedakarlığa katlanabilir ki?!
Hangi sevdalı yürek üzerinde dolaşan parmaklara bu kadar sabreder ki?!
Bu gece yine göz pınarlarımdan akan gözyaşlarım kalemimden gönül tarlama süzüyor…
Allah’ımdan bir mucize bekliyorum dön dememen ve dönebilmem için...
Bir sığınak arıyorum... Bir kucak arıyorum... Bir yürek arıyorum beni anlayacak.
Ama yok öyle bir yer yakınımda hepsi çok uzağımda senin yanında...
Yine çok güzel; yum demeden yummuştum gözlerimi. Oysaki usulca uzatıp ellerini yerinden söktüğün benim yüreğimdi. Okşarken sevdanın yeli acımadı hiç kanamadı yeri. Bunun için sana teşekkürler sevgili. Sendeyken yüreğim; sahibinden izinliydi. İç cebinde bunca zaman keyifle gezindi. Kabul et ki, ayak sürüyüp te dönmek için geri hiç tutturmadı.
Seni hiç üzmedi değil mi?
Demek ki.. O artık.. İtibarı iadeyi hak etti. Şimdilerde gördüğüm o ki, giymiyorsun nicedir eskittiğin ceketi.
Ya iç cebinde ki?
Ne olacak şimdi?
İyi ki varsın, iyi ki vardın demişsin!!
Eski dost demişsin!!
Peki öyle olsun, Bu söz, bir sevda yüreğini öldürmenin, başka şekli olsa gerek..
Tamam... Susuyorum sevgili. Kısaca diyelim ki emaneti aldığın gibi usulcacık koyman için geri yumdum yine gözlerimi. Umarım bu seferde acıtmadan kullanırsın ellerini..
Peki, ellerin neden ıslak?
Ah Ah sevgili yine kopardın o çiçeğin bir yaprağını bilmez misin kökü nerededir o çiçeğin.. kalbimin derinlerinde.. Hep böyle yaparsın acıtırsın, neyi neyi hatırlatmaktır maksadın, demez miyim sana, çık mazinin karanlıklarından günü yaşa, acıtma canımı, acımasın canımız...
Yoksa ağlattım mı seni… Sus ki açılır yüreğimde kapanmaz yaralar, konuştuğunda bin bir türkü yakarım ardından, sus ki hayatıma bir zorluk daha ekleme sesinin buğusuyla, sus ki bir çiçek daha yetiştirebileyim yokluğunda, sus ki bir ayrılığın daha kahramanı olmayayım ya da konuş ki bu hayat bir başladı bir yok olsun.
Bir karmaşa olsun, bir sadelik olsun, bir susuş olsun, kelimelerine beyaz ellerine dokunmak için...
O senin iç güzelliğini, teveccühünü, tebessümlerini de görsem bu yazıyı okuduktan sonra keşke/ bitirince okumayı anlamsızca boşluğa baka kalışını görsem yine bu gece / gölgeler büyüse ve pişmanlık inse perde, perde /inan ki ağlayacağım yokluğuna delice/ bir ben ki tek hece/ bir de sen sessiz ve ince/ sensizliğe kanarsa gece / ağlayacağım yokluğuna bu gece / siyah beyaz resimlerle / dağılmışsa bütün parçalarım yere / sensiz kalan çerçevede / ağlayacağım yokluğuna yine bu gece /evet kalemi bırakıyorum artık sessizce/ yazdığım bu sana son cümle, son hece…"
Sağlam kal biricik dost, iyi ki varsın, iyi ki vardın asıl sana...
çınarın göz pınarı
Ömer Sabri Kurşun
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.