- 1142 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KUTSAL KİTAPLARDA HZ MEHDİ MÜJDESİ
Tüm kutsal kitaplarda Allahü Teala belirtmiş olduğu kıyamet zamanı gelecek
Hz müjdesini ayetler ile araştırıp sizlerle paylaşıyorum
Uydurma hadislerle değil Allahü Teala insanlığa öğüt olarak indirdiği kutsal
Kitaplarla gerçeği ancak anlaya biliriz.
Şunu bilmeliyiz ki bazı akıl hastaları yine hadislerle bu ayetlere karşı
Kendilerini tarif edecekler olsun bizler Allahın indirmiş olduğu kutsal kitaplardan
Ayrılmayalım.
KURAN’DA HZ. MEHDİ İŞARETLERİ
(Tevbe Suresi, 32-33)
Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. Müşrikler istemese de, O, dini (İslam’ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O’dur.
(Bakara Suresi, 146)
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (Peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde gerçeği gizlerler.
(Al-i İmran Suresi, 81)
Andolsun size kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız." Demişti ki: "Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?" Onlar: "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse şahid olun, Ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım," demişti.
(Ahzab Suresi, 7)
Hani Biz Peygamberlerden kesin sözlerini almıştık; senden, Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan ve Meryem oğlu İsa’dan. Biz onlardan sapasağlam bir söz almıştık.
(Saff Suresi, 6)
Hani Meryem oğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları, gerçekten ben, sizin için Allah’tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi "Ahmed" olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demişti. Fakat o, onlara apaçık belgelerle gelince: "Bu, açıkça bir büyüdür" dediler.
(Enbiya Suresi, 105)
Andolsun, Biz Zikir’den sonra Zebur’da da: "Şüphesiz Arz’a salih kullarım varisçi olacaktır" diye yazdık.
(Nur Suresi, 55)
Andolsun, gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır. Ve hiç şüphesiz; Bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır.
Saffat Suresi, 171-173)
Allah, yazmıştır: "Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır.
(Mücadele Suresi, 21)
Allah’ı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma. Gerçekten Allah azizdir, intikam sahibidir.
(İbrahim Suresi, 47)
Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O’dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam’ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile.
(Saff Suresi, 9)
Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter.
(Fetih Suresi, 28)
Müşrikler istemese de O dini (İslam’ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O’dur.
(Tevbe Suresi, 33)
Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır). Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti.
(İbrahim Suresi, 14-15)
Allah’ın yardımı ve fetih geldiği zaman ve insanların Allah’ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.
(Nasr Suresi, 1-3)
Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik. Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana ’üstün ve onurlu’ bir zaferle yardım etsin.
(Fetih Suresi, 1-3)
.Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı.
(Fetih Suresi, 27)
Bu yurdun sonu kimindir, inkar edenler pek yakında bileceklerdir.
(Rad Suresi, 42)
Ancak iman edenler, salih amellerde bulunanlar ve Allah’ı çokça zikredenler ile zulme uğratıldıktan sonra zafer kazananlar başka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.
(Şuara Suresi, 227)
Sonra Biz, elçilerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; mü’minleri kurtarmamız Bizim üzerimize bir haktır.
(Yunus Suresi, 103)
"De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur." (İsra Suresi, 81)
Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp-zayıf bırakılanları (müstaz’afları) mirasçılar kıldık...
(Araf Suresi, 137)
Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor.
(Tevbe Suresi, 32)
... Onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık.
(Yunus Suresi, 14)
Onlar, Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile.
(Saff Suresi, 8)
Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, her şeye güç yetirendir.
(Ahzab Suresi, 27)
De ki: "Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz."
(Taha Suresi, 135)
Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar hüzne kapılmayacaklardır.
(Zümer Suresi, 61)
"Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah’a karşı) Nitelendire geldiklerinizden dolayı eyvahlar size."
(Enbiya Suresi, 18)
Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) Kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir.
(Yunus Suresi, 82)
Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma’rufu emrederler, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah’a aittir.
(Hac Suresi, 41)
Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.
İNCİL’DE HZ. MEHDİ İŞARETLERİ
O zaman birçok kişi imandan sapacak... (Matta, 24:10)
... Son zamanlarda bazıları... imandan dönecek. (Pavlus’tanTimoteos’a I. Mektup, 4:1)
... İmandan dönüş başlamadıkça... o gün gelmeyecektir. (Pavlus’tan Selaniklilere II.
