- 608 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
" AŞKIN VE SEVGİNİN DUASIDIR BU "....NİZAMİ MERT...
" AŞKIN VE SEVGİNİN DUASIDIR BU "
"Rabbimiz, hesabın görüleceği gün, beni, anamı babamı ve mü’minleri bağışla!" İbrahim suresi/ 41...
Rabbim beni, babamı, anamı, inanarak evime gireni, inanan erkek ve kadınları bağışla; zâlimlerin de sadece helâkini artır (onların köklerini kurut)!"Nüh/28...
Büyük insanların dualarıda büyük oluyor böyle. İnsanoğlu yaşamı boyunca nevsin ve şeytanın kısgacından kurtulmanın yollarını ararken bazende yaşamı oluruna bırakma gibi bir kolaylığı seçiyor. Yaşamın koşulları ve hedefleri insanın yaratılışının başında belirlenmiş her türlü koşullara dayanma ve karşı koyma gücüylede donanmıştır. İnsanın hedefinde allah ve onun rızası olduğunda hiç bir olumsuz koşuldan etkilenmeyeceği kendisine her zaman ve zeminde anlatılmış ezeli düşmanın kimliği ve davranışları alenen kendisine çeşitli sembollerle gösterilmiştir.
Şeytanın insanın yaratılışından ölümüne kadar olan süreçte kendisine düşman olduğu Müstakim yoldan ayartmak için her türlü hile ve desiseyi kullanacağı açıktır. bunu bizzat şeytanın kendisi açıkça söylemektedir.
" Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere: "Âdem’e secde edin!" dedik; hepsi secde ettiler, yalnız İblis etmedi, o secde edenlerden olmadı.
(Allâh) buyurdu: "Sana emrettiğim zaman seni secde etmekten alıkoyan nedir?" (İblis): "Ben, dedi, ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın."
Kendini yeterli görme ve nankörlüğün en açığını iblisin bu karşı çıkışından anlamış oluyoruz. İşte yüce yaratıcı bunun için Muhammet aleyhisselamı ve etrafındakileri ; Andolsun ki insan azar Kendini yeterli gördüğü için. Burada yeterliliğin açılımını yapacak olursak eğer bu yatarlilik özellikler karşımıza: Ekonomik güç, Bilgi Gücü, Makam, Mevki Kriyer olarak çıkacaktır. İnsan bu saydıklarımızdan her hangi birinin yüreğinde yeşerdiğini fısıldadığını görürse hemen istiğfar etmelidir yoksa sonu iblisin sonuyla aynı olacaktır....
(Allâh) buyurdu: "Öyle ise oradan in, orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık, çünkü sen aşağılıklardansın!"
(İblis) dedi: "(Bari) bana (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar süre ver."
(Allâh) buyurdu: "Haydi sen süre verilmişlerdensin."
"Öyle ise, dedi, beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onlar(ı saptırmak) için senin doğru yolunun üstüne oturacağım."
"Sonra (onların) önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım ve çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!"
(Allâh) buyurdu: "Haydi, sen, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun ki onlardan sana kim uyarsa (bilin ki) sizin hepinizden (derleyip) cehennemi dolduracağım (azdıran sizler de, size uyup yoldan çıkan insanlar da cehenneme gireceksiniz)!"
Bizler insanı doğru yoldan saptırmak isteyen her kim olursa olsun onların iblisin ve şeytanın çocukları olduğunu bilmemiz gerekir. Onlarla olan hukukumuzu bu tehlikeyi fark ettiğimizde bitirmek zorundayız bitirmez isek müstakim yolda olduğumuza kendimiz dahi inanamayız diyorum....
(Sonra Allâh, Âdem’e hitâbetti): "Ey Âdem, sen ve eşin cennette durun, dilediğiniz yerden yeyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz."
Derken şeytân, onların, kendilerinden gizlenmiş olan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: "Rabbiniz, başka bir sebepten dolayı değil, sırf ikiniz de birer melek, ya da ebedi kalıcılardan olursunuz diye sizi şu ağaçtan men’etti" dedi.
