- 840 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ALLENDE ALLENDE
’ Bizim en birinci,en hayati önem taşıyan ilkemiz,anti-emperyalizmdir’ diyen Şilili devlet adamı Allende,bu uğurda uğraş verdi, çalıştı ve can verdi.
1932 yılında Tıp Fakültesini bitiren Allende, bir yıl sonra Şili Sosyalist Partisinin kurucuları arasında bulunuyordu. Zorlu mücadelelerden sonra, 1937-1945 yılları arasında millet vekilliği yaptı. Bu arada Aguirre Cerda’nın kurduğu Halk Cephesi hükümetinde sağlık bakanlığı görevine atandı;ama 1940 yılında Alman-Sovyet antlaşması imzalanınca bakanlıktan istifa etti.
1943 yılında partisinin genel sekreterliğine getirilen Allende,1945 yılında senatörlüğe seçildi; bir süre sonra da Senato başkanı oldu.
Bu arada Şili’de sol partiler, Halk Hareket Cephesi adı altında bir ittifak kuracaklardı. Ve Allende Cephenin cumhurbaşkanı adayı seçildi yeniden ve başta Amerika Birleşik devletleri olmak üzere bütün dünya emperyalistlerinin şiddetli karşı-propagandasına rağmen, geçerli oyların yüzde otuz altısından fazlasını alarak başkan seçildi.
Salvador Allende, özellikle Birleşik Amerika’daki finans çevrelerinin Şili ekonomisini kökten yıkma girişimlerine, iç savaş çıkartma tehditlerine ve-örneğin 1972 Eylülünde denenen cinsinden-hükümetine karşı tertipledikleri komplolara rağmen, Halk Hareket Cephesi’nin önceden kabul etmiş olduğu ortak programı uygulamaya girişti ve emekçi yığınların çıkarı doğrultusunda bir dizi reformu art arda gerçekleştirmeye koyuldu..
4 Mayıs 1973 seçimlerinde Halk Cephesi kesin bir ilerleme gösterecek; böylece Allende’nin normal görev süresi 1976’da sona ermeden meclislerce düşürülmesi olasılığı sıfıra inecekti. İşte bu durum, uluslararası emperyalizmi ve onların Şili’deki temsilcilerini çılgına döndürmeye yetti.
Öte yandan Allende, 1973 yazı başında aşırı sağı olduğu kadar aşırı solu da karşısında bulacaktı. İki uçtan gelen şiddetli muhalefete karşı Hristiyan demokratlarla orduyu yansız tutabilmek için hükümette bir dizi değişiklik yapma yoluna gitti. Böylece zaten göğüslemek zorunda olduğu ekonomik bunalıma bir de siyasal bunalım eklenmiş oluyordu. Haziran 1973£de sıkıyönetim ilan etme zorunda kaldı. Ateşle oynamaktı bu...
Nitekim Eylül başında orduda da da kıpırdanmalar başlamıştı.Ama Allende ’halkın sağduyusuna’ güveniyordu, Şili’de, yarısından fazlası zaten kendisine oy vermemiş olan halkın yanı sıra bir de ordu bulunduğunu ; ve bu ordunun hemen hemen bütün kadrolarının Birleşik Devletler’de eğitim görmüş olduğunu unutmaktaydı.
Ve ordu general Pinochet’in kumandasında, olumlu karşılanmayacağından emin olduğu bir muhtıradan sonra cumhurbaşkanlığı sarayını kuşatarak topa tuttu. Bütün yakınlarını dışarı yolladıktan sonra tek başına çarpışmaya devam eden Allende çok geçmeden öldürülecekti.
Marksizmin demokratik yollardan pek ala iktidara gelebileceğini ispatlamış ve inancını hayatı pahasına savunmuş olan Salvador Allende, hiç şüphe yok ki, çağımızın yetiştirdiği en büyük kahramanlardan biridir.
Bu güzel insanı yine bir sosyalist şair olan Attila İlhan’ın dizeleriyle bir kez daha saygıyla selamlıyorum:
ölüm birden boşalmasıdır insanın kendisinden
gizli titreşimler uçar belki boşlukta sesinden
güneş vurunca parıldar görünmez ayak izleri ki
beyhude korularda eski bir yaz gezmesinden
solgun bir gülümseme hani ay büyürken görünür
aynalarda bırakılmış nice yüz birikintisinden
artık hiç olmasa da sonbahar penceresinde o
camların buğulanması her akşam nefesinden
kimsesiz bahçelerde besbelli yalnız dolaştığı
rüzgârsız akşam üstleri yaprakların ürpermesinden
duyulur ardında bıraktığı hayallerin gürültüsü
sinsi bir deprem gibi camları titretmesinden
masasına gelip gittiği açıkça anlaşılır
daktilosu çalışmasa da şeridinin eskimesinden
durduğu yerde patlaması mürekkep hokkalarının
ömrünce biriktirdiği sosyalist öfkesinden
ne kadar yok etse ölüm vuruşu göklerde yankılanan
kocaman bir yürek kalır şili’nin allende’sinden