Issız ,İsimsiz M’anaların Dilisin Şulenar
hayrettin taylan
Şairzal:
Sensizliğin acil kapısından ruhunun hastanesine yatırdılar. Ser’umudu taktılar.Biraz iyi kadar iyiyim şimdi.
-Issız manalara azizlik yapıyorum. Dilime kilitlenen sözcüklerin yeni anlamındayım.Anlatılmaya mecbur kentler sahilindeyim.Islak düşlerimden, kurumuş düşüncelerime kadar senli toparlanış aziziyim.
Susturulmuşluğun susturucusu gibi, vurulduğun sende k’anıyor yüreğim.
-Kimsesiz sevinçlerimiz var.Kimi kimsesi olmayan sevda bebeğimizi büyütüyoruz, büyüleyici tutkunla.
Keskin duruşunun durulanmasında kendime geldim.Toparlandım.Sevmelerimi temize çektim.
Şulenar:
-Gönlümün kuş tüyü ve gül yapraklı yatağındaydın. Sıcaklığın o kadar benliydi. O kadar yakındı nefesin.Nefsimin şiiri oldun.Nefsime değil, sevgine, beni sevmene , bana yazmana, aşkımıza yenildim.
Sensizliği senli düşlerin gerçeklik payıyla uyutuyorum.
Soluğum sol yanında başlar, aşk başına kadar devam eder.
Yokluğunun yoklamasında ben de yoktum. Artık var olan gerçeğin ta kendisiyiz.Yaşamak bize revalarını sunarken, Suna yürüyüşümle gönlümdeki susamışlığı doldurmaya geldim.Pınar başında beni sözlerinle, sevginle, duruşunla bekliyordun. Ben içimlik su gibiydim.Yar bardağından içirdim seni.
Seni neden seviyorum? İşte bu yüzden, bu yar çeşmesinden seni içmek içindi.
Şairzal:
-Yıldızlara söz dansı yaptığım yalnızlık sonrasındaydım. Ay yüzün kadar bir yüze bandırıldı sevda hasretim.İçimde birikmiş alevler vardı.Bir yandan da buzullarım sardı. Eriyiş risalemde eridim, eritildim , sevdirildim sana.
Sensizliğin masmavi döşüne değdi düşlerim. Sevmek artık ,düşünceleri de eğitiyordu.
Yüzyıllık aşk yüzünle sevda yorganıma yüz olup uyuttun tutkulu gecelere.
-Huzur çiçekleri gibi açıldın bağrımda. Saksısı algımda olan özel bir gül gibi zekice büyüdün. Büyüdükçe kırmızlığını hissettim.
Şulenar:
-Mutluluk aşıladı ruhundan akanlar. Bitmeyen bitki gibi büyüdün hallerimde.
-Henüz, yeşermemiş , yaşanmamış günlerimiz var.Nüksen anlarımız beklilerini saklar.
-Söylenmemiş şarkılar okunur sen yok hayallerimde. Beni diline dolar mısralar. İmgelerin yengesi yapar bilinçaltım. Artık ilham perim olarak yazılıyorsun yazgının sayfasında.
Derinlerinde denizler ağlar, aşk ağzında incilerin var. Değerli taş gibi taş bağrımda kalıyorsun.
Şairzal:
-Sustuğum anlarda gülümseyen anların konuştu. Konuştum sensizlikle.
İlginin demliğinde içtim seni. Şekerim yoktu;ama şirinliğinin içimde manidarlığı vardı.
-Yüreğimin en güzel yerinde tatlıcı dükkanın vardı. Sözlerin, gözlerin, dokunuşların, dediklerin en çok diyemediklerin tatlı olarak serilmişti.
-İçimdeki volkanların hasretini kızıştırdın.Fay yataklarıma bıraktın sevdayı.
Patlayışa akın eden ruhsal bir cengaverdim. Sevmenin cengine katıldım.
-Yenildim ;ama sana.Tatlı bir yenilgi.
Yaralandım;ama yar yarası aşka şifadır. Yinede sıcak sevda sıcağını esirgeme.İlacımın özüsün. Doğal bitkiler gibi doğal , yan etkisinden çok yar etkisi olan bir ilaçtın.
Şulenar:
-Sosyolojik bir haritada şehirlerinde kurulu bağdık.Bağlandık öylece.
Ağ bağlantısının bağlanış sayfasına sevi verisi olduk. Bizi bağlayan hızın gücül gizinde sana geldim, senli anlara geldim.
-İçimdeki arkaik hayallere çare alup Çareçeliğin çırasını yaktım karanlık yalnızlığına.
-Sustum ve gülümsedim.
-Sevdim :ama susmadım sana şairim…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.