- 588 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
UÇURUMUN KENARINA GELMEDEN KANATLANAMAZSIN
Herkes evlendiği günü bazı ufak tefek tatsızlıklar olsa da gayet güzel bir şekilde anımsar, özellikle de bayanlar… Beyaz tüllerin içinde adeta kanatlanmış gibilerdir. Bir günlük saltanattır bu. Eğer evliliğiniz düzgün bir şekilde yürüyorsa ve eşinizle mutluysanız o günün güzel bir anısı olarak saklarsınız dolabınızın en özel köşesinde gelinliğinizi. Ama eğer evliliğinizi yürütememiş, boşanmanın eşiğindeyseniz ve evleri, eşyaları ayırma durumuna gelmişseniz, o gelinliği görmeye bile tahammül edemezsiniz ve bu giysinin size hatırlattığı o güne lanet okursunuz! Yeni evlenecek tanıdık birine vermek istemezsiniz ona da uğursuzluk getirir, mutsuzluğunuz ona da bulaşır diye… Oysa suç gelinlikte değildir ki… O gelinliği giyip kanatlandığınız gün kimse ama hiç kimse bilemezdi ki bir gün gelip size o çok yakışan gelinliğin sizi kahreden bir giysi olabileceğini. Adeta kanatlarınız kırılmış gibi hissedersiniz kendinizi.
Oysa şunu unutmamak gerekir ki her sonun yeni bir başlangıcı vardır. Boşanmanın arifesinde, biten, tükenen sevgilerin son evresinde kendinizi adeta bir uçurumun kenarına gelmiş kadar çaresiz ve korkak hissedersiniz… Hem her şey son bulsun, bu çile bitsin istersiniz hem de çevrenizde boşanmış insanların yaşadığı yalnızlık ve sıkıntıları görüp vazgeçmek için fırsat kollarsınız.
Aslında nedense boşandıktan sonra rahatlayan, daha mutlu ve huzurlu bir yaşam süren kişileri göz ardı ederiz. Mutlu evlilikleri olan insanlar olduğu gibi, eşlerinden ayrıldıktan sonra yalnız bile olsalar mutlu bir hayat süren insanlar da vardır. Çünkü başka bir insanın yanındayken duyulan yalnızlığın, tek başlarına kaldıklarında duydukları yalnızlık hissinden çok daha yıpratıcı olduğunu bilen kişilerdir bunlar. Onların size verebileceği tek öğüt şu olacaktır: uçurumun kenarına geldiyseniz yeni bir hayata kanatlanmaya hazır olun…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.