- 1313 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
ETEĞİNDE KELEBEKLERİ ÖPÜŞTÜREN KADIN
Ah! Hayat…
Söyle!
Seni hangi renginle sevsem.
Hangi rengini giysem üzerime.
Elimdeki renkleri kombine edip farklı bir renk mi oluştursam kendime ya da.
Sen eteklerindeki O muhteşem gizemli renkleri saçarken kainatın başından aşağı.
Ben bu kısacık ömürde senin kaç rengini tanıyabilir ve tuvalime resmedebilirim dersin ey hayat!
Kimimiz renk renk coşkulu. Kimimiz koyu kasvetli renklere fırça sallıyor olsak da kim vazgeçmek ister yaşamdan yine de.
Koşullar çok zor hatta acımasız da olsa. Yaşam maratonunda tek kürek seyreden biri de olsak.. Amansız kışlara meydan okuyan. Karlı tepelerde çiçek açan. Eylül güneşi gibi yürek ısıtan bir Kardelen Çiçeği olmak değimlidir asıl olan yaşamda oysa.
***
Bahar mevsiminin sırtımı usul usul okşayan güneş ışınları ruhumu renkli hülyalara salarken. Zeynep ORAL’ın sayfalarını çevirmemi bekleyen elimdeki kitabına kendimi verebilmem biraz zor görünüyordu.
Gözlerim oldukça genç yaşta yitirdiğimiz eski apartman yöneticimizin yıllar önce bahçeye diktiği yabani akasya ağacına gitti. O an gördüm bembeyaz minik çiçekli dallarının balkon camına gelip dayandığını. Küçük Türkiye’ye benzettiğim apartman idaresinde en dürüst konuşan yöneticiydi. Yöneticiliği sırasında kendi ifadesiyle elde ettiği avantaları bir bir sayıp döküyordu kapı arkalarında kendisini çekiştiren kat maliklerine inat.
Memleketinde üç katlı evi. Kadıköy’de iki dairesi. Apartmanın altındaki dükkan ve Sapanca’da villa arsası. Ayrıca bankalarda yüklü birikimi olduğu herkesçe bilinen apartman sorumlusunun haftanın altı günü evlere temizliğe giden karısı iki eli karton kutularla dolu yorgun adımlarla indi apartman merdivenlerini. İki oğlu da gece gündüz çalışıyordu hayatın yalnızca maddi rengini hayatlarına resmedebilmek için.
Geçen hafta meme kanserinden yaşama veda eden henüz bir buçuk yıllık evli yirmi yaşlarındaki gencecik kadının karşı apartmandaki dairesinin balkonundan bir tek rengini bile esirgemişti güneş ona saygısından ötürü olsa gerek.
Bence Sayın Zeynep Oral O GÜZEL İNSANLAR adlı kitabında daha nice nice Güzel İnsanlara haksızlık etmiş yalnızca otuz kişiyi kitabına almakla.
Nasıl ki renkler ve zevkler tartışılmazsa. Bu isimler arasında “olmasa da olurdu” dediğim üç beş isim de benim zevkime uygun değildi doğrusu.
Ancak şu var ki Kitapta beni bir kez daha büyüleyen ve “Allah’ım şu Sosyalist ve Devrimci insanlar olmasa hayatın ne rengi ne anlamı ne de yaşanası bir yanı olurdu” dediğim Güzel İnsanlar resmi geçidi vardı.
Aşkları bile bir devrim niteliğinde!
Aliye Berger; Şakir Paşa’nın kızı, Sadrazam Cevat Paşa’nın yeğeni, Cevat Şakir Kabaağaç’ın kız kardeşi.
Zeynep Oral soruyor:
“Aliye Hanım, eteklerinizin içine kumaş kelebekler dikermişsiniz…”
“Evet doğru. Şimdi de yapmak isterdim ama nerede o eski güzel kumaşlar…”
“Ama etek içinde kimse göremez ki..”
“İlahi Zeynep Hanımcım, yürürken eteklerim sallandıkça kelebeklerin öpüştüğünü ben biliyorum ya, o bana yeter…Hem ben başkalarını öpeceğime, kelebekleri öpüştürmem daha doğru değil mi?”
“Hayatta her şeyi renkli görüyorum…Ve bu renklerin hepsini seviyorum.”
Ama en çok en çok Charles Berger’i sevdi Aliye Hanım.
Bu destansı aşkın kahramanı, Macar müzisyen, pedagog, keman öğretmenini çok uzun yıllar, çılgınca bir tutkuyla sevdi. Ölesiye sevdi. Sonsuza dek sevdi.
Nice fırtınalar, nice badireler atlattıktan, ya da atlatamadıktan sonra evlendiler.
“Aşk Yuvamız” dediği Büyükada yaşam hep toz pembe değildi ama Aliye Berger o dönemin şeker pembesi olduğuna karar verdi!
Kısa süre sonra yitirdiği kocasının ölüm acısı bir karasevdaya dönüştü. Bu acı, bu yokluk, bu boşluk, bu karasevda onu Türkiye’nin en ünlü gravür sanatçısı yaptı.
Melih Cevdet ANDAY;
“Aşık olmak, insanın yaşadığını gösteren tek şey. O kadar önemli ki…Bence bir tek anlaşma yolu var, o da kadınla erkek arasındaki aşk anlaşması. Orada söz beklide asıl değerini bulur. Söz olmaktan çıkar. Şiir gibi demek istiyorum. Ama şiir ile aşk arasında benzerlik bulmak değil niyetim. Ayrı şeyler bunlar. Şiirin emek işi olduğunu biliyorum. Oysa, insana verilmiş en büyük nimet emeksiz olan aşktır.
YORUMLAR
Eteğinde kelebekler öpüştüren kadın
Derim ki
Varsın gerçek, yalansız, riyasız, karşılıksız aşk
İnanılmaz sevda olsun adın
İyiki aşk için kadınsın
İyiki doyumsuz yaşamınla varsın
Yüreğinde iliklerinde güneşi emziren kadın
iyiki varsın
Çünkü sen Aslı, Şirin ,Leylasın
___________________________MUHTEŞEMDİ
Asil bilge cesur yüreğe engin selam ve saygı
______________* * * * * * * * * * _______________
TÜLİN ÖZTUNÇ
Ömrüne bereket
Başlığı kadar içeriği de ENFESTİ.
Renklerin dilini anlatmada Evliya Çelebi'yi beğenirdim bir de Yaşar Kemal'i.
Okuyanlarda iz bırakmaktan öte bağımlılık yapan anlatım gücü ve nevi şahsınıza münhasır betimlemelerinizle kaleme aldığınız yazıları okumanın ayrıcalık olduğuna inanıyorum. İyi ki varsınız efendim. Saygımla,
GÜNAYDIN GÖNLÜ GÜZEL KALEMİ GÜÇLÜ DOST,
HER ŞEYİYLE HARİKA BİR YAZI OKUDUM..BAZEN DE KENDİ MÜHRÜNÜZÜ VURDUĞUNUZ BETİMLEMELERE HAYAR KALARAK ÜSTELİK..SABAH OKUDUĞUM İLK YAZI DAHA ÜZERİNE OKUMAK İSTEMİYORUM..KAYMAKLI KADAYIF ÜZERİNE BİR ŞEY YENİRSE NE OLUR..?MİSALİ..SİZİ SAYGIYLA SELAMLIYOR HER ŞEY UMDUĞUNUZ GİBİ OLSUN DİLİYORUM..
TÜLİN ÖZTUNÇ
Bilesiniz!
Yazıya ilk düşen bu güzelim yorumunuz da bana çok iyi geldi.
Esenlikler Dilerim