- 879 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AKİL İNSANLAR VE BARIŞ
Günlerdir tartışılan barış sürecine değinmek istiyorum. Bunu bir insani görev olarak görüyorum. Çünkü biz insanlar sadece konuştuklarımızdan dolayı değil, konuşmadıklarımızdan da sorumlu olduğumuzu bilmeliyiz. Evvela barış nedir? Neden önemlidir? Akil insanların vizyonu ve yüklendiği sorumluluk neden önemlidir ? Barış olmazsa ülkemizin akibeti ne olur ? Bunu izah etmek lazım.
Barış; Savaşsızlık, birbiriyle iyi geçinme durumu gibi manalara geldiği gibi: Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh, uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam, dargınlık ve küskünlüklerin bitmesi anlamlarına da gelir. Bu tanımlara baktığımızda ülkemizin barışa ne kadar muhtaç olduğunu daha iyi anlıyoruz. 30 yıldan beridir devam eden bir savaş, kargaşa, acı ve göz yaşının olduğu bir ülke için barış, Allah’ın ülke insanlarına en büyük bir lütfü sayılmalıdır. Ve Rabbimiz daima barışı istemektedir: “Barışta büyük hayır ve bereket vardır” Nisa /128
Barış, batıda yaşayan her anne babanın evladının askerden ölmeden döneceğinin bir umudu bir sevincidir. Ülke ekonomisinin kalkınması ve kendisine daha fazla bir payın düşmesinin habercisidir. Huzur ve güvenin olduğu, ülkenin her tarafına güvenle, çekinmeden, korkmadan amir olan, memur olan evladını gönderebilmenin mutluluğudur.
Barış, doğu da yaşayan insanlar için ise acı ve gözyaşının dinmesi, güven ortamının oluşması neticesinde korkmadan dükkanını açabilmenin, evine ekmek götürebilmenin, rahatça cadde ve sokaklarda dolaşabilmenin, her an patlayacak bir bombanın olmayışının sevincini yaşaması demektir. Mayının olmadığı, asker ve polisin başlarında dikilmediği, örgütten günlük korku dolu talimatlar almadığı ve çocuğunun her an kandırılıp dağa çıkarılmadığının mutluluğunu yaşayacaklar.
Akil insanlar; akıllı olan, iyi düşünen her şeyin farkında ve idrakinde olan insanlar demektir. Benim ve genel olarak kullandığımız akil insan misyonu ise şu manalarda kullanılabilir: Barışın sağlanmasında aracı olan, hayra çalışan ve çağıran, insanların artık ölmemesi için çırpınan, akan kanın ve dökülen göz yaşının durmasına katkıda bulunan insanlardır. Bu zor ve kutsal görevi yerine getiren insanlar hakkında Yüce Allah Kur’an da yer vermiş ve övmüştür:“İçinizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır. Ali İmran/ ayet 104
Bu sebeplerden dolayı hepimizin birer barış elçisi olması gerekmektedir. Herkes üzerine düşen bu kutsal görevi yerine getirmelidir. İçimizden seçilen bu güzel insanlara sahip çıkmalı, onlara destek olmalıyız. Hayır dualarımızı eksik etmemeliyiz.
Peki barışı sağlayamazsak ne olur? İşte bir 30 yıl belki daha fazla sürecek olan kan ve göz yaşı devam edecek, gençlerimizin bir kısmı dağda, bir kısmı askerde, bir kısmı ovada, bir kısmı mayında, bir kısmı terörist zannedilerek, bir kısmı otobüslere atılan Molotoflarla ölmeye devam edecek. Kimisi subay ve astsubay, kimisi pilot , kimisi polis, kimisi korucu, kimisi er ve erbaş… Sırasıyla hepimizin ocağına ateşler düşmeye devam edecek…
Peki neden devam etsin bu kardeş kavgası ? Yarın ki çocuklarımız kalkıp da deseler ki hiç mi içinizde bir aklı başında insan yoktu. Hiç mi aklınıza barış gelmedi. Hiç mi Kur’anı okumadınız. Hiç mi kardeşlik hukukunuz yoktu. Hiç mi beraber aynı kıbleye yönelip namaz kılmadınız. Hiç mi aynı peygamberi sevmediniz. Hiç mi kız akıp vermediniz. Hiç mi kirve olmadınız. Hiç mi atalarınız savaşlarda omuz omuza vermedi ve kucak kucağa can vermedi… ey akılsız ve Allah’tan korkmaz büyüklerimiz demezler mi bizlere…
Yarın nasıl çıkacağız Allahın huzuruna. Bu ölen her bir gencin vebalini nasıl taşırız yüreğimizde.
Barışa bu kadar yaklaşmışken gelin el ele verip bu kardeş kavgasını durduralım. Kaybedecek hiç bir şeyi olmayan insanlara kulak vermeyelim. Hiç bir siyasi görüşe aldanmayalım. Kendi barışımızı kendimiz sağlayalım. Bizi kışkırtan bizi bir birimize düşman eden kişilere derslerini verelim. Bu gün doğulu kardeşlerim bu barışı can u dilden istemektedir. Batıda yaşayan kardeşlerimiz de bunu mutlaka istemelidir. Kışkırtmalara ve radikal söylemlere asla kulak vermemelidir. Zerre kadar barışa katkısı olan herkesten rabbimiz razı olsun…
GÜN BARIŞ GÜNÜDÜR, GÜN KARDEŞLİĞİN GÜNÜDÜR…
Erdinç TİP
Yazar - Şair
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.