- 779 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
İSTİKLAL MARŞI ÜZERİNE
Mehmet Akif Ersoy, kendini milletine ve İslam dünyasına adamış bir dava adamıdır. Onun istiklal şiirindeki korkusuzca dünyaya seslenişi, ne denli bir dava adamı olduğunu dünyaya göstermektedir. Şiirinin başında; “Korkma!” hitabıyla Müslüman’ın hiçbir şeyden asla korkmayacağını haykırmaktadır.
Milli şairimiz, şiirinde özenle; “Hilal” sözcüğünü seçmiştir. Hilal İslam’ı ve Müslümanları temsil eden bir simgedir. Milletimizin, İslam ümmeti olduğunu haykırmış ve bu milletin hakka teslim olmakla aslından ayrılmayacağını dile getirmektedir.
Biz, bütün namazlarımızda okuduğumuz Fatiha suresinde şöyle ederiz: “Rabbim, ancak sana dua eder; ancak senden yardım dileriz.” Müslüman’ın yardımı ancak ve ancak Allah’tan dilemesi ve dualarını da yine ona yapması gerekir.
Üstad, milletimizin İslam’ı tam yaşaması ve imanının da tam olmasıyla önündeki bütün tek dişli canavarların bu milletin önünde diz çökeceğini dile getirir.
Medeniyet diye bu millete dayatılan yaşam tarzının aslında bir medeniyet olmadığı, bunun milletimizi tuzağa düşürmek için verilen kasıtlı bir çabanın ürünü olduğunu bizlere hatırlatır.
Vatanımızın her bir karış toprağı şehitlerimizin kanıyla sulanmıştır ve çizilmiştir. Şehitlik mertebesini istiklal marşına yansıtan Mehmet Akif, bu topraklarda adeta şahitsiz bir karış toprağın bulunmadığını dile getirir. Dinimize göre şehitlik en üst rütbelerdendir. Şehit olanlar, direk cennete gireceklerdir. Bu toprağın altında binlerce kefensiz yatan şehitlerimiz olduğunu anlatır dizlerinde.
Bu cennet vatanın güzelliğine öylesine parmak basmaktadır ki vatanımızın her karış toprağını sıksan şehit kanı fışkıracağını anlatır.
Akif, İslam dini olarak mabetlerimize, kutsallarımıza mahrem elinin asla değmemesi, onlara zarar verilmemesi gerektiği anlatır. Yine mısraların bu vatana, maddi ve manevi siperler edinilmesi gerektiğini; bunda da zorluklarla karşılaşılırsa Rabbimizin yardımının yakın olacağını ve bu gelecek yardım da öyle bir zamanda gelir ki belki yarın belki yarından da yakındır…
Akif, vatan ayrılığının ölümden daha zor olduğunu şu dizeleriyle dile getirir.
“Canı cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.”
Bu milleti millet yapan ve İslam ümmetinin bir parçası haline getiren ezanın nidaları yükselir dizelerinde.
“Ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.”
Dizelerini söylerken, ezanlardaki Kelimeyi Şehadet ve Kelimeyi Tevhidin bu milletin mayasında var olan bir inanç olduğunu kanıtlar. Kelimeyi Tevhit ve Kelimeyi Şehadeti diliyle söyleyip kalbiyle tasdik etmedikçe bir kişi Müslüman sayılamaz. Bu milletin vatan köşelerinin minarelerden yükselen ezan seslerinin kesilmemesi gerektiğini vurgular. Ezan susarsa minarelerden, millet olma şuurumuzu kaybedeceğimizi dile getirir…
Başımızın arşa değmesini Akif, yaralarımızdan ilahi kanlı yaşın boşanması ile mümkün olduğunu ifade eder. Akif; sen, ben, o, biz, siz ve onlar kısaca hepimizin şehit oğlu ya da şehit torunu olduğumuzu dile getirerek, bu cennet vatanı dünyanın bütün servetini alsak da asla kimseye vermemiz gerektiğini eğer böyle bir hataya düşersek, kendimizi de geçmişimizi de kaybedeceğimizi anlatır.
Bu millet, İslam özdeşleşmiştir. İslam, milletimiz için hava ve su gibidir. Büyük dava adamı Mehmet Akif, Müslümanlık olmayınca bizim bir millet olarak önemimizin kalamayacağını dile getirir.
Biz, İstiklal Marşımızı, Mehmet Akif’i ve onun davasını iyi anlamlıyız. Çağımızda medeniyet diye milletimize empoze edilmeye çalışılan, ahlaki erozyona geçit vermemeliyiz. Şehitlerimizin kanıyla aldığı bu cennet vatanımıza sahip çıkalım ve onu bütün düşmanlara karşı güzelce koruyalım.
Mehmet Akif Ersoy’un safahat adlı eserini mutlaka okuyalım. Şehitlerimizin ruhları ve Mehmet Akif Ersoy’un ruhu şad olsun. Onlar için, Fatihalar, Yasinler ve Hatimler okuyalım.
Sözlerimi üstadın şu dizeleriyle sonlandırayım:
“Geçmişe ibretle bakmayan kişi,
Geleceğe ibret olmaktır işi.”
10.04.2013
Çekerek/Yozgat
YORUMLAR
İDRİS ÇETİN
cumanız mübarek olsun.