- 2040 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
TENCERE DİBİN KARA, SENİNKİ BENDEN KARA
Kürt sorunu...Hayır Kürt sorunu değil terör sorunu…Demokratik açılım, Oslo görüşmeleri, İmralı Süreci, Barış süreci, Akil İnsanlar…Hainler…Yurtseverler vesaire vesaire diye diye öyle bir noktaya geldik ki artık sap nerede saman hangisi ayırt edebilene aşk olsun.
Dün bir televizyon programında Güney Doğu Anadolu Bölgesi Akil İnsanlar Grubu Başkanı ile yine o bölgeden insanları ve kanaat önderleri vardı. Dikkatimi çeken en önemli husus Akil Başı haricindekilerin Abdullah Öcalan İsminin hemen başına bir ‘’ Sayın ‘’ ilave etmeleri oldu…Konuşmasına ‘’Ben bir kürdüm,alevi-kızılbaşım, sosyalistim ve anneyim’’ Diye başlayan da ‘’ Bismillahirrahmanirrahim’’ Diye başlayan da apo’dan ‘’sayın ‘’ diye bahsediyordu.
O televizyon programında anlatılanlara bakınca pekekenin (!) ve onun başı sayın(!) öcalan’ın ‘’Ayrı devlet, bağımsız bir Kürdistan ‘’ talebi filan yoktu. Yani?...Yani ‘’ Vur gerilla vur, Kürdistan’ı kur.’’ pekeke spor’un yeşil-kırmızı-sarılı futbol takımlarını motive etmek için söyledikleri bir slogandı o kadar.(!)
O halde?...O halde Öcalan artık hidayete ermişti(!) Bunu yiyen yedi, yemeyen yemedi tabii ki...Neyse…
Doğru şeyler de konuşuldu…Mesela bir konuşmacı. ‘’ Başlangıçta pekeke bölgede hiç de güçlü bir örgüt değildi. Yalnız şu oldu: pekeke örgütü bir köye geliyordu...Sadece erkekleri bir camide toplayıp örgüt propagandası yapıyor sonra da yiyecek-içecek ve para isteyip bunu temin ettikten sonra çekip gidiyordu…İlk zamanlar belki bir tane genç onların propagandaları neticesinde örgüte katılıyordu…Ama örgüt gittikten sonra asker geliyordu köye. Tüm halkı çoluk çocuk, genç-yaşlı, kadın-erkek demeden meydanda topluyordu…Asker gittikten sonra artık tüm köylü potansiyel bir pekeke mensubu oluyordu.’’ ( Bu sözler ayı zamanda İlker Başbuğ’un ‘’ Biz en az altı kez bitirmişiz pkk yı ama dağa çıkmayı önleyemedi bu güne kadar gelip geçen hükümetler.’’ Sözlerinin de bir cevabı mahiyetindeydi.)
Bahsettiğim kişinin bu tespit maalesef doğru bir tespitti. Neden mi? Anlatayım.
1987 yılında Batman’da görev yaptığım yıllarda yaşadığım iki olayı anlatayım:
Bir arkadaşla birlikte arkadaşın Bilecikteki ailesiyle telefon görüşmesi yapması için postaneye gitmiştik. Telefonun bağlanmasını bekliyorduk ki içeriye bir yüzbaşı, bir teğmen ve bir manga er girdi. Hepsi zil zurna sarhoştu. Tabii ki sıra mıra beklemeden hemen en öne geçti bunlar…Yüzbaşı eşiyle konuşacaktı ama bir türlü bağlantı sağlanamıyordu. Biz postaneden çıkmak istedik. Kapıya yönelmiştik ki teğmen belindeki tabancanın üzerine elini koyarak ‘’ Komutanım konuşmasını yapıncaya kadar dışarı çıkacak olanın anasını si…rim’’ diyerek bizi dışarı salmadı. Bizler boynu kravatlı devlet memurlarıydık…Yani Türk olduğumuz her halimizden belliydi…O anda düşündüm: ‘’ Komutanı telefonla konuşamadığı için biz Türklerin bile anasını si..en bu asker acaba ‘’ Vatan haini ‘’ Olduğunu düşündüğü Kürde nasıl davranıyordu?’’
