zamanın yolculuğu
Göze almış her şeyi emin adımlarla gidiyor zaman.
Dur diyemiyorsunuz, diyecek gücünüz dahi yok.
Hayatın acımasız hallerinden birisi de bu sanırım.
Dur diyememek, engel koyamamak.
Aşkta, dostlukta, maddiyatta..
Her şeyde bu hastalık yok mudur?
Tüm bunların da başını zaman çeker.
Hızla akıp giderken bir şehrin penceresinden,
Durup sessizce izlemek kalır arkasındakilere.
Zamanın kıymetini geçince anlayıp;
’’Ah keşke, vah vah’’ demenin ne samimiyeti kalır?
İnsanlarda bu yok mu?
Ah’lamayı vah’lamayı çok seven yaratıklarız, doğamızda var.
Fakat geçmişte yaptığımız her şeye ah dersek sağlam bir geleceğimiz kalır mı?
Bugünler dünlerin yarınlarıydı.
Değişen ne vardı?
Hiç..
Çünkü insanoğlu olarak geçmişimize öylesine bağlıyız ki,
Şimdimizi, geleceğimizi bir çırpıda unutuveriyoruz.
Zamanın acımasızca gitmesine karşı yapabileceğimiz tek şeyin bugüne bağlı kalmak olduğunu düşünüyor ve öyle yaşıyorum.
Çünkü geçmişe bağlı kalan bir insanın ilerleyemeyeceğini biliyorum..
YORUMLAR
geçmişin esiri olduğun sürece geleceğin mimarisi olmazsın derim, ve insanoğlu,giyinmişliklerle duran ve karşısındakini kendi değerleriyle giydirmek isteyen insanoğlu..
insan oldukça eksik bir varlıktır bu yüzden,oysa insan taşıdığı emanetin farkında değil. her insan "Allah"ın yazmış olduğu bir kitapta olsa, biz hiç o kitabı okumadan kapağına göre değer biçeriz.
güzel ve güzelliği düşündüren bir yazı.
tebrik ederim.