Bana Ellerini Ver, Bütün El’ler Görsün Şulenar
hayrettin taylan
metafizik dergâhındayım, ötesinde bana gelişinin tanımsız kokusu dalgalanır
bekleyişlerin helalindeyim, celalinde bende kalışın güleç gülü dalgalanır
lirik yanışların savurduğu benlik sofrasındayım, açlığımı doyurdu sevdan
sevi eksenimde dönen düşlerin döngesindeyim, solumu çizdi nefesin
Bütün şehir senden ibaretti. Şehrin tamlamasında durulanıyordu aşkın kendi duruşu. Nitel sıfatların yüreğiydin. Benden önce gelen güzelliklerin sıfatı gibi içimi tümlüyordun.
Dilsiz sözcükler sızıyor ruhunun berraklarından.Özlem örtüsüyle
Serpiliyorsun üst benliğime.Bir kimlik haritasında dünyanın en güzeli olarak başkent oluyorsun aşkıma.
-Silinmezliğin ham maddesine bandırılıyor seni sevişim. Artık mumyalanmış sevgilerin var. Bu yüzden seni sevmek kendine ölümsüzlük iksiri içirdi.
-Düşlerle yıkadım dolunay yüzünü. Düşüncelerle geldim tebessüm yarınlarına.
-Varlığımda kendine varsıl dünyalar aşıladın.Bir aşka filiz olmayı seçtin.Seçilmişliğin tesadüflerinde mistik kokular yayıldı. Misk-i amberin zamanı oldun.
-Örüntülü duvarların vardı.Ben sevdikçe yıkıldı. Takınmış, takkesi düşünce keli görülmüş tavırların eşiğinde karışık haller sergiledin.
-Sızısını çektim. Yeni yüzün gibi çıkmadın. Aşıyordun kendinle beni.Bir can çardağındaydık. Aşk üzümünde salkımlar yiyordu sevda.
Tarihin şahitliğinde, talihin yazdı yaşadıklarımızı. Bir düş ile binlerce düşeş arasında kalmış anlarımızı seriyorduk.
Özümün fırçası boyuyor önyargılarını.Bir insanı tanıdığın yere mukim kılamazdın.O bilince şifresiz düşlerin vardı. İnsanı, sosyal medyada , mahallede, parkta, kafeteryada , apartmanda tanımak benzer düzlemlerde.
Çünkü insanı insan kılan tanıdığın yer değildi.İnsan, içi dolu, işlenişi zekaya odaklı bir beyindir.İnsan, yüreği temiz inançlarla örülü inanç yumağıdır.İnsan, algılarla akan berrak bir nehirdir.İnsan iç merkezleri doyurulmuş, doyumlarını sağlam temellerde kazanmış üst benlik kumaşıdır.İnsan, hastalıklı egolarını iyileştirmiş, sosyal katmanların kirlettiği bilinç filtresini temizlemiş, bilinci açık,bilinçaltçısı artçı depremlerden arınmış Yüce Allah’ın ustalık sanatıdır.
-Benliğimin uzun metrajlı filmiyle her şeyden temizlenmiş olarak sana geldim.
-İnsan olan bir insanlık aynasıydım.Taranacak güzel aşk yüzün vardı. Kadınlık kimliğinin ayrıntılarını gördükçe özel bir şehir olduğunu fark ettim Şulenar.
*Ölümcül duyguların zemherisini sunanlara karşı Suna bakışlıydın. Gönül çeşmesinden testini doldurmaya devam ettin.
*Beni kana kana içmenin niyet arasındaydı.İyi niyetlerin de akıyordu.
-Çaresizliğim sana karşı Çar kıldı. Naçarlığın narında yeniden doğdum.
*Mahcup değildim seni sevmekle.Mahcuplarımız yoktu.Umurumuzda yalnız biz olmalıydık.
Söz geçiremeyen yarınlarımız var.Hiçbir şeyin, hiç kimsenin sızılı sözleri geçirmezdi sözlü gönlümüze.
*Bu ikimizin sevdasıydı. Bu ikimizin dünyası.
Kollarını açtın cümlelerime. Cümlelerim yüreğimdi, sendin, bendim.
.
Damla damla yanaklarımda yeşeren ıslanmışlığın uslanmışlığıyım.
Gamzelerinin müdavimi olmak için sana gelişin muaviniyim. Bir gamzeden sonra bir busecik partisi verir misin Şulenar.
-Besler misin beni buselerinle bu sene.
Göçüp gitmesin hayallerin istedikleri.Islanmışlık kendine ezberlensin. Seni sevmek refleks değildi.Duygusal bir erinme, arınma, arıtılma, beslenme eylemiydi.
Toplantı yapmış hislerim.Hislerinle anlaşarak bizi aşka dimağ yapmışlar.
Güllerin yapraklarının üstüne nemli işleyişimin su kabarcıklarını sunmuş.
Kırmızı gülün üstünde kabarcık süsü gibi anları toplayan yaşanırlık sahilindeyim.Hayat seninle güzelleşirken aşkın gözleri açıldı. Kimsecikler kapatamaz artık.
Bana ellerini ver, bütün el’ler görsün gayrı.