Bir başka olay:
Bir yaz bütünleme sınavıydı…Sınıflardan birinde sınav gözcülüğü yapıyordum. Bir asker gelerek ‘’ Komutanım filanca öğrenciyi istiyor.’’ dedi. Ben de ‘’ Simdi sınavda..Sınavı bitsin alırsınız:’’ dedim. Asker gitti...Gitmesiyle geri dönmesi bir oldu ve ‘’ Hocam, komutanım öğrenciyi hemen istiyor ve benim kafamı bozmasın onu da alırım diyor.’’ Dedi. Sıkıysa ‘’ Hayır ‘’ de. Öğrencim kalktı…Koltuk değnekleriyle yürüyen sakat bir öğrenciydi…Askerle gitti…Onu bir daha üç-dört ay sonra gördüm.
Bütün bunları niçin mi anlattım?
Bazıları ben bir şeyler yazınca ‘’ İstanbul’da oturup da Doğu ve Güneydoğu’nun sorunlarını yazmak, yani hariçten gazel atmak kolay…Buraları gördün mü?’’ diyorlar da ondan..Gördüm gördüm kimse merak etmesin. Ayrıca ben Karslıyım yani doğuluyum. Az buçuk bilirim memleketimi.
Doğunun ve Güneydoğunun sorunu, daha doğrusu tüm Türkiye’nin en önemli sorunu hakkında bu güne kadar bir hayli yanlışlıklar yapılmıştır ve yapılmaya devam edilmektedir.
Yaşadığımız bu süreçte de bir terör örgütünün ‘’Şunları şunları yapmazsanız elli bin gerillayla Türkiye’nin anasını ağlatırız’’ tehditlerine boyun eğilmiştir. Sorunun bir tarafı olan Türklerin hassasiyetleri nazar-ı dikkate alınmamıştır. Tüm sürecin yükü yedi bölgeye ayrılan altmış üç kişinin sırtına bindirilmiştir vesaire…Ama çok daha önemli bir yanlış vardır: Vatanseverlik ve vatan hainliği kavramları birbirine girmiştir.
Mesela ben ‘’Kürt milleti, kendi kaderini tayin hakkına kayıtsız şartsız sahiptir. Eğer isterse ayrı bir devlet kurabilir’’ Desem bana kesinlikle vatan haini dersiniz değil mi? Peki bu sözü Başbakan ve hükümet söylese? Yine vatan haini deriz kesinlikle değil mi? Ama bir başkası ( Kim olduğunu sonra söyleyeceğim…Kaynaklarıyla beraber ) söylediğinde o kişi ‘’ Yurtsever’’ oluyor…İşte anlamadığım nokta bu.
O kişinin çeşitli konuşmalarından özetler:
“Türkiye, Kıbrıs’ın en önemli bir kesimini fiilen ilhak etmiştir ve geri kalan bölgede ise zayıf bir Rum devleti kurulmasına taraftardır. Türkiye, Kıbrıs’ın öyle bir şekilde taksim edilmesini istemektedir ki, yarısı Türkiye’nin olsun, diğer yarısı ise Yunanistan’ın olmasın! Bugün Türkiye’nin savunduğu sözde federatif Kıbrıs devleti tezi, tamamen bu amaca hizmet etmektedir. Federasyon adı altında iki devlet kurulacak, bugün Türkiye’nin işgali altındaki bölge gerçekte Türkiye’nin altmış sekizinci vilayeti olarak kalacaktır. Geri kalan kesimde kurulan Kıbrıs Rum devleti ise, Türkiye tarafından her an ortadan kaldırılabilecektir. Türkiye Kıbrıs’ı Yunanistan’la değil güçsüz bir Rum devletiyle paylaşmak istemektedir”
“Rauf Denktaş gibi emperyalist işbirlikçi faşistlerin baskısı altındaki Kıbrıs’ın Türk emekçileri üzerindeki sömürüsü de devam etmektedir… Rauf Denktaş ve çevresinin istifçiliği ve vurgunculuğu herkes tarafından görülmektedir…. Denktaş faşistlerin menfaatini temsil etmektedir” [1]
“Kürt halkı üzerinde sömürü ve baskının sebebini gizleyebilmek için, Kürt milletinin varlığını inkâr ediyorlar. Ayrı bir millet olmaları sebebiyle, Kürtler üzerindeki sömürü ve zulüm katmerlidir… Kürt milletinin varlığını inkâr edenler, Kürtçenin Arapça, Farsça ve Türkçe’nin karışımından meydana geldiğini iddia ediyorlar. Kürtçe gericilerin iddia ettiğinin aksine, bağımsız bir dildir”[2]