Ve onlara: "Elbette ben size öğüt verenlerdenim." diye de yemin etti.
İşte burada Allah’ın adıyla aldatmanın şeytanın en belirgin özelliği olduğunuda açıkça görmüş oluyoruz. Bu gün yaşadığımız dünyada bunu yaşayan insanlardan nerdeyse yüzde doksanı yapmaktadır. İmanın ateşten bir top haline geldiği günler işte bu günlerdir diyorum, Bu günlerde imanlarını koruyan ve inancını yalansız yaşayanlara ne mutlu. Allah resulünün onlar benim kardeşlerimdir dediği insanlar bugün imanını çirkin şeylerden koruyan ve yaşayan insanlardır onlara selam olsun diyorum....
Böylece onları aldatarak aşağı sarkıttı, (önceki mevkilerinden indirdi). Ağac(ın meyvasın)ı tadınca çirkin yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerlerine örtmeğe başladılar. Rableri onlara ünledi: "Ben sizi o ağaçtan men’etmedim mi ve şeytân size apaçık düşmandır, demedim mi?"
Dediler: "Rabbimiz, biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, muhakkak ziyana uğrayanlardan oluruz!"
(Allâh) buyurdu: "Birbirinize düşman olarak inin, sizin yeryüzünde bir süreye kadar kalıp geçinmeniz gerekmektedir."
"Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve yine oradan (diriltilip) çıkarılacaksınız!" dedi.
Burda yüce yaratıcının rahmetinin her yeri kuşattığını görmekteyiz. Allah yanlış yapıp yanlışını farkedenleri sever ve affeder yeterki bu hususta kullar Adem gibi samimi olsunlar yeter diyorum....
Ey Âdem oğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Korunma giysisi, en iyisidir. İşte bu(nlar), Allâh’ın âyetlerindendir, belki düşünüp öğüt alırlar.
Ey Âdem oğulları, şeytân, ana babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belâya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz şeytânları, inanmayanların dostları yaptık. Araf suresi/ 11-27...
Yüce yaratıcı her şeyi anlaşılır bir dil kullanarak kullarına en güzel şekilde ayrıntıları ile anlatmıştır. Bundan sonra olacak ve yapılacak her şeyden insanın kendisi sorumlu olacaktır. Heva ve hevesinin peşinde koşan dünya hayatının bitmeyeceğini sananlara bu iyi bir uyarıdır. Yarın huzuru ilahiye vardıklarında bizi şeytan saptırdı. Doğru yoldan bizi o çıkardı demek gibi bir bahaneleri olmayacaktır. Velev ki böyle bir iddiada bulunsalar bile Şeytan onların bu iddialarını boşa çıkaracaktır.
İş bitirildikten sonra şeytân (onlara) şöyle dedi: "Allâh size gerçek va’detti, ben de size va’dettim ama ben sözümden caydım! Benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Sadece sizi (küfür ve isyâna) davet ettim. Siz de benim da’vetime koştunuz. O halde beni kınamayın, kendi kendinizi kınayın! Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Ben, önceden beni (Allah’a) ortak koşmanızı da tanımamıştım zaten. Doğrusu zâlimler için acı bir azâb vardır!" 14/22 İbrahim suresi...
Bu uyarıcı ayetten sonra insanın kendine bahaneler üretmesi ben insanım diyen hiç bir canlıya yakışmaz. Gelin öyle bir hayat yaşayalım ki; Dua edecek bir dilimiz Rabbimize Yönelecek bir yüzümüz olsun diyorum. Allahın affedemeyeceği hiç bir günah yoktur önemli olan hüsnü kalp ile ona yönelmektir diyorum. Rabbim kitabı kerimiyle olan arkadaşlığımızı kaim ve daim etsin inşallah. Bu duygular içinde yüreğinizden sevgi Dilinizden Hoşgörü, Yaşamınızdan Ahde vefa eksik olmasın. Sevginin gücü sizinle ve sevdiklerinizle beraber olsun....Sevgi ve Dostlukla Rabbime emanet olun....Nizami MERT..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.