- 1105 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
HARŞIT'IN GÖZ YAŞLARI -4-
Hanımlarla bacaya çıkılır, el kazanları ilede aşağıdan herle taşıma işi genelde bana düşerdi.
Pestil bezi düzgünce yere yayılır, tava yardımı ile herle dökülür üstüne bolca ceviz yahut fındık katılır ince bir tabaka halinde özel kaşıklarla sağlı sollu iki hanım düzgünce yayarlardı bez bitene kadar. Bidaha bidaha taki herle bitene kadar.
Serilen bezlerin etrafına da taşlar koyulurdu, olaki rüzgar çıkar yerinden oynatmasın diye.
Anneciğim komşuları ile bacadan iner kazanın özel bir bölümünde kalan herlenin üstüne bolca ceviz fındık döker yerler di güle şakalaşa ve dolapta bekletilen kendi bahçemizin meyveleri getirilir di buz gibi, çok makbule geçerek tüketirlerdi..
Tabi konu komşu hakkı herle bitmeden tabaklara konup üstü fındık ceviz dökülerek gönderilirdi ve evvelden hazırlanan ipe dizdiğimiz ceviz, badem, kaysı çekirdekleride herleye batırılıp çöğenle (tahta çengel) ağacın dalına asılır kışlık kömelerimiz hazırlanırdı..
Terasımızın altında kahvaltı hazırlardı annem komşularına.Semaver çayına doyum olmazdı.
Bacada pestilleri beklemek te benim işimdi. Kuşlar üşüşür yerlerdi üstünden fındık ve cevizleri, ben onları kaçırma memuru idim.
Aslında en çokta ben yerdim, çook hoşuma giderdi.
Sıra kazanları yıkamaya gelirdi. Onları bahçemizin dibinden akan HARŞIT ÇAYI’a götürür orda yıkardık. Su pırıl pırıl, altındaki taşlar görünürdü.Derenin dibindeki kum bezlere konur ve onunla ovulurdu. Kazanlar bahçeye çıkarılır çimene dizilirdi yüz üstü ve nasıl parlardı resmimiz görünürdü.
İkindiye doğru, güneş çekilirken pestilleri toplar çatımıza çıkarırdık annem oraya ipler bağlardı ve üstüne asardık çamaşır gibi.
Yorgunluk artık teslim alırdı bizi banyo yapar, yemek yer yatardık.
Ertesi gün anneciğim çatıya kilim serer üstüne başka temiz bir bez koyar, pestilleri tek tek yayar üstünün tozunu alır ters çevirir başka bir bezi leğendeki suya batırır çok sıkmadan bezin arkasına sürer ve bunları belli bir tempoda yaptırırdı annem. Çok kalmamalı Nazlı erir ve çıkmaz derdi.
Parmaklarımızla yol yapar cırttt diye çekerdik. Eyer düzgün çıkıyorsa muhteşem deyilse annem emeklerine hayıflanırdı.
*Güzel serilmedi, olacağı buydu *derdi.
Terasa serilen başka özel bezlerin üstüne çıkan pestilleri düzgün bir şekilde sererdi anneciğim güneş tepemizde.
Pestil bezleri bir leğene toplanır ıslatılır, yumuşatılır ve yıkanır, güneşe serilir kurutulurdu.
İkindi vakti kuruyan pestiller belli bir özende toplanır, katlanır yahut kesilir tenekelere doldurulurdu..
Tadını anlatmaya kelime hazinem kifayetsiz kalıyor.
Sadece MUHTEŞEEEEMMMMMM diyebiliyorum.
Şimdi o pestilin tadını hiççç bulamıyorum. İmalatçısı yorgun bedenini alıp ötelere uçtu !!!
ANNEMMMM nurlarda yat..
Harşıt Çayı artık benim çocukluğumun çayı değil. İçine kanalizasyon akıtılıyor ve yok yok..
Seyretmek için gittiğimde anılarım beni rahatsız ediyor. Soru soruyorlar neden diye ?
BENİM GÖZ YAŞLARIM HARŞIT’IN FERYAT VE GÖZ YAŞLARINA KARIŞIYOR !!!
İŞTE O ZAMAN BUNA NEDEN OLANLARA TAAAAAAA İÇİMDEN AHHHHHHH EDİYORUM. ÇÜN Kİ CANIM YANIYOR.
YORUMLAR
Evet Pestil ,köme, toprak baca babannem pillür kazanı şıra taşı,telis çuval.....beni nerelere götürdünüz..Gümüşhane, Kemah arada şiran kelkit var..Öyle severek begeni ile okudumki yazınızı.. Yüreğinizdeki sevgi hiç bitmesin..Kardeşim...Hürmetlerimle..
Nazlıgelin
Saygımla.
Benim çocukluğumun geçtiği köyümüzden de bir dere geçerdi.
Batlama Deresi derler adına...
Menderesler çizerek akar giderdi.
Çağıltısı gecelerime musiki olurdu.
Onun suyu da yağmur suları karışmadığı zamanlar berrak olurdu.
Hiç çekinmeden içerdik.
Hatta dere kenarında soğuk su kaynakları da olurdu.
Kumu kazar, onlar için göl oluştururduk.
Kana kana içerdik buz gibi suyu...
Ya şimdi???
Dere kanala alınmış
Eskisi kadar çağlamıyor.
Dere yatağı kapışılmış
Lağım suları dereye akıyor...
Fazla söze gerek var mı?
maalesef ki günümüzde hes projeleri adı altında derelerimiz talan edilmekte Karadenizli olarak hep isyan ettik. kurtarabildiklerimiz var kurtaramadıklarımız var. para denen illet işin içine girince eee bir de işin içinde işsizlik var ise bu çaresizliğe seyirci kalanlar hep sustular ama düşünemediler bir gün o derelerde susacak o güzelim yeşillikler içinde ağaç dallarında kuşlarda susacak... kendini akil zannedenler çıktı şimdi de, büyük bir yozlaşmaya ve dinden uzaklaşmaya doğru gidiyoruz yavaş yavaş ötekileştiriliyoruz... Allah sonumuzu hayır eylesin....
saygı sevgi ve selamlarımla....
Nazlıgelin
Dünü biz güzellikte yaşadık. Dalından yedik meyvemizi, bostanımızdan aldık sebzemizi.
Şimdi paramızla zehir alıp yiyoruz !!!
Hala uyuyor yurdum insanı.
Size geçmişteki Harşıt'ın temizliğinden ve var olan eski yeşilliklerden selam yolluyorum Ankara'nın bu yağmurlu sabahından.
Teşekkür ederim, saygımla.