Mektup, 2:3)
... "Dünyanın son günlerinde... Allah’sızlığa yönelip kendi tutkularına göre yaşayanlar olacaktır."(Yahuda’nın Mektubu, 1:18)
Şunu bil ki son günlerde... gerçeğe karşı gelirler. Düşünceleri yozlaşmış, iman konusunda reddedilmiş insanlardır. (Pavlus’tan Timoteos’a II. Mektup, 3:1, 8)
Yazılmış olduğu gibi: "Doğru kimse yok, tek kişi bile yok. Anlayan kimse yok, Allah’ı arayan yok. Hepsi saptı, tümü yararsız oldu. İyilik eden yok, tek kişi bile!" (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 3:10-12)
Onlara özgürlük vaat ederler, oysa kendileri yozlaşmışlığın kölesidirler. Çünkü insan neye yenilirse onun kölesi olur. (Petrus’un II. Mektubu, 2:19)
Allah’ı tanımakta yarar görmedikleri için [Allah’ı tenzih ederiz], Allah onları yararsız düşüncelere, yakışıksız davranışlara terk etti... Allah’ın buyruğunu bildikleri halde, bu kötü davranışları yalnız yapmakla kalmıyor, yapanları da onaylıyorlar. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 1:28, 32)
2. Yaratılışın inkar edilmesi, pagan felsefelerin savunulması:
Ne var ki, göklerin çok önceden Allah’ın sözüyle var olduğunu, yerin sudan ve su aracılığıyla yaratıldığını bile bile unutuyorlar. (Petrus’un II. Mektubu, 3:5)
Ölümsüz Allah’ın Yüceliği yerine ölümlü insana, kuşlara, dört ayaklılara, sürüngenlere benzeyen putları yeğlediler... Allah’la ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaratan’ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler [Allah’ı tenzih ederiz]. Oysa Allah sonsuza dek övülmeye layıktır! Amin. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 1:23-25)
Ne var ki, eskiden Allah’ı tanımadığınız zamanlarda, gerçek olmayan ilahlara kölelik ettiniz. Şimdiyse Allah’ı tanıdınız [Allah’ın varlığının delillerini gördünüz]... Öyleyse nasıl oluyor da bu değersiz, etkisiz ilkelere dönüyorsunuz? Yeniden onların kölesi mi olmak istiyorsunuz? (Pavlus’tan Galatyalılara Mektup, 4:8-9)
Allah’ı bildikleri halde O’nu Allah olarak yüceltmediler [Allah’ı tenzih ederiz], O’na şükretmediler. Tersine, düşüncelerinde budalalığa düştüler; anlayışsız yüreklerini karanlık bürüdü. Akıllı olduklarını ileri sürerken akılsız olup çıktılar. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 1:21-22)
3. Allah’a şirk koşmanın yaygınlaşması:
Geriye kalan insanlar, yani bu belalardan ölmemiş olanlar, kendi elleriyle yaptıkları putlardan dönüp tövbe etmediler. Cinlere ve göremeyen, işitemeyen, yürüyemeyen altın, gümüş, tunç, taş, tahta putlara tapmaktan vazgeçmediler. (Vahiy, 9:20)
Son zamanlarda bazıları imandan irtidat edip (dinden çıkıp), aldatıcı ruhları ve cinlerin öğretişini dinleyecekler. (Pavlus’tan Timoteos’a I. Mektup, 4:1)
Ölümsüz Allah’ın Yüceliği yerine ölümlü insana, kuşlara, dört ayaklılara, sürüngenlere benzeyen putları yeğlediler... Allah’la ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaratan’ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler [Allah’ı tenzih ederiz]... (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 1:23-25)
... Aranızda Balam’ın öğretisine bağlı olanlar var. Putlara sunulan kurbanların etini yemeleri, fuhuş yapmaları için... öğreten Balam’dı. (Vahiy, 2:14)
4. Allah’ın emir ve yasaklarına uymamaları ve engelleyici olmaları:
... Rab’bin yetkisini hiçe sayıyorlar... (Yahuda’nın Mektubu, 1:8)
... Günaha doymazlar... (Petrus’un II. Mektubu, 2:14)
Vay halinize, ey Yasa [Allah’ın emir ve yasaklarının] uzmanları! Bilgi kapısının anahtarını alıp götürdünüz. Kendiniz bu kapıdan girmediniz, girmek isteyenlere de engel oldunuz. (Luka, 11:52)
5. Dini değerlere saygının kalmaması:
... Yüce varlıklara sövüyorlar... Bu kişiler anlamadıkları herşeye sövüyorlar. Öte yandan, akıldan yoksun hayvanlar gibi iç güdüleriyle anladıkları ne varsa, onları yıkıma götürüyor. (Yahuda’nın Mektubu, 1:8-10)
6. Dini, menfaatlerine alet eden kişilerin ortaya çıkması:
Çünkü öyle bir zaman gelecek ki, sağlam öğretiye dayanamayacaklar. Kulaklarını okşayan sözler dinleyebilmek için çevrelerine, kendi arzularına uygun öğretmenler toplayacaklar... (Pavlus’tan Timoteos’a II. Mektup, 4:3-4)
Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak. (Matta, 24:11)
İsa, Zeytin Dağı’nda otururken öğrencileri yalnız olarak yanına geldiler. "Söyle bize" dediler, "Bu dediklerin ne zaman olacak, senin gelişini ve çağın bitimini gösteren belirti ne olacak?" İsa onlara şu karşılığı verdi: "Sakın kimse sizi saptırmasın! Birçokları, ’Mesih benim’ diyerek benim adımla gelip birçok kişiyi aldatacaklar.’ (Matta, 24:3-5; Markos, 13:3-5)
Eğer o zaman biri size, ’İşte Mesih burada’, ya da ’İşte şurada’ derse, inanmayın. Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar. İşte size önceden söylüyorum. Bunun için size, ’İşte Mesih çölde’ derlerse gitmeyin. ’Bakın, iç odalarda’ derlerse inanmayın. (Matta, 24:23-26; Markos, 13:21-22)
... Sahte peygamberler vardı; tıpkı sizin de aranızda yanlış öğreti yayanlar olacağı gibi... Gizlice aranıza yıkıcı öğretiler sokacaklar. Böyleleri kendi başlarına ani bir yıkım getirecek. Birçokları da onların sefahatine kapılacak. Onların yüzünden gerçeğin yoluna sövülecek. Açgözlülüklerinden ötürü uydurma sözlerle sizi sömürecekler... (Petrus’un II. Mektubu, 2:1-3
7. Dinin özünden uzaklaşmaları, bidatlara uymaları:
Çünkü öyle bir zaman gelecek ki, sağlam öğretiye dayanamayacaklar... Kulaklarını gerçeğin sesine tıkayacak, dönüp efsanelere dalacaklar. (Pavlus’tan Timoteos’a II. Mektup, 4:3-4)
Son zamanlarda bazıları... Allah’ın iman eden ve gerçeği bilenlerin şükranla yemesi için yarattığı yiyeceklerden çekinmek gerektiğini buyuracaklar. (Pavlus’tan Timoteos’a I.
Mektup, 4:1, 3)
Böylece kuşaktan kuşağa aktardığınız törelerle Allah’ın sözünü geçersiz kılıyorsunuz [Allah’ı tenzih ederiz]. Buna benzer daha birçok şey yapıyorsunuz. (Markos, 7:13)
8. Fitnelerin artması:
... Aranızda yanlış öğreti yayanlar olacağı gibi. Bunlar... gizlice aranıza yıkıcı öğretiler sokacaklar. Birçok kişi de onların sefahatine kapılacak. Onların yüzünden gerçeğin yoluna leke sürülecektir. (Petrus’un II. Mektubu, 2:1-2)
İnsanı günaha düşüren tuzaklardan ötürü vay dünyanın haline! Böyle tuzakların olması kaçınılmazdır. Ama bu tuzaklara aracılık eden kişinin vay haline! (Matta, 18:7; Luka, 17:1)
O zaman birçok kişi imandan sapacak... kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak. (Matta, 24:10, 12)
Bu küstah, dik başlı kişiler yüce varlıklara sövmekten korkmazlar... Sizinle yiyip içerken kendi hilelerinden zevk alırlar... Günaha doymazlar. Kararsız kişileri ayartırlar... (Petrus’un II. Mektubu, 2:10-14)
9. Batıl inançların yaygınlaşması:
... Büyü... yapmaktan da tövbe etmediler. (Vahiy, 9:21)
Son zamanlarda... aldatıcı ruhları ve cinlerin öğretişini dinleyecekler. (Pavlus’tan Timoteos’a I. Mektup, 4:1)
Çünkü öyle bir zaman gelecek ki, sağlam öğretiye dayanamayacaklar... (Pavlus’tan Timoteos’a II. Mektup, 4:3)
10. Münafıkların artması:
... Son günlerde... hain, aceleci, kendini beğenmiş, Allah’tan çok eğlenceyi seven, Allah yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkar edenler olacaklar. Böylelerinden uzak dur. (Pavlus’tan Timoteos’a II. Mektup, 3:1, 4-5)
Sizi Mesih’in lütfuyla çağıranı bırakıp değişik bir müjdeye böylesine çarçabuk dönmenize şaşıyorum. Gerçekte başka bir müjde yoktur. Ancak aklınızı karıştırıp Mesih’in Müjdesi’ni çarpıtmak isteyenler vardır. (Pavlus’tan Galatyalılara Mektup, 1:6-7)
11. Samimi olarak iman edenlerin baskı görmesi:
Benim adımdan [Hz. İsa (as)’ın adından] ötürü kralların ve valilerin önüne çıkarılacaksınız... Anne babalarınız, kardeşleriniz, akraba ve dostlarınız bile sizi ele verecek ve bazılarınızı öldürtecekler. Benim adımdan ötürü herkes sizden nefret edecek... Dayanmakla canlarınızı kazanacaksınız. [Hz. Mehdi (as) ve talebeleri de bu şekilde zorluk çekecekler.]
(Luka, 21:12, 16-19)
Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. O zaman sizi sıkıntıya sokacak, öldürecekler. Benim adımdan [Hz. İsa (as)’ın adından] ötürü bütün uluslar sizden nefret edecek.
(Matta, 24:8-9)
... İnsanlar sizi mahkemelere verecekler... Benden ötürü valilerin ve kralların önüne çıkarılacak, böylece onlara tanıklık edeceksiniz... Benim adımdan [Hz. İsa (as)’ın adından] ötürü herkes sizden nefret edecek... (Markos, 13:9, 13)
... Size Peygamberler, bilge kişiler ve din bilginleri gönderiyorum. Bunlardan kimini öldüreceksiniz... Kimini kamçılayacak [eziyet edecek], kentten kente kovalayacaksınız. (Matta, 23:34)
[Hz. İsa (as):] "Benim yüzümden [Allah rızası için bana uyduğunuzdan dolayı] insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size! Sevinin, sevinçle coşun! Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür. Sizden önce yaşayan Peygamberlere de böyle zulmettiler." (Matta, 5: 11-12)
[Hz. İsa (as):] "İşte, sizi koyunlar gibi kurtların arasına gönderiyorum. Yılan gibi zeki, güvercin gibi saf olun. İnsanlardan sakının. Çünkü sizi mahkemelere verecekler... sizi kamçılayacaklar [eziyet edecekler]. Benden ötürü [Allah rızası için bana uyduğunuzdan dolayı] valilerin, kralların önüne çıkarılacaksınız... (Matta, 10:16-18)
12. Depremlerin artması:
... Korkmayın sakın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir... depremler olacak. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. (Matta, 24:6-8)
Şiddetli depremler... olacak. (Luka, 21:11)
... Günler gelecek ki, o vakit burada yıkılmadık taş üstünde taş kalmayacaktır. (Luka, 21:6)
Öylesine büyük bir deprem oldu ki, insan yeryüzünde oldu olalı bu kadar büyük bir deprem olmamıştı. Büyük kent üçe bölündü. Uluslara ait kentler de yerle bir oldu. (Vahiy, 16:18-19)
... Yer yer depremler... olacak. (Markos, 13:8)
13. Kıtlık olması:
... Korkmayın sakın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir... yer yer kıtlıklar... olacak. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. (Matta, 24:6-8)
... Yer yer kıtlıklar... olacak. (Luka, 21:11)
... Kıtlıkla... ölüm saçmak için... yeryüzünün dörtte biri üzerinde yetki verildi. (Vahiy, 6:7)
... Kıtlıklar olacak. (Markos, 13:8)
14. Kasırga ve tsunami dalgalarının olması:
... Yeryüzünde uluslar denizin ve dalgaların uğultusundan şaşkına dönecek, dehşete düşecekler. (Luka, 21:25)
15. Volkan patlamalarının olması:
... Onda gökler büyük gürültü ile zeval bulacaklar ve unsurlar yanarak eriyecekler, yer ve onda olan işler yanıp biteceklerdir. (Petrus’a II. Mektup, 3:10)
Lut’un günlerinde de durum aynıydı. İnsanlar yiyip içiyor, alıp satıyor, tohum ekiyor, ev yapıyorlardı. Ama Lut’un Sodom’dan ayrıldığı gün gökten ateşle kükürt yağdı ve hepsini yok etti. İnsanoğlu’nun [Hz. İsa (as)’ın] ortaya çıkacağı gün [gelişi öncesinde] durum aynı olacaktır. (Luka, 17: 28-30)
16. Fırtına ve şimşeklerin artması:
... O zaman gök gürlemeleri ve uğultular işitildi, şimşekler çaktı ve yer sarsıldı. (Vahiy, 8:5)
O anda şimşekler çaktı, uğultular ve gök gürlemeleri işitildi. Yer sarsıldı ve şiddetli bir dolu fırtınası koptu. (Vahiy, 11:19)
Nuh’un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu’nun [Hz. İsa (as)’ın] günlerinde [gelişi öncesinde] de öyle olacak. Nuh’un gemiye bindiği güne dek insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. Sonra tufan gelip hepsini yok etti. (Luka, 17:26-27)
17. Şiddetli dolu yağışının olması:
İnsanların üzerine gökten tanesi yaklaşık kırk kilo ağırlığında iri dolu yağdı. Dolu belası öyle korkunçtu ki... (Vahiy, 16:21)
18. Doğal afetlerle yeryüzü şekillerinin değişmesi:
Bütün adalar ortadan kalktı, dağlar yok oldu. (Vahiy, 16:20)
... Her dağ, her ada yerinden sökülüp alındı. (Vahiy, 6:14)
19. Toprak kaymalarının olması:
Dağlara, kayalara, "Üzerimize düşün!" dediler... (Vahiy, 6:16)
20. Gökyüzünde olağanüstü olayların yaşanması:
... Onda gökler büyük gürültü ile zeval bulacaklar... (Petrus’a II. Mektup, 3:10)
... Gökte olağanüstü belirtiler olacak. (Luka, 21:11)
Gökyüzü dürülen bir tomar gibi ortadan kalktı... (Vahiy, 6:14)
21. Meteor yağmurlarının olması:
İncir ağacı, güçlü bir rüzgarla sarsıldığında nasıl ham incirlerini dökerse, gökteki yıldızlar da öylece yeryüzüne düştü. (Vahiy, 6:13)
22. Güneş ve Ay’da alametler belirmesi:
Güneş’te, Ay’da ve yıldızlarda belirtiler görülecek... (Luka, 21:25)
23. Kuraklık olması:
... Güneş’e, insanları ateşle yakıp kavurma gücü verildi. İnsanlar korkunç bir ısıyla kavruldular. (Vahiy, 16:8-9)
24. Yangınların artması:
... Yerin üçte biri, ağaçların üçte biri ve bütün yeşil otlar yandı. (Vahiy, 8:7)
25. Salgın hastalıkların olması:
... Salgın hastalıklar... olacak. (Luka, 21:11)
... Vebayla... ölüm saçmak için yeryüzünün dörtte biri üzerinde yetki verildi. (Vahiy, 6:7)
Onun çocuklarını salgın hastalıkla öldüreceğim. O zaman... gönülleri ve yürekleri
denetleyenin Ben olduğumu bilecekler... (Vahiy, 2:23)
26. Çekirgelerin musallat olması:
Dumanın içinden yeryüzüne çekirgeler yağdı. Bunlara yeryüzündeki akreplerin gücüne benzer bir güç verilmişti. Çekirgelere yeryüzündeki otlara, herhangi bir bitki ya da ağaca değil de, yalnız alınlarında Allah’ın mührü bulunmayan insanlara zarar vermeleri söylendi.
(Vahiy, 9:3-4)
O günlerde... çekirgelerin görünümü, savaşa hazırlanmış atlara benziyordu... Kanatlarının sesi savaşa koşan çok sayıda atlı arabanın sesine benziyordu... insanlara beş ay zarar verecek güce sahiptiler. (Vahiy, 9:6-10)
27. Savaşlar ve büyük deniz kazalarıyla denizlerde canlılığın tahrip olması:
... Alev alev yanan, dağ gibi büyük bir kütle denize atıldı. Denizin üçte biri kana dönüştü. Denizdeki canlı yaratıkların üçte biri öldü... (Vahiy, 8:8-9)
... Deniz, ölü kanına benzer bir kana dönüştü ve içindeki bütün canlılar öldü. (Vahiy, 16:3)
28. İnsanlara dehşet veren felaketlerin yaşanması:
Dünyanın üzerine gelecek felaketleri bekleyen insanlar korkudan bayılacak... (Luka, 21:26)
Dünya kralları, büyükleri, komutanları, zenginleri, güçlüleri, özgürü kölesi herkes mağaralara,
dağlardaki kayaların arasına gizlendiler. (Vahiy, 6:15)
29. (Keban Barajı ile) Fırat Nehri’nin suyunun azalması:
Altıncı melek tasını büyük Fırat Irmağı’na boşalttı. Gündoğusundan gelen kralların yolu açılsın diye ırmağın suları kurudu. (Vahiy, 16:12)
30. Büyük savaşların olması:
Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyunca korkmayın. Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak... Bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. (Markos, 13:7-8)
Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Korkmayın sakın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak... (Matta, 24:6-7)
"Savaş ve isyan haberleri duyunca telaşlanmayın. Önce bunların olması gerek. Ama son hemen gelmez." Sonra [Hz. İsa (as)] onlara şöyle dedi: "Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak." (Luka, 21:9-10)
31. Dünyada barışın ortadan kalkması:
... Dünyadan barışı kaldırma yetkisi verildi. Bunun sonucu olarak insanlar birbirlerini boğazlayacaklar... (Vahiy, 6:4)
32. İsyan olaylarının artması:
... İsyan haberleri duyunca telaşlanmayın. Önce bunların olması gerek. Ama son hemen gelmez. (Luka, 21:9)
33. Bozgunculuk, bölücük yapanların artması:
Size demişlerdi ki: "Dünyanın son günlerinde... Allah’sızlığa yönelip kendi tutkularına göre yaşayanlar olacaktır." Bunlar bölücü... kişilerdir. (Yahuda’nın Mektubu, 1:18-19)
Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ben ayrılık getirmeye geldim. (Luka, 12:51-52)
Bundan böyle bir evde beş kişi, ikiye karşı üç, üçe karşı iki bölünmüş olacak... (Luka, 12:52)
34. Kin ve düşmanlığın artması:
Kardeş kardeşini, baba çocuğunu ölüme teslim edecek. Çocuklar anne babalarına başkaldırıp onları öldürtecek. (Markos, 13:12)
... İnsanlar birbirlerini boğazlayacaklar... (Vahiy, 6:4)
Allah’ı tanımakta yarar görmedikleri için [Allah’ı tenzih ederiz], Allah onları yararsız düşüncelere, yakışıksız davranışlara terk etti. Her türlü haksızlık, kötülük, açgözlülük ve kinle doldular. Kıskançlık, öldürme hırsı, çekişme, hile ve kötü niyetle doludurlar. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 1:28-29)
35. İbadet yerlerinin yıkılması:
Bazı kişiler mescidin nasıl güzel taşlar ve adaklarla süslenmiş olduğundan söz edince İsa, "Burada gördüklerinize gelince, öyle günler gelecek ki, taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!" dedi. (Luka, 21:5-6)
36. Ölümlerin artması:
... Bunlara kılıçla, kıtlıkla, vebayla ve yeryüzünün vahşi hayvanlarıyla ölüm saçmak için yeryüzünün dörtte biri üzerinde yetki verildi. (Vahiy, 6:7)
... Aşağıda, yeryüzünde belirtiler, kan, ateş ve duman bulutları görülecek. (Elçilerin İşleri, 2:19)
37. Savaşlarda teknolojik araç ve silahların kullanılması:
... Ateş, gökyakut ve kükürt renginde göğüs zırhları kuşanmışlardı. Atların başları aslan başına benziyordu. Ağızlarından ateş, duman, kükürt fışkırıyordu... Bunların ağzından fışkıran ateş, duman ve kükürtten, bu üç beladan [insanlar] öldü. Atların gücü ağızlarında ve kuyruklarındadır. Yılanı andıran kuyruklarının başıyla zarar verirler. (Vahiy, 9:17-19)
... Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim... (Luka, 12:49)
38. Cinayetlerin yaygınlaşması:
Adam öldürmekten... tövbe etmediler. (Vahiy, 9:21)
Kardeş kardeşi, baba çocuğunu ölüme teslim edecek. Çocuklar anne babaya başkaldırıp onları öldürtecek. (Matta, 10:21)
39. Fuhuşun yaygınlaşması:
... Fuhuş... yapmaktan da tövbe etmediler. (Vahiy, 9:21)
... Gördükleri düşlere dayanarak öz bedenlerini kirletiyorlar... (Yahuda’nın Mektubu, 1:8)
Gözleri zinayla doludur... (Petrus’un II. Mektubu, 2:14)
... Bu kadın öğretisiyle kullarımı saptırıp fuhuş yapmaya, putlara sunulan kurbanların etini yemeye yöneltiyor. Tövbe etmesi için ona bir süre tanıdım, ama fuhuş yapmaktan tövbe etmek istemiyor. (Vahiy, 2:20-21)
40. Evlilik dışı ilişkilerin artması:
Son zamanlarda bazıları imandan irtidat edip (dinden çıkıp), aldatıcı ruhları ve cinlerin öğretişini dinleyecekler... evlenmeyi men edecekler... (Pavlus’tan Timoteos’a I.
Mektup, 4:1-3)
41. Hırsızlığın artması:
... Hırsızlık yapmaktan da tövbe etmediler. (Vahiy, 9:21)
42. Sahtekarlığın artması:
... Sizinle yiyip içerken kendi hilelerinden zevk alırlar. (Petrus’un II.
Mektubu, 2:13)
... Kötüler ve sahtekarlar, aldatarak ve aldanarak gittikçe daha beter olacaklar. (Pavlus’tan Timoteos’a II. Mektup, 3:13)
... Ağızlarından kurumlu sözler çıkar, başkalarını kendi çıkarları için överler. (Yahuda’nın Mektubu, 1:16)
43. Vicdanların körelmesi:
Son zamanlarda... yalan söyleyenlerin ikiyüzlülüğü ile vicdanları dağlanacak. (Pavlus’tan Timoteos’a I. Mektup, 4:1-2)
Bu konuda söyleyecek çok sözümüz var, ama kulaklarınız uyuştuğu için anlatmak zor. (İbranilere Mektup, 5:11)
44. Ahlaksız ve amaçsız yaşamaları:
Köpüğünü savuran denizin azgın dalgaları gibi ayıplarını çevreye savururlar. Serseri yıldızlar gibidirler... (Yahuda’nın Mektubu, 1:13)
Onlar İsa’ya "Bu olaylar nerede olacak...?" diye sordular. O da "Leş neredeyse, akbabalar oraya üşüşecek." dedi. (Luka, 17:37; Matta, 24:28)
Bu yüzden Allah, birbirlerinin bedenlerini aşağılasınlar diye, onları yüreklerinin tutkuları içinde ahlaksızlığa teslim etti. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 1:24)
Allah’ı tanımakta yarar görmedikleri için [Allah’ı tenzih ederiz], Allah onları yararsız düşüncelere, yakışıksız davranışlara teslim etti. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 1:28)
... Gündüzün zevk alemlerine dalmayı eğlence sayarlar. Birer leke ve yüzkarasıdırlar. Sizinle yiyip içerken kendi hilelerinden zevk alırlar. (Petrus’un II. Mektubu, 2:13)
TEVTAT DA HZ. MEHDİ İŞARETLERİ
(Yaratılış, 22:17-18)
Seni ziyadesiyle mübarek kılacağım; senin zürriyetini, göklerin yıldızları gibi, deniz kenarında olan kum gibi ziyadesiyle çoğaltacağım; senin zürriyetin düşmanlarının kapısına hakim olacaktır ve zürriyetin aracılığıyla yeryüzündeki bütün milletler mübarek kılınacaklar; çünkü sözümü dinledin.
(Yaratılış, 12:1-3)
Ve Rab Abram’a (İbrahim’e) dedi ki:...
seni büyük millet edeceğim ve seni mübarek kılacağım ve senin adını büyük edeceğim ve bereket ol ve seni mübarek kılanları mübarek kılacağım ve sana lanet edene lanet edeceğim ve yeryüzünün bütün kabileleri sende mübarek olacaktır.
(Yaratılış, 26:4)
Soyunu gökteki yıldızlar kadar çoğaltacağım. Bu ülkelerin tümünü onlara vereceğim. Yeryüzündeki bütün uluslar senin soyun aracılığıyla kutsanacak.
(Yaratılış, 28:14)
Yeryüzünün tozu kadar sayısız bir soya sahip olacaksın. Doğuya, batıya, kuzeye, güneye doğru yayılacaksınız. Yeryüzündeki bütün halklar sen ve soyun aracılığıyla kutsanacak.
(Sayılar, 14:21)
Allah buyurdu:... Andolsun ki tüm yeryüzü Allah’ın celali ile dolacaktır.
Alçak gönüllülere gelince yeryüzünün varisi olacaklar... Kötülerin bilekleri kırılacak ve Allah doğruların dayanağıdır. Allah salihlerin günlerini biliyor ve onların mirası ebedi olacaktır. (Mezmurlar, 37:11, 17-18)
(Mezmurlar, 22:27-28)
Yeryüzünün dört bucağı anımsayıp Rab’be dönecek, ulusların bütün soyları O’nun önünde yere kapanacak. Çünkü egemenlik Rab’bindir...
(Mezmurlar, 37:9-11)
Çünkü kötülerin kökü kazınacak, ama Rab’be umut bağlayanlar ülkeyi miras alacak. Yakında kötünün sonu gelecek, yerini arasan da bulunmayacak. Ama alçakgönüllüler ülkeyi miras alacak, derin bir huzurun zevkini tadacak...
(Mezmurlar, 37:17-20)
Çünkü kötülerin gücü kırılacak, ama doğrulara Rab destek olacak... kötüler yıkıma uğrayacak; Rab’bin düşmanları kır çiçekleri gibi kuruyup gidecek, duman gibi dağılıp yok olacak.
(Mezmurlar, 37:34, 39-40)
Rab’be umut bağla, O’nun yolunu tut... Ama başkaldıranların hepsi yok olacak... Doğruların kurtuluşu Rab’den gelir... Rab onlara yardım eder, kurtarır onları, kötülerin elinden alıp özgür kılar, çünkü kendisine sığınırlar.
(Hac Suresi, 41)
Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, marufu emrederler, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah’a aittir.
(Yasanın Tekrarı, 11:22-27)
Tevrat’ta Hâkimiyet Vaat Edilen Topluluğun Özellikleri
Allah Musevileri, hak dine sadık kaldıkları, Peygamberlere itaat ettikleri ve yalnızca Allah’a gönülden iman ettikleri takdirde liderler kılacağını haber vermiştir. Allah’ın hâkimiyet vaat ettiği kullarının vasıfları Tevrat’ta şöyle bildirmektedir:
Uymanız için size bildirdiğim bu buyrukları eksiksiz yerine getirir, Allah’ınız Rab’bi sever, yollarında yürür, O’na bağlı kalırsanız... Hiç kimse size karşı koyamayacak... Bugün size bildirdiğim Allah’ınız Rab’bin buyruklarına uyarsanız kutsanacaksınız.
(Yasanın Tekrarı, 11:26-28)
Allah İsrail oğulları’na hâkimiyet için; Kendisi’ne bağlılığı, Allah’ın emirlerini eksiksiz yerine getirmeyi ve Allah sevgisini koşul olarak bildirmiştir. Tevrat’taki bu pasajın devamında ise, Yahudilere iki yol sunulduğu; imanı seçerlerse nimet, imandan yüz çevirirlerse bela ile karşılaşacakları şöyle bildirilir:
Ve bakın, bugün önünüze kutsamayı ve laneti koyuyorum: Bugün size bildirdiğim Allah’ınız Rab’bin buyruklarına uyarsanız kutsanacaksınız. Ama Allah’ınız Rab’bin buyruklarını dinlemez, bilmediğiniz başka ilahların ardınca giderek bugün size buyurduğum yoldan saparsanız, lanete uğrayacaksınız.
(Yasanın Tekrarı, 7: 9-10)
Hâkimiyet vaat edilen topluluğun özellikleri, diğer Tevrat pasajlarında şöyle bildirilmektedir:
... Allah’ın Rab, Allah O’dur, Kendisi’ni sevenler ve emirlerini tutanlar için bin nesle kadar ahdi ve inayeti koruyan, Sadık Allah’tır...
(Yasanın Tekrarı, 30:20)
Allah’ınız Rab’bi sevin, sözüne uyup O’na bağlanın... söz verdiği ülkede uzun yaşamanızı sağlayacaktır.
(Yasanın Tekrarı, 30:9-10)
Allah’ınız Rab el attığınız her işte sizi başarılı kılacak; çok sayıda çocuğunuz olacak, hayvanlarınızın yavruları, toprağınızın ürünü bol olacak. Rab atalarınızdan nasıl hoşnut kaldıysa, sizden de öyle hoşnut kalacak ve sizi başarılı kılacak. Yeter ki, Allah’ınız Rab’bin sözünü dinleyin, bu Yasa Kitabı’nda yazılı buyruklarına, kurallarına uyun ve bütün yüreğinizle, bütün canınızla O’na dönün.
(Mezmurlar, 25:12-14)
Tevrat’tan bir başka bölümde ise, hakimiyetin Allah’tan korkanlara vadedildiği bildirilmektedir:
Rab’den korkan o adam kimdir?...Canı iyilikte oturacak; onun soyu yeryüzünün varisi olacaktır. Rab’bin sırrı ondan korkanlara olacaktır...
(Mezmurlar, 37:3-11)
Yine Tevrat’ta Allah’a tevekkül eden (dayanıp güvenen), alçakgönüllü olan, Allah’a imandan zevk duyan kişilerin, hâkimiyete ve Allah’ın nimetlerine varis oldukları bildirilmektedir:
Sen Rab’be güven ve iyilik yap... Rab’den zevk al, O senin içindeki istekleri yerine getirecektir. Herşeyi Rab’be bırak, O’na güven... Rab’be umut bağlayanlar yeryüzünün varisi olacaklardır... Alçakgönüllüler ülkeyi miras alacak, derin bir huzurun zevkini tadacak.
Eğer Allah’ın Rab’bin emirlerini tutarsan ve O’nun yollarında yürürsen,... size söz verdiği ülkede bolluk içinde yaşamanızı sağlayacak: Rahminizin meyvesi kutsanacak; hayvanlarınızın yavruları, toprağınızın ürünü verimli olacak. Rab ülkenize yağmuru zamanında yağdırmak ve bütün emeğinizi verimli kılmak için, göklerdeki zengin hazinesini açacak. Birçok ulusa ödünç vereceksiniz; siz ödünç almayacaksınız. Ve eğer bugün sana emretmekte olduğum Allah’ın Rab’bin emirlerini tutmak ve yapmak için onları dinlersen ve başka ilahlara kulluk etmek için, onların ardınca yürümek üzere, bugün sana emretmekte olduğum bütün sözlerden sağa ve sola sapmazsan, Rab seni kuyruk değil baş yapacak ve ancak üstün olacak, alt olmayacaksın.
(Yasanın Tekrarı, 28:9-14)
Tevrat’ta hâkimiyet vaat edilen topluluğun özellikleri toplu olarak değerlendirildiğinde, Allah’ın hâkimiyet nasip edeceği kimseler şu vasıflara sahip olacaklardır:
— Allah yolunda yaşamak
— Her şeyiyle sadece Allah’a yönelmek
Tevrat’ta yer alan hâkimiyet, samimi olarak iman edenlere müjdelenmiş olan Allah’a imanın ve hak din ahlakının hâkimiyetidir. Bu hak din ise "
(Al-i İmran Suresi, 85
Kim İslam’dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez..."
ayetinde buyrulduğu üzere, Allah Katında İslam’dır.*
Araştırmacı Yazar Ramazan HOŞ
YORUMLAR
Evet. Bizi bu perişan halden ancak bir mehdi kurtarabilir. Ancak herkes kendi mehdisini bekliyor. Şimdiye kadar gelen mehdiler dünya işeriyle kirlenip kısa zamanda bize benzediler.
İşin doğrusu, Yüce Allah kullarına peygamberler gönderir insanları sırat-ıl müstakime çağırmak için. İlahi sistem böyle çalışır.
ramazanho
Akıl hastalara gerçek mehdi ben mehdiyim demeyecek
Demesine gerek yok çünkü o gün geldiğinde
O inanmayanlar bile donup kalacak
İşte o gün yakın bekleyelim gaflete düşmeyelim
Uydurma İncil den Tevrat’tan alınma hadislere bakmayalım
Gerçek bilindiği gibi değil zaman yakın hep beraber göreceğiz
İNŞALLAH TV deki şarlatan Adnan veya diğerlerin uydurma
Hadislerine bakmayalım