“Kürt milleti kendi kaderini tayin hakkına sahiptir… Kürt milletinin kendi kaderi tayin hakkı ne demektir? Kürt milleti, Türk milletiyle aynı devlet içersinde yaşamaya karşı çıkabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nden ayrılarak kendi bağımsız milli devletini kurabilir. Devlet kurmak yalnız Türk milletinin tekelinde ve imtiyazında olamaz. Devlet kurmak, Türk milletinin olduğu kadar, Kürt milletinin de hakkıdır” “Kürt milletinin kendi kaderini tayin hakkı, hiçbir zaman bir federasyona katılma ya da bir özerklik derecesine indirgenemez” [3]
“Cumhuriyet Türkiye’sinde milli baskı ve eşitsizlik ortadan kalkmadı… Kemalist burjuvazi, emperyalizm ile adam adım uzlaştıkça ve toprak ağalarıyla birleştikçe, Kürt halkı üzerinde baskı ve sömürüsünü arttırdı. Kürt milletinin varlığını ve milli haklarını inkâr etti. Dilini ve kültürünü baskı altına aldı. Irkçı-şoven fikirleri yaydı. Türk ve Kürt halkları arasında düşmanlıkları körükledi. Kürtlerin yaşadığı bölgelerde jandarma baskısını arttırdı… Milli zulmün yeniden canlanması, Kürt milletinin mücadelesine yol açtı. Türk burjuvazisi, Kürt kitlelerindeki bu haklı istekleri ve ilerici fikirleri şiddetle yok etmek istedi.” [4]
Sosyalist Parti’nin Kürt Sorununun Çözümü:
1- Kürt milleti, kendi kaderini tayin hakkına kayıtsız şartsız sahiptir. Eğer isterse ayrı bir devlet kurabilir.
Emekçilerin çıkarı, tam hak eşitliği ve özgürlük temelinde, gönüllü birliği gerçekleştirmededir. Ayrılma hakkı gönüllü birliğin her zaman vaz geçilmez koşuludur.
2- Birlikte veya ayrı yaşamak milletlerin özgür iradelerine bağlıdır. Bu özgür iradenin ortaya konabilmesi için, Kürt illerinde referandum yapılmalıdır. Referandumda ayrılmayı savunanlar da özgürce propaganda yapabilmelidir.
3- Bugünkü tarihsel koşullarda, iki milletin emekçilerinin yararına olan çözüm, iki federe devletin eşit olarak katıldığı, demokratik federal bir cumhuriyettir.
4- Federal Halk Meclisi iki meclisten oluşur; Temsilciler Meclisi ve Milletler Meclisi. Yasalar her iki mecliste çoğunluk kararıyla kabul edilir. Meclislerden birinin reddettiği yasa yürürlüğe girmez.
5- Her federe devlette azınlıkların çoğunlukta olduğu ilçe ve illerde halk isterse bölgesel özerklik uygulanır.
6- Federal Anayasa, iki milletin ortak anayasasıdır. Her iki milletin ayrı ayrı çoğunluğu tarafından referandumla kabul edilerek yürürlüğe girer.
7- Federal Cumhuriyet’in bayrağı ve marşı, Türklerin ve Kürtlerin ortak bayrakları ve marşlarıdır. Ayrıca her federe devletin kendi bayrağı ve marşı vardır. Federasyonun ismi tek bir millete dayandırılmazı.
8- Yurt savunması, savaş ve barış sorunları, uluslararası ilişkilerde temsil, anlaşmaları yapmak, federal organların yetkisindedir.
9- Her federe devlet, yabancı devletlerle ticari ve kültürel alanlarda doğrudan ilişkiler kurabilir, konsolosluklar açabilir.
10- Her yönetim kademesinde iktidar, bütünüyle halk meclislerinde ve bu meclislere karşı sorumludur. Bu yönetim sistemi dışında, merkezi idarenin atadığı valilikler, kaymakamlıklar, emniyet ve jandarma örgütü kaldırılır. Yerel güvenlik örgütleri, yerel meclislere sorumlu olan yerel yönetimlerin emrindedir.
11- Ulusal ve toplumsal gelişme yanında kardeşliğin de önünde engel oluşturan toprak ağalığı, aşiret reisliği ve her türlü ortaçağ ilişkisi ortadan kaldırılır.
12- Her milletin, milli ve dini azınlıkların, dillerini ve kültürlerini geliştirme, siyasal çalışma ve örgütlenme hakları ve özgürlükleri güvence altındadır.
13- Resmi dil Türkçe ve Kürtçedir. Her federe cumhuriyette kendi dili esastır. Federal organların kararları iki dilde yazılır. İlkokuldan üniversiteye kadar ve bütün kültür kurumlarında, her iki dilden eğitim, araştırma, basın, yayın, radyo, televizyon vb. iletişim olanakları gerçekleştirilir.
14- Kürt milletinin demokratik kültürü, bugüne kadar uygulanan baskılara son verilmesi sayesinde özgürce serpilme olanaklarına kavuşur.
15- Bütün iktidar organları, toplum hayatında ve milletler arasında sorunları zor kullanarak çözen ve şiddeti kutsayan eski kültürün bütün temelleriyle tasfiyesi ve halk içinde barışçı, insana saygılı ve şiddeti hor gören enternasyonalist bir emekçi kültürünün yayılması için çalışır.[5]
Dikkat! Pkk bile bu gün bu kadarını istemiyor.
Bu da ettiğinin üzerine diktiği tüy:
Pkk tarafından serbest bırakılan 8 asker için: "Keşke serbest bırakılmasalardı. Ailelerine tabutları gelseydi daha çok sevinirdim" [Silivri’den inciler ]
‘’Çözüm süreci, Barış, Akil adamlar’’ diyenlere söylenecek sözümüz var ise bu söz ve yazıların sahibine de olmalı..<.Birine hain derken öteki nasıl yurtsever olabilir? Neticede ‘’ Tencere dibin kara, seninki benden kara…’’ --------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Haa..Unuttum…Kim bu Yurtsever(!) Anlamışsınızdır mutlaka ama ben yine de yazayım: Doğu Perinçek…Hani şu ‘’ Atatürk bir puttu…Yük oldu. ‘’ Diyen Yurtsever(!) Atatürkçü(!)
Not: Başkaları da var...Mesela Yalçın Küçük gibi…Daha niceleri var böyle yurtseverlerin(!), ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
[1] (DP, Kıbrıs Meselesi, Aydınlık yay. Sf 67)
[2] (TİİKP Savunma sf 388-399)
[3] (TİİKP Savunma sf 428)
[4] (TİİKP Savunma sf 415)
[5] 2000’e Doğru dergisinin 15 Eylül 1991 tarihli ve 29. sayısının kapak haberi,
YORUMLAR
Önceden yapılan planlar üzerine kurulu bir süreç başladı ve sonu çok kötü bitecek bir senaryo ile karşı karşıyayız hoccam.
sen kalk Türke ırkçı de ardından kürt milleti diye meydanlarda bağır
Bende Türk açılımı istiyorum hadi göreyim seni!
Tarihi her fırsatta araştıran biri olarak Türk milletinin ezelinden beri elde yalın kılıç yaşadığını gördüm.
Ne zaman ki kılıcı elden bıraktık başımıza üşüştü çakallar
Galiba bizim kaderimiz bu!
saygılarımla
sami biberoğulları
Sanırım aynı yaşlardayız..Hatırlarsınız sanırım 1974ü...Kıbrısta darbe yapan Nilos Samson da ilk gün sırtında Türk Bayrağı ile dolaşmıştı Lefkoşa sokaklarında...Hemen ertesi gün de Türk katliamına başladı...
Benim nazarımda Türk Bayrağı Sütçü İmamların, Şahin Beylerin, Kara Yılanların, Nene Hatunların ellerindeyse bir mana ifade eder...Nikos Samsondan farkı olmayanların değil...Bunu dile getirmek istemiştim.
Selam ve saygılarımla.
hocam uzunca yazınıza kısaca cevap yazayım kendimce bu pkk silahla öbür taraftan cemmat de din ile resmen devrim yapmışlardır türkiye cumhuriyetinde türk bayrağını alıp birilerinin karşısına çıkanlara çapulcu bile denile bilmektedir artık durum vahim kutlarım değerli kaleminiz saygılarımla selamlar
sami biberoğulları
Yazının en başında da belirttim..Bu meselede sap ile saman o kadar çok birbirine karıştı ki kim vatan haini, kim vatansever belli değil.
Türk Bayrağı ile bir toplantıyı basmak acaba ne kadar Türk olduğunu göstermek için yeterli midir..Ya da isminin başına TC koymak?
Kaç yaşlarındasın bilemiyorum ama ben 1974 ü çok iyi hatırlıyorum...O tarihte Kıbrısta darbe yapan Nikos Samson adlı E.O.K.A köpeği ilk gün sırtında Türk Bayrağı ile tur attı Lefkoşa sokaklarında..Ertesi gün de Türk katliamına başladı.
Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir.
Selam ve sevgilerimle.
bekir odaci
Valla ben bu kürt açılımı, pkk, apo, akil insanlardan sıkıldım. Sonuç belli bunlar sadece ''Bakın bizde haklıyız'' deme çabaları ve kabul ettirme yıldırma politikaları. Sonuç belli verecekler ülkenin bir kısmını zamanlada hepsini versinlerde Türk halkı bu aldatma çabalarından kurtulsun, kürt halkıda Türk'ün yaptığı zulümden kurtulsun (!)
güzel bir yazıydı
sevgiler
sami biberoğulları
Sonuç olarak '' Ver kurtul'' diyorsun yani.
Selam ve sevgilerimle.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ben sadece şehit mahmetçiklerine ve hayatı boyunca eksik olacak ve ağlayacak şehit analarına üzülüyorum
Bende azınlık olmak istiyorum aslında. Bende Selanik muaciriyim ve Karacaova Pomağı acaba bizede açılım yaparlarmı (!) ve toprak verirler mi ama ben istemem. Ben Türk'üm ve Türkiye'nin bütünü benim memleketim
Neler oluyor bu hayatta şarkısı gibi,yurdumuzda bir şeyler oluyor o olan bir şeyler de dış devletler desdekliyorlarsa o zaman oturup bir düşünmeli üzerinde yaşayanlar.
Neden amarikada milyonlarca ingiliz,fransız,alman düne kadar adam yerine konmayan zenciler yerlisi kızıldereliler(onlarına katlettiler)diğer milletlerden insan varken hiç birinin ayrı bayrağı ayrı devlet isteği yok sıkıysa istesinler bakalım.Neden bizi kaşıyorlar ..
o köyden şu kadar oy çıktı o köyün köpeğine tavuğuna kadar yok edin diyen bir liderin insan sevgisinden bahsetmet mümkün değil geçmişte olanlar unutmadı insanlar.Çok şeyler var yazacak .
Tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Güneş balçıkla sıvanmaz derler...Vatan büyük bir tehlike ile karşı karşıyayken bile hâlâ bazılarının derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek.
Selam ve sevgilerimle.
iki yüzlülügün yöntem olarak kullanilmasi simdilerde meyve veriyor kullanicilarina ve millet iki yüzlü olani reddetmekle ilk adimi atmaya baslamaz ise; kilavuzu karga olanin hali bilinmekte!
bizden görünüp emperyalistlere hizmet eden takiyyeciler, farkli maskelerle ayni hedefe yürüyorlar; bu sürec gecmisten itibaren Türk Milletinin aleyhine gelismekte..!
aydinlatan yaziyi,kalemi ve yazari kutlarim
sami biberoğulları
Bazıları bu millete '' Balık hafızalı'' diye diye söylediklerine kendileri de inanmış olmalılar ki milleti gerçekten balık hafızalı sanıyorlar..Geçmişi unuttu sanıyorlar...Yeni yetişmekte olan gençlere yutturursunuz bir şeyleri ama biz herkesin cemaziyel evvelini biliyoruz çok şükür... Türk'üm dediğimzde bize '' Irkçı-faşist'' diyenler şimdi senden benden daha Türkçü oldu...Atatürk için '' Gardrop Devrimcisi '' diyenler hep Atatürkçü kesildi başımıza. Biz bu filmi çok seyrettiğimiz için artık seyretmiyoruz.
Selam ve sevgilerimle.
dostum yaz işte kim varsa...
tek tek yaz söyle değil mi ya
bal gibi görüyoruz da nedendir bilinmez dilimizi yuttuk....
apoymuş puah derim ona geleneçeeeeee
mesele üzüm mü dayak mı aslında bunu da demek gerekiyor...
allah cahilnen komşuyu cennete verdiyse kaçarım o cennetten ben...
ki her taraf cahil cühela dolu....
yazınız demek istediklerimle dolu dostum tebrik ederim
hoşcakalınız....
sami biberoğulları
Tam da kitabın orta yerinden konuşmuşsun...''Mesele üzüm mü yoksa dayak mı?''
Selam ve sevgilerimle.