Ahlak ve Erdemlilik

• 17 Nisan 2013 Çarşamba 13:25:24

___İnsanın genetiğinden kaynaklanan İnsan-i davranış biçimine, daha sonra yaşadığı toplum veya çevresinden elde ettiği KÜLTÜREL BİRİKİM’i de ekliyerek... hatta diğer bir adı tutum ve davranişın en son eylem biçmidir ahlak ve erdemlilik.
___Özde doğruları yanlışlardan ayırma kavramını oluşturan insan-i davranış şekilini....yani inaçların topluma dayadığı ortak sentezin felsefi adı bile olsa...bu açıklama atın sadece tek ayağını oluşturur.
Dünya insanının nasıl ki ’Trafik kurallarıyla ’tümünü bir kurallar çercevesin de hareket etmeğe zorlar ya(belli yasalar/la)....Işte Emperyalizm de inaçlar etrafın/da oluşan bazı din-adamlarını belli maış ve ödüllerle kendine baglar..Bu din kılıkli kişiler dini kuralları elinin tersi ile bir kenara iterek dini egemen sınıf adına uyarlarlar
Bu yapilan sahtekarlığı bir erdemlik saymaktadırlar, insanliğa lansa ettiği bu kuralların tümü özde Egemen sınıf yararinadir..Her ülkede Emperyalizme bağlı egemen sınıf oluşturmak adına din ve gelenekleri ön plana çekilmektedir.

Emperyalizm de ki HUKUK KURALLARI da özde ’PARADIR’ vede paranin etrafında kümelenmesidir. tüm yasa ve kurallarEmperyalist ve ona bağlı Egemen sinifının korunması adınadır.
Zaten.’Kapitalist duzende İNSANA SAYGINLIĞI VEREN METADIR’ ne kadar metaya sahip olmak o kadar saygınlığa sahip olmak demektir..
İnaçlar da ise kutsal olan kadının uzvudur...kadın ne kadar uzvunu iyi korusa erkeği o kadar namusludur.(Erkeğin yaptığı rezillikler kaile alınılmaz)
___Bazıları kişi/de huy olarak tabirlediği bu nitelik...bazen toplum için de bireyin yaşadığı toplumuna uyumu ,ki....bunun diğer bir adı da geleneksel değerlere saygının adıdır. Bazen insanoğlunun etgilendiği siyasi görüşün kendisine özgü kural ve uyum zorunluluğu zamanla kişi de yaşadığı toplumu ile arasında çelişkili davranış şekili oluşmakdadır. Kişi bu toplumsal değer yargılar/la , örgütsel değer yargıların arsında ki , bu iki sentezin uzlaşmaz çelişkisini yaşar, işte bu iki sentez zamanla o kişi de kendi öz kişiliğinin üzerin de cepheleşerek çok kişilik bir durum ortaya çıkmış olunur...Bizde bir laf var eğer iki çelişki varsa orada...birde, felsefe var demektir.
___Bundan dolayı ahlak-i ve erdemlilik dedin mi ? akla felsefe gelir bu toplumsal davranış biçimini inceleyen tek dal ’FELSEFEDİR’...felsefe toplum yapısını irdelerken, toplumsal davranış tutumunun insanlığın yararına neyin etik neyin dejener olduğunu ayırır.
___Bundan dolayıdır ki....Bizim gibi yarı-feodal bir ülke de toplum yapılanmasın da ahlak-i değerler veye diğer adı ahlak-i bilim ile töre bilimi kıskacı altında gizli veye açık uzlaşmaz çelişki olarak sürüp gitmekdedir...yani kişi iki sentezi de üzerinde taşıdığını söylesek yeridir..ve yine bundan dolayıdır ki ...kişi bir türlü yönünü bulamamış toplumların başına hangi güçlü yönetim gelirse o güçlü yönetimin savunduğu felsefi değerleri kutsallaştırarak her şeyden üstün tutar....laık-ların yönettiği TC zamanın da ki, kapalı (çarşaflı) kadın sayısı ile şimdiki arasında uçurumsal farkı araştırsan tezin ne kadar doğru olduğunu da görürsün..diyelim ki yarın İran da sosyalist devrim gerçekleş/se kaç çarşaflı kadın bulursun. buradan/da ortaya çıkan tez...’Ahlaksızlıkla sucladığın diğer ayrı görüş , bir diğerine kutsallaşarak doğru duruşdur ’.Buda insan hafızasında iki türlü yer edinmiş olunur; Birincisi;toplumun içerisindeki değer yargısı( Kasaba,Köy,Muhalle,Cami cemaatı,nın bütünleşmesi) ...ki bu saydıklarım genellikle kişi hakkında (Menfaat/a) dayalı ..kişinin özverisi ile çaldığı ,çırptığı ve işçilerin sırtından elde ettiği gelirden belli bir miktarını halkın kutsal saydığı değerlere yaptığı yardımlar... iyi,-kötü veya ahlaklı - ahlaksız diye fikir yorumlarlar...var sayalım kişinin biri eroin satarak çocuklarımızı zehirlesin...topladığı bu kirli paranın bir kısmıyla ..cami, medrese, kuran kursu, fakir fukaraya yardım yapdığında o kişinin kirili yüzü aklanarak o toplumun dilinden düşmez ve KAHRAMANLAŞTIRILIR
___Dediğim gibi çoğu kuralların inaçlar tarafından, toplumsal davranış biçimi olarak, egemenlerin dayadığı ’Medeni hukuk kurallarının’ sentezleri arasında günlük yaşamında hangisini ön plana çıkaracak, dekikalık zıd davranışları üzerinde bulunduran birey;İster istemez iki ruhlu hastalıklı nesil yetiştiği de ayrı bir gerçek...diyelim ki sosyal yapısallığı ön planada tutan bir ilerici arkadaş Türkiyenin kırsalın/da yaşadığında (konumu ve mevkisi)ne olursa olsun o yaşadığı kırsalda ki derede kadını tek başına gidip yüzmeğe kalkışamaz etik değil...ve ahlak-i hiç ’AFAROZA’ uğrar...ama kentlerde sosyal içerikli kişiyi bırakalım da şehir/de yaşıyan ’MOLLA’nın eşi denize de girer...tek başına her yerede
gidebilir.Etik/tir.
___Birde Egemen sınıfın kendisine bağlı kişileri ödüllendirmek için devlet kurum ve kuruluşlarında mevkileşdirerek verdiği değer vardır. Bu da kişide ister istemez kendi kişiliğinin yanın da yapmacık bir kişiliğe bürünür ki.....çok kişilikli özde bir hasta konumundadır.Çıkar nasırına basar basmaz gerçek kişiliğine bürünürler.
___İşte bir çok çelişkiyi bir arada yaşıyan değer turlarında seçmece karpuz gibi kendine göre ahlak katagorisindeki yerini seçen toplumlar kişilere verdiği ahlak-i değeri kendi çıkarına göre pay ederler..
___Peki iyinin varlığının korunması adına kişinin metafizikcilerin ruhani yöntemine mi ahlak/lı diyeceğiz?...yoksa meteryalistlerin mantık kurallarına sıkı sıkı bağlı diyalektiğnin felsefesine mi ?...yani tolumun değer yargılarına mı değer vereceyiz...yoksa kişinin etnik kökeni, milliyeti siyasi düşüncesine mi göre hareket edeceyiz ?....yoksa dini değerlerin sıraladığı kutsal değerler dedikleri ilkelliğe mi ?
___Hatta egemen sınıfın Tv filimlerinde çıplak erotik filimleri nufusunun %99 müslüman halka izletip kendine mualifleri cins-i sapıklıkla suclamasına mı ?

Ahlak ve erdemlilik...karar sizin

Saygılarımla

Kadir Haktan TÜRKELİ