- 680 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ikinci tekil şahısa
Geçiyor herşey. Geçiyor günler saatler anlamdan yoksunca. Duyguları soyulmuş gibiyim. Yaraları soymak gibi değil, hırsızlık gibi, herşeyim çalınmış gibi hissediyorum. Geçiyor herşey. Gözkapağımı indirmeden gözlerimden geçiyor. Hele hele kahvensiz geçen günler. Geçiyor tatsız tatsız.
Zaman, bir tuhaf sanki, sanki beni bir yerlere yetiştirmeye çalışıyor, büyütmüyor ama öğretiyor "beni iyi kullanamadın.ha-ha-ha.." sesleriyle kulağımı tırmalıyor saatin sesi... Özendiğim o kadar yoz duygular var ki, keşke düşündüğüm(n) kadar dirençli ve unutkan olsaydım! Hani o unuttuğumu söylediğin ve benim geç kaldığım şeyler vardıya. Onları hatırlasaydım da geri kalan herşeyi unutsaydım diyorum. Aklımın türlü oyunlarından biri işte.! Yapacağım hiç ama hiç bir şey yok. birkaç antrenman yapıyorum ayrılıkla, terletiyor beni, yoruyor, aklımı alsın istiyorum. Bazende deli gibi hızlı hareket ediyorum. Koşuyorum mesela. Sırf sana gelip o gülümseyen yüzünü görünce değişen kalp atışlarımın ritmini yakalamak adına koşuyorum.. nabzıma hükmetmeliyim artık.
Mutlulukla örtmek istiyordum var olduğun kentin göğünü. Ya şimdi! Var olduğunm bu kentin en güzeli, yo hayır devam etmemeli, susmalıyım burada bir nokta. Ettiğimi sanma, kıyasın yok senin. Sökülmüş kaldırımlarında ayak sesinin var mı benzeri? Var mı kahkahanın böyle içteni? Var mı gözleri dünyadan büyük, sözleri dua gıyabında cennetin eseri. Kirpiğine kaşına gözüne gelmesin sıra, saçlarından hiç bahsetmeyeceğim mesela! Burada üç nokta...
senin sözün yalan bile olsa senin..! sana ait ne kötü olabilirki şu vahşi hayvanat alemimde.
Şimdi sana maruz kalmak, uyuşmak, düşünememek, ’ saçma sapan olmak isterdim.
isterdim mutlu olmak,
senin varlığında yok olarak...
Hayır diye bağırmak geliyor içimden o kapıdan son çıkışlarımda. Arkamı dönüp sarılmak, " iyi akşamlar diyememek nutkum tutuldugunda " ne tuhaf bir his bu "kendimi sıkmak odama kadar kendimi taşıyabilene dek".
Şimdi bok gibi bir kentte iki ayrı ülke gibiyiz. Böyle baştan dikenli teller koymasaydık sınırlarımıza girebilirmiydik birbirimizin hududuna. Bilirsin hudut ilinden gelirsin. Ne zor değil mi o Meriç i geçmek, karşıda başka bir yurt. Bayrağı başka, dili başka. O kadar zor aşağısı değil. Oysa hür olmalıydı kalplerimiz, hani tüm bedenimiz tel örgülerde olsada aklımız hür olmalıydı! Şimdi çoğul değil birinci tekil özgürlük var. Istersen kıyas yap istersen, reddet tutsaklığını ama ben özgür’düm ve özgür kalacağım senin yolların açılana dek.
Güçlüyüz ya biz ! Yaralanmayız ya , acı gelmez ya gidişlerimiz öyle dediler ya bize... Bizden beklenen bu. Yazık olmasın oscarlık performansı sergileriz.
Biz "biz" olamadık ama kurtardık ruhlarımızı son dönemeçte. Ben kendi iç savaşımda sen kendi iç savaşında. Kaybetttik birbirimizi küçücük kentte kocaman yurtlarımızda.
Bahardan kalan yaşları çiçeklerinin üzerine döküyorum. Öyle bir Sen kaldı ki bende ne gidiyor aklımdan başka bir yere ne de geliyor öyle üzerime üzerime...Ve garip ki sensizliğinde bir tadı var bende seni düşünme kıvamında... seni görmek istemiyorum konuşmak yüzüne bakmak gibi niyetlerim yok aslında. Bununda adı özlem olamaz sanırım.
Bir yükü attığımı düşündüğünü biliyorum. Herşeyde olduğu gibi bunda da belki kısmen haklısın. Seni omuzlarımdan attım da ne oldu ? Şimdi sensizliğin ağırlığı var üzerimde
Dün gece sabaha karşı uyudum. Sabaha kadar seninle geçen günleri tekrar tekrar hatırladım. Belki gördün son mesaj kıvamında "aklımda iyi kalacaksın" dediğimi. Orayıda yokladım. Ne garip bir his bilemezsin. Uyanık olmayacağını sanıyordum o saatlerde uykum var dedin ve yol verdin bana. Zaten gitme vaktiydi saat düşülmüştü otuz mart bire çeyrek kala. Ya sonra ne oldu orada. Koca gözlü bir yurt uyudu mu ? Bana sorsan hayır ! Gecenin karanlığı güneş doğarken çöktü bu kente ne garip. O vakitler kapandı bu şehrin beyaz ışığı. Sonra sahte güneş ışıkları ve salak kuşlar hakim oldu kentin göğüne. Elimdeki kağıdı o zaman göremez olup bıraktım kalemi. Hakimiyetlerinin sesi iç gıcıklayıcı birazda yalnızlığımın eseriydi. Yine de bir şarkıydı dinleyiverdim dinleniverdim gözlerinin kapalı olduğuna emin olduğum o dakikalarda.
Kim dinliyordu benden başka lojmanın çatısındaki leyleklerin sabah sohbetlerini..?
İsmim yok bu kağıtta, adım yok sanım yok. Senden geriye sadece cümleler kalacak... değerli değersiz. Senin hatıranı sonsuza kadar saklayacağım... ne kadar az şey yaşadık ve ne kadar çok acele... üçyüzelli gün...
ve sonunda
haklı ya da haksız değilim haklı ya da haksız değilsin
seven ya da nefret eden seven ya da nefret eden
arkadaş ya da düşman arkadaş ya da düşman
değilim hiçbirşeyin. Değilsin hiçbirşey.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.