- 669 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
FARE DAĞ DOĞURUR MU ?
FARE DAĞ DOĞURUR MU ?
Dr. Sadık Özen
Şimdiye kadar; büyük beklentilerden sonra ortaya çıkan küçük sonuçlar için “Dağ fare doğurdu” denilirdi. Şu günlerde ülkemizde yaşanan acayiplikler, bu söylemin artık tersine dönebileceğini gösteriyor.
Eğer, fareyi dağ gibi büyütüp, dağı da fare kadar küçültmeye başlarsanız; bir gün gelir fare dağ doğurabilir.
Ayakların baş, başların ayak olduğu durumlarda bu tür gelişimler doğal karşılanmalıdır.
Bir önceki akşam, CNN TÜRK Kanalında Ahmet Hakan’ın yaptığı programı izlerken, duyduğum şaşkınlık içinde bunları düşünmeye başladım, ne yazık ki !...
Bebek katiline “Sayın” denildiği için haklarında mahkumiyet kararı verilerek hapse atılanlardan sonra; gösterilen olağanüstü çabalarla artık bu sözcük sakıncalı olmaktan çıkarıldı ve bebek katiline “Sayın” denilmesi meşrulaştırıldı ve de tescillendi. Artık herkes bu azgın Teröristbaşı’ ndan söz ederken konuşmasına “Sayın” sözcüğü ile başlıyor. Bu büyük bir gelişimdir ve bunu sağlayanları kutlamak gerekiyor.
Uzun bir hazırlık dönemi ve yapılan yoğun çalışmalardan sonra; Sayın Teröristbaşı ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına İmralı’da gerçekleşen görüşmelerden sonra; Sayın Teröristbaşı’nın temsilciliğini ve sözcülüğünü yapan kişi, sözünü ettiğim programda konuyla ilgili açıklamalarda bulundu ve Teröristbaşınca hazırlanan öneri paketinde yer alan hususlar hakkında bilgi verdi.
Buna göre; Sayın Teröristbaşı, ülkemizin içinde bulunduğu her konuda fikir üretmiş ve bunları içeren bir rapor hazırlamış. Bunları bir mektup haline getirmiş. Bu mektupta; Yeni Anayasanın nasıl olması gerektiğinden tutun da, ülkenin demokratikleşmesine, Alevilik-Sünnilik ve diğer dinsel konulara, Türklük-Kürtlük ve her türlü etnik sorunlara, terör ve asayiş olaylarına, siyasi çekişmelere, bölgesel farklılıklara, ekonomiye varıncaya kadar bütün görüşlere yer verilmiş.
Teröristbaşının; Türk Milliyetçiliği’nin ayaklar altına alınmasından büyük bir memnuniyet duymuş olacağı kesindir. Kürt Milliyetçiliği için ne düşünmekte olduğu ise merak edilmektedir. Bakalım bu konu mektubunda yer alıyor mu?
Hazırlanan mektup veya rapor, ya da öneri paketi; Kandil’e, BDP’ye, Avrupa’ya gönderilecek ve görüşleri alınacak ve bir mutabakata varıldıktan sonra muhataplarına tevdi edilecekmiş. Bu muhatabın TC Devleti olduğu anlaşılıyor. Tabii ki bu aşamadan sonra pazarlıklar başlayacaktır. Düşünülen bu olmalıdır.
Doğrusu bu duyduklarım bana son derecede ilginç geldi. Teröristbaşı böyle bir rapor hazırlama cesaret ve yetkisini kendisini görürken; bazı devlet başkanlarının bile böyle bir girişimde bulunamadıklarını düşündüm.
Durum baştan itibaren ele alınarak değerlendirildiğinde; yeni sürprizlerle karşılaşılmasının söz konusu olabileceği akıllara gelebilir.
Tek adam olma hevesi ve buna bağlı Başkanlık Sistemi hayali, acaba ortaya Teröristbaşı gibi yeni bir rakip çıkarabilir mi?
Eğer taşlar bir kere yerinden oynarsa, hiç akıl almayacak şeyler düşünülebilir.
Evet Beyler, haydi şimdi ayıklayın pirincin taşını !...
Not: Bugün “HOCALİ KATLİAMI” nın yıldönümüdür.
26 Şubat 2013
YORUMLAR
Bu görüşmelerden ilginç sonuçlar çıkacağını düşünüyorum.
Sonuçta PKK'nin sürdürdüğü silahlı mücadelenin miadı doldu.
Benim görüşüm İmralı Ve AKP'nin çıkarları doğrultusunda farklı bir konjonktür de devam edebilir.
Ve buda bize AKP'nin başarısı olarak lanse edilebilir.
Saygılarımla...
Sayın Sadık ÖZEN,
Doğurur mu doğurur!
Olmaz dediklerimiz bir bir oluyor.
Bu millet aklını mı yitirdi acaba?
Hocalı'da katledilen Türkleri rahmet ve saygıyla anıyorum.
Yazınız sebebiyle sizi kutlar selam ve saygılarımı sunarım