- 898 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
AFFETMEK-2
Affetmek…
Hani o huzur veren davranış…
Ne hakkı hakkı yenilmişliğin verdiği eziklik kalır, ne kin, ne de nefret…
Yeniden doğmuş gibi hisseder kişi kendini…
Affetmek bir erdemdir…
Affetmek büyüklüğün şanındandır…
Her zaman öyle midir acaba?
Bazı durumlarda yazık ki affetmek bu kadar hoş olmamaktadır.
Çünkü tüm bu erdemler hakkı gasp edilmiş kişinin affetmesi sonucu oluşmaktadır. Oysa ki hep yapılagelmiş olan bir şey vardır ki; bu tanıma hiç uymaz.
Hükümetlerin çıkarttığı af yasalarından söz ediyorum.
Üç beş oy için, hakkı gasp yenilenlere sormadan katiller, sapıklar, soyguncular salıverilir. Sonra da oy hesapları veya alınan oyların karşılığı olduğu söylenmez, çeşitli nedenler ileri sürülür. Hapishanelerin devlete yük olması v.s. gibi…
Aslında salıverilen katiller, sapıklar, soyguncuların oylarıyla iktidarda olmak nasıl bir histir bilinmez ama onların oylarına karşılık hakkı yenilmiş kişilerin kaybedilen oylarını nasıl hesaba katıyorlar bilinmez…
Olaya bir de fıkıh açısından bakmak isterim. Fıkıh bilgisi iyi olanlar isterse konuyu daha iyi inceleyebilirler. Bilindiği gibi rahmeti yeri göğü kuşatan Yüce Allah’ın kul hakkı yiyenlerin hak sahibi ile helalaşmamaları durumunda tövbelerinin kabul etmeyeceğine ilişkin hadisler bulunmaktadır.
Gücü ve rahmeti sonsuz olan Yüce Allah, hiç kimseye verilecek hesabı da yokken kul hakkını affetme yetkisini kendisinde görmemektedir. Hal böyle iken hükümetler bu hakkı kendilerinde görebilmektedirler.
Olayın garipliğini anlamak bakımından şöyle bir senaryo düşünelim; İki kişi tartışıyor. Daha doğrusu biri diğerini cezalandırarak haklarını almak istiyor. Olaya dışardan yaklaşan biri sesleniyor;
“Hey, neden o kişiyi cezalandırıyorsun?”
“O benim hakkımı yedi.”
“Olsun bırak onu. Ben onu affettim.”
Ne kadar garip kaçıyor değil mi olayla ilgisi olmayan üçüncü kişinin affetmesi? Şimdi bir de senaryoyu şöyle sürdürelim; O üçüncü kişi biryandan da kulağından tutmuş birini sürüklüyor. Hakkı yenilen kişi soruyor bu üçüncü kişiye;
“Peki neden o kişiyi (Kulağından tuttuğun kişiyi) affetmiyorsun?”
“Onu affetmem, çünkü o bana karşı suç işledi...”
Bu senaryo, hükümetlerin devlete karşı suç adı altında ve birçok ülkede suç bile sayılmayan siyasi suçlar veya düşünce suçlarını affetmemesinin garipliğini göstermektedir.
Yüce Allah, şirk (inkarcılık) dışında kendisine karşı işlenen, Allah’ın emirlerine karşı gelme şeklindeki suçların tövbe edilmesi durumunda affedilebileceğini müjdeler. Kul hakları için ise o kul ile helalleşmek koşulunu koyarken, bizim hükümetler devlete karşı olan suçları bağışlamazken kişilerin birbirlerine karşı işledikleri suçları hakkı yenilene hiç sormadan affetmektedir.
Ne diyelim!
Katillere, sapıklara, soygunculara, hortumculara minnet borcu ancak böyle ödenebilir.
Kadir Tozlu
29.05.2005
YORUMLAR
Bu hususta tamamen size katılıyorum, Kadir Bey. Özellikle, kamuoyunda "Rahşan Affı" diye bilinen ceza affından sonra pek çok sapık, tacizci, tecavüzcü, kapkaççı, gaspçı... sokağa salınmıştı ve yeni yeni olaylara sebep olunmuştu. O suçların mağdurlarının ne halde olduğu hiç hesaba katılmamış olsa gerekti. Toplumumuzda nedense hep cezaevindekilerin hakları vs. gündeme geliyor. Ya mağdurlar ve aileleri? Maalesef...
Sürekli çıkarılan aflar, kanunların etkisinin azalmasına sebep olduğu için de zararlıdır. Eşitlik ilkesine de aykırıdır. Meselâ, af beklentisiyle vergisini, primini, devlete olan borcunu bekleten insanları da biliriz hepimiz. Pekiyi, vaktinde ödeyenlerin günahı nedir? Dürüst vatandaş olmak suç mudur? O zaman vaktinde ödeyenlere de faiziyle (günlük hayatımda faizden uzak durmaya çalışan bir insan olduğum halde) iade edilmelidir ki, adaletli olunsun.
Velhasılı, başkasının sırtından "af" af değildir, işlediğiniz üzre...
Selâm ile...
superbaba
Yorum için teşekkürler..
Saynur Baysal Öztürk
Bazen de karşınızdaki burnundan kıl aldırmaz ama siz onu affetmek zorunda kalırsınız çevredekiler mutlu olsun diye,güzel bir konu seçmişsiniz ama bana hep yaşadığım kötü olayları hatırlattı.Kimseye bir şey yapmadığım için genelde bana yapılır sonunda da rica ve baskılarla affetmek durumunda kalırım ,karşımdaki özür dilemediği halde.Bu durum daha farklı merak ediyorum acaba bu nasıl değerlendiriliyor karşı taraf,Allah katında ve benim açımdan.Selam ve sevgiler
superbaba
Bu konuda birkaç yazım daha var ama dediğiniz konuya değinmiyor.
Yorum için teşekkürler...
Haklısınız kadir bey..anlamsızlıklar içinden doğru anlamlar çıkarmaya çalışılıyor
Saygılar....
superbaba
Yorum için teşekkürler.
efendim iş devlet boyutuna çıkınca onlar afetme işini kendilerine göre yorumlayıp süsleyip bir güzel af ediyorar yeterki çıkarları olsun haksızlıkmış yaptıkları iş vız gelir kutlarım kaleminizi paylaşımınızı saygılarımla selamlar
superbaba
Ama bunu düşünmezler.
Yorum için teşekkürler Bekir kardeş...