- 817 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BUNLARLA BARIŞIKMISIN
BUNLARLA BARIŞIKMISIN
Son zamanlarda 35-40 bin insanımızın ölümüne, binlerce insanımızın terör belası yüzünden başka yerlere göç etmesine, binlerce gazi ve sakat vatandaşlarımızın oluşmasına, otuz yıldır ülkenin huzursuzluğuna sebep olanlar ile sözde barış lafları ile bir masa etrafında hükümet yenilgiye uğramış devlet ricali gibi yer alıyor.
Binlerce vatan evladımızın genç yaşlarda henüz hayatlarının baharında şehit olmasına, ailelerinin perişan olmasına, küçük çocukların öksüz kalmasına genç gelinlerimizin yavuklularının ümitsiz bırakılmasına sebep olan Ermeni kökenli terör örgütü ile sözde barış süreci başlatılıyor.
Şimdi sormazlar mı insana: arkasında binlerce yetim, dul gözü yaşlı anne baba kardeş bırakan, gazi ve sakat insanlar bırakan bu örgüte neyin verilip masaya oturulduğu bilinmezken cephede savaşı kaybetmiş devlet edası ile terör liderleri ile barış adına masaya otururken saydığımız bu mağdur insanlarla barışık mısınız?
Memlekette hukuk ve adalet mekanizmasına insanların güvenini yok ederek siyasallaştırdınız. Suçlu suçsuz size muhalefet edenleri ikbal ve makam hırsı ile bu memleketin generallerini, politikacılarını, milletvekillerini, gazetecilerini, bilim adamlarını bu yarattığınız parti hukuksuzluğu ile zulüm hanelere doldurdunuz. Pekiyi barış lafınının çok edildiği bu günlerde bu kesimle barışık mısınız?
Zulüm hanelerde suçsuz yere tutulan hasta olan ve hatta ahrete intikal eden bu insanların arkada kalan aileleri anaları babaları kardeşleri ve gözü yaşlı baba hasreti çeken çocuklarını hiç düşünüyor musunuz? Onların huzurlarını aile düzenlerini yok ettiniz. Hiç kendi kendinize vicdan muhasebesi yapıyor musunuz? Sormazlar mı insana bunlar ile barışık mısınız?
Gelelim gelecekte bu ülkenin kaderinde yer alacak okuyan gençlerimize. Hak isteyen parasız eğitim talep eden harçları yüksek bulan bunların düzeltilmesi için demokratik hakkını kullanan gençleri hapishanelere doldurdunuz. Onların geleceklerini karartınız. İstikballeri ile oynuyorsunuz. Eğitim sistemimizi bir ucubeler deneme tahtasına çevirdiniz. Adeta GDO. lu çorba gibi bir eğitim oluşturdunuz. Bu yüzden mağdur edilen gençlerimizden af dilenerek barışık mısınız?
Adeta petrol satış istasyonlarını vergi dairesine çevirdiniz. Devlet harcamalarını siyasi amaçlar uğruna açıklar veren hale soktunuz. İç ve dış borçlar hükmü zamanınız da üçe beşe katladınız. Yabancı para babalarına yüksek faizler vererek sıcak para cenneti haline getirip ülkeyi tozpembe görüntüsüne soktunuz. Ama içi çürümüş kof bir çınar ağacından farkı olmayan hale getirdiniz ülkemizi. İşte vergi dairesi gibi çalışan petrol satış istasyonları ile Türk köylüsünü ve halkını dünyanın en pahalı akaryakıt kullanan ülkesi yaptınız. Ama gemiciği olanlara her nedense ucuz yakıt peşkeşi çekiyorsunuz. Pahalı gübre ile çiftçiyi köylüyü gübre kullanamaz hale getirdiniz. Pekiyi bu şekilde mağdur ettiğinizTürk köylüsü ve halkı ile barışık mısınız?
Meclisi oluşturan vekillere ve emekli olmuş ve olacaklara istenildiği kadar zamlar yapılıyor. Dünyanın bence İtalya hariç dolar bazında en yüksek maaş alan millet vekiller ve emeklileri Türkiye de. Nerdeyse hepsinden iki bazıların dan üç kat ücret alıyorlar. Hal böyle iken açlık sınırının altında asgari ücretli inim inim inletiliyor. Anayasaya göre açlığa insanı mahkûm etmek suç olsa gerek. Ama bizde bu böylece uygulanıyor. Devlet memurlarının bazı kesimleri hem işçi hem memur emeklileri yoksulluk sınırının altında hatta açlık sınırını altında emekli maaşı alıyorlar. Memleketin rantını yiyen az sayıdaki kesim lüks safahat içinde yaşarken büyük çoğunluğu geçim derdinde sürünüyor. Sormazlar mı insana bu kesimle de barışık mısınız?
Devletin gelirlerini bilinçsiz parti çıkarlarına göre dizayn ederseniz tabi ki açıklar verip parasız kalırsınız. İflasın eşiğindeki tüccar gibi ana mallardan sermayeden yemeye başlarsınız. Son birkaç senedir bu süreci yaşıyoruz. Durmadan büyük şehirlerde devlet ve yandaşlar için rant kapıları yaratılıyor. Bir 2B arazileri icat ettiniz. Senelerdir basiretsiz yönetimlerin göz yummaları ile işgale uğramış üzerine binalar yapılmış tarlalar açılmış 25-40 senelerdir maliki olunan yerler bedelinin çok çok üzerinde sahiplerine satılıp rant sağlanmaya çalışılıyor. Ödeme gücü varmı yokmu mühim değil. Bu kesim huzursuz ve perişan. Emek verip sahibi oldukları yerlerini kaybetme korkusunu yaşıyorlar.
Bu konu hakkında kısa bir aniktot anlatayım. Güzel bir şehrimizin hatırı sayılır bir kazasında parasız kalan ailenin oğlu babadan para koparmak için anasına güzel bir makyaj yaptırır giyindirip kuşandırıp daha önce anasından ayrılan babasına sanki başka bir kadınmış gibi satarmış yani evlendirirmiş. İşte hükümetin bu 2B işleri de buna benziyor. Pekiyi bu mağdur olan kesimle hükümetiniz barışık mı?
Yanlış özelleştirme politikalarınız ile işte çıkarılan, devlet kadrolarına hak etmeyen işinin ehli olmayan yandaş kesimlerin doldurulması, bizden değil düşüncesi ile işsiz bırakılan hakları ellerinden alınan, işlerinden edilen, geçim sıkıntısına düşürülen işsizler ordusu yaratılan bu insanlarımız ile de barışık mısınız?
Sn günlerde bilinçli olarak Türkiye Cumhuriyetinin değerleri ile oynama alışkanlığı yaşanıyor. Cumhuriyetin resmi kurum levhaların dan kısaltılarak kullanılan rumuzu TC. ler kaldırılmaya çalışılıyor. Atatürk ve Türk bayrağına karşı bir saygısızlık propaganda ve uygulamaları yürütülüyor. Bu uygulamaların halk arasında haliyle bakanlıklarca bilinçli olarak yapıldığı zannı hâkim. İşin uygulama şekli de bunu doğrular nitelikte. Bu bulaşıcı bir uygulama mıdır ki hepsi sessiz ve birbirini takip ediyor.
Türk milletinin üzerinde titrediği bu gibi kutsallarımızla oynanması halk arasında büyük bir öfke yaratmaktadır. Türkiye üzerinde oynan oyunlar hakkında halkımız şüphe içindedir. Bu kadar terör örgütü ile içli dışlı olan siyasi iktidar devletin ve milletin değerleri ile neden oynar. Büyük bir öfke içindeki Türk halkı ile acaba barışık mısınız?
Vatanımızda huzur ve güven refah ve saadet içinde yaşam isteniyorsa önce kendi halkınızla barışın. Etrafımızı çevreleyen daha düne kadar dost olduğumuz komşu devletlerle barışın. Emperyalizmin çıkarlarına hizmetten vazgeçip devlet olma bağımsız hareket etme erdemini gösterin. PKK denen terör örgütüne destek olan emperyalist ülkelerin bazıları ile mücadele edin. Unların vatanımızı bölme arzularını kursaklarında bırakın.
Türk milletinin kutsal değerleri ile oynamaktan vazgeçin. İnsanlarımızın hangi dinden hangi inançtan ve hangi mezhepten oldukları ile uğraşmayın herkese eşit mesafede durun. Laik devlet olma hasleti bunu gerektirir. Din konusunu siyasi çıkarlarınız için malzeme yapmaktan vazgeçin. İnsanları bizden sizden diye ayrıştırmaktan vazgeçin. Halka hizmeti hakka hizmet olarak uygulayın.
Başkanlık gibi diktatörlük hevesinden, parti anayasası gibi devletin isminin çıkarılacağı ucube bir anayasa değil halkın anayasası olacak bir kanun yapmaya çalışın. Kendi şahsi ve parti egolarınızı gerçekleştirmeye değil halkınızın mutluluğunu gerçekleştirmek için mesainizi harcayın. Kan emici terör ile değil çapulcu dediğiniz gerçek halkınızla masaya oturunuz.
Önce Türk milletini ikna edin. Bu devletin insanları sadece partinize oy verenler değil bu bilince ivedilikle varınız. Ona buna bağırıp çağırmakla tehdit vari çıkışlarla ülkeye kardeşliği ve barışı getiremezsiniz. Halk arasına kin ve nefret duyguları sokarsınız. Siyasi parti liderlerine gidiniz onları bilgilendiriniz ve görüşlerine itibar ediniz. Akıl akıldan üstündür deyişinin gerçekliğini yaşayarak görünüz ki doğruya ulaşın. İnsanları birbirine düşman edersiniz. Bakınız barış nasılda kendiliğinden tesis ediliyor göreceksiniz.
Durmuş Karabağlı
